10 Kasım 2014 Pazartesi

Şimdi muhasebe zamanı : Her ne olursan ol öleceksin, her şey fanidir.O zaman ölecek olan ve gömülecek .Gelin tez elden tövbe edelim




Yeni bir yıla girdik. Takvime göre birer yıl yaşlandık. Aynaya baktığınızda saçlarınızın daha da beyazladığını, azaldığını, gücünüzün daha da zayıfladığını, eski enerjinizin kalmadığını göreceksiniz.

Aslında ciddi bir muhasebe fırsatı var önümüzde. Kendimizle, imanımızla, ibadetimizle hesaplaşma zamanı.
Bir yıl içinde samimiyetinizde azalma var mı? Bu bir yıl içinde yüce Rabbe olan bağlılığınız güçlendi mi? Bir yılda kaç insanın kalbini kırdık? Kaç kişinin bedduasını aldık? Kaç kişiye beddua ettik? Kaç bedduamız bize iade edildi?
Kaç kişinin hakkını yedik, aleyhinde konuştuk, gıybetini yaptık, suizanda bulunduk?
Kaç insanın çiğ etini yedik?

Kaç insanın iffetini, ırzını, namusunu, onurunu, kişiliğini, saygınlığını, hakkını, hukukunu zedeledik?
Kaç defa imanımızı zedeleyecek söz söyledik, küfür ve şirk sözlerini kullandık?

Kaç defa farz ibadetlerini kaçırdık? Namazı gevşettik veya kaç defa namazımıza, orucumuza riya kattık?
Kaç defa Müslümanları rahatsız edecek söz söyledik, adım attık, horladık? Kaç defa elle, yüzle, ayakla, dille, kalple ve sözle taciz ettik? Zor durumda bıraktık.

DEVAMI :

Aniden ölüm gelse kapıya hazırlığın var mı? Var diyorsan kime göre var? Ne kadar eminsin kendinden? Senin veya çevrenin senin hakkındaki itibarı, Allah katında itibar sayılacak mı?
Makamını, mevkiini, itibarını, paranı, gücünü kim için kullanıyorsun? Hiç kimsenin hiç kimseye fayda sağlamayacağı çetin günde hesaba var mısın?
Mümin o insandır ki "Eliyle, diliyle ve hatta kalbiyle başkasına zarar vermeyendir, şerri dokunmayandır. Senin elin, dilin, kalbin, ayağın, sözün, kalemin, mevkiin, sermayen veya başka şeylerin müminlere zarar verdi mi?

Zarar verdiysen, imanını rahatlatacak malzemeyi hemencecik şeytan kulağına fısıldadı mı?
İnsanları üzmene rağmen rahatsan bunun bir şerre sebep olduğunun farkında mısın? Farkında değilsen esas perişanlığın bu olduğunu görmüyor musun?

Her ne olursan ol öleceksin 
Behemehâl -her halükarda- sen de öleceksin. Ben de öleceğim. Sesimin iliştiği, gözümüm gördüğü veya görmediği her şey ölecek. Çünkü her şey fanidir.

Fani (sonlu) olan bu dünyada, fani olmaya razı olmasan da fani olacaksın. İki metrelik çukura uzanacaksın.
O gün ne dost, ne arkadaş, ne yar, ne yaran, ne cami arkadaşı, ne meyhane dostu, ne alkışlayan, ne slogan atan, ne seni göklere çıkaran, ne seni yere batıran, ne sana amin diyen, ne sana zalim diyen, ne sana baba diyen, amca, dayı, teyze, yeğen diyen, ne sana hacı, hoca, üstat diyen, ne sana efendim sultanım diyen ve ne de sana küfreden kimse kalmayacak.

"O gün herkes herkesten kaçacak"! Sen ve Allah'ın ve amelin, imanın ve şefaatini hak etmişsen Peygamberin ve yine şefaatini hak etmişsen Melekler ve Rabbin razı oldukları belki sana fayda sağlayacak. Gerisi boş, gerisi masal, gerisi hikâye.

O zaman ölecek olan ve gömülecek olan bu zavallı, bu perişan, bu tükenmiş ve yarın da taaffün edip çürüyüp gidecek bu fani ve zavallı vücuda daha fazla zulmetme, yük yükleme.
Gel tez elden tövbe et. Gelin tez elden tövbe edelim. Çünkü içimizde tertemiz olan hiç kimse yoktur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder