10 Kasım 2014 Pazartesi

Yüce Allah'ı anmanın (zikrin) faydaları : Peygamberimiz yüce Allah'ı zikretmeden, O'na hamdedip, şükretmeden, O'ndan mağfiret dilemeden, O'na dönmeden tek bir vakit dahi geçirmezdi.


http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikir şeytanı uzaklaştırır ve gücünü kırar.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Allah'ın rıza ve hoşnutluğuna sebep olur.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Kalpten düşünce ve üzüntüyü giderir.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Yüzü ve kalbi nurlandırır.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Kişiye gelecek rızkı çoğaltır.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Allah'u Teala'nın sevgisini kazandırır. İslam'ın ruhu, dinin kaynağı, saadet ve kurtuluşun sebebi ancak sevgidir. Kim Allah'ın sevgisine erişmek isterse Allah'ı bol bol zikretmelidir.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikretmekle insanı ihsan derecesine ulaştıran bir hal nasip olur. İhsan derecesi, Allah'ı görüyormuş gibi ibadet yapmanın nasip olmasıdır. (İşte bu tasavvuf ehlinin erişmek istedikleri en son hedeftir.)
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikir Allah'a yöneltir. Allah'ı zikreden insan, gitgide öyle bir hale gelir ki, her meselede Allah'u Teala, onun sığınağı, barınağı ve korunağı olur.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Allah'a yakınlık meydana getirir. Zikir ne kadar fazla yapılırsa, yakınlık o kadar artar. Zikirden ne kadar gafil kalınırsa o kadar Allah'tan uzaklaşılmış olur.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikir kalbe Allah'u Teala'nın heybet ve büyüklüğünü yerleştirir. Ayrıca kişi Allah'ın huzurundaymış gibi olur.

http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Kişinin Allah'u Teala'nın katında zikredilmesine sebep olur. Nitekim Kuran-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur: "Siz Ben'i anın ki Ben de sizi anayım." (Bakara, 152) Kudsi bir hadiste ise şöyle buyurulmuştur: "Kim Ben'i gizlice zikrederse, Ben de onu gizlice zikrederim."
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikir kalp ve ruhun gıdasıdır. Kalbe ve ruha gıda verilmemesi bedene gıda (yemek) verilmemesi gibidir.

http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikir kalbin pasını siler. Tertemiz hale getirir.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Hata ve kusurlardan insanı uzaklaştırır. Hatasının farkına vardırır.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikir, kişide oluşan ürkme duygusunu uzaklaştırır. Çünkü gafil insanın kalbinde Allah'a karşı bir ürkeklik bulunur. Bu hal kişiyi rabbinden uzaklaştırır. Bu hal de ancak zikirle yok olur.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Kim rahatlık zamanlarında Allah'ı anarsa, musibet zamanlarında Allah onu anar. Yani ona rahmet eder.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikir Allah'ın azabından kurtulmaya vesiledir.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikir, göklerden, yücelerden rahatlama ve Rahmet inmesine sebeptir. Melekler zikredeni kuşatırlar. Ona dua ederler.

DEVAMI :


http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikir sayesinde dil, gıybet, söz taşıma, yalan, çirkin ve boş sözlerden korunmuş olur. Nitekim dili Allah'ı zikretmeye alışkın olan kişinin genellikle bu gibi şeylerden korunduğu tecrübe ve müşahede edilmiştir. Dili zikre alışkın olmayan kimseler ise her türlü faydasız şeylere müptela olmaktadırlar.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikreden, kıyamet günü pişmanlıktan kurtulur. Hadisi Şerif'te buyuruluyor ki: "Allah'ın zikredilmediği her meclis kıyamet günü zarar ve pişmanlığa sebeptir."
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikir ister yatakta, ister çarşıda, ister sağlıkta, ister hastalıkta, isterse nimetler ve lezzetler içinde meşgul iken yapılsın, insanı daima yükseltir. Ondan başka devamlı yükselmeye sebep olan hiçbir ibadet yoktur. Hatta kalbi zikrin nuru ile münevver olan kimsenin uykusu dahi gece boyu gaflet içinde ibadet eden kimselerden daha üstündür.

http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikir insanın kalbini uykudan uyandırır. Gafletten gözlerini açtırır. Çünkü kalp uyuduğu müddetçe bütün menfaatlerini kaybeder.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikir kalp hastalıklarının devasıdır.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikredenlere Allah'ın rahmeti ve meleklerin duası nasip olur.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Allah'u Teala meleklere karşı zikredenlerle övünür.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikre devam eden cennete gülerek girecektir.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikir sayesinde her zorluk kolaylaşır. Her zahmetli şey basitleşir. Her çeşit yük hafifleşir. Her musibet yok olup gider.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Allah'ı çok zikretmek, münafıklıktan uzak olmanın güvencesi ve belgesidir. Allah münafıkların sıfatlarını şöyle açıklamıştır. "Onlar Allah'ı çok az zikrederler" (Nisa,142)
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Zikredenlerin yüzlerinde dünyada, ahirette de nur olacaktır.
http://www.sabah.com.tr/c/i/bullet.jpg Kim yolda, evde, seferde Allah'ı çok zikrederse, kıyamet günü onun şahitleri çok olacaktır.

*********

Bu ümmetin peygamberi olan ilk mürebbinin : 

İbadet ve kalbi sürekli Allah ile birlikte bulundurmak konusunda hayret edilecek bir hali vardır. O yüce Allah'ı zikretmeden, O'na hamdedip, şükretmeden, O'ndan mağfiret dilemeden, O'na dönmeden tek bir vakit dahi geçirmezdi. Onun geçmiş gelecek bütün günahları bağışlanmış olmakla birlikte o çok şükreden bir kul, şükreden bir peygamber, hamdeden bir rasûl idi. Rabbini gereği gibi bilip tanımış, O'na hamdetmiş, O'na dua etmiş, O'na yönelmiş, O'na dönmüştür. Zamanının değerini bilmiş, ondan alabildiğine yararlanmaya gayret etmiş, zamanını itaat ve ibadet ile imar etmeye çokça özen göstermiştir.

Âişe radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir:
Rasulullah salallahu aleyhi ve sellem yüce Allah'ı bütün zamanlarında zikrederdi.
(Müslim)

İbn Abbas radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir:
 Biz Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in aynı mecliste yüz defa "Rabbim bana magfiret buyur, tevbemi kabul et. Çünkü şüphesiz sen tevbeleri çokça kabul edensin, çok merhametlisin." dediğini sayıyorduk.
(Ebu Davud)

Ebu Hureyre radıyallahu anh dedi ki: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken dinledim:
"Allah'a yemin ederim ki, ben bir günde yetmiş defadan daha fazla Allah'tan mağfiret diler ve O'na tevbe ederim."
(Buhari)

İbn Ömer radıyallahu anh'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: Biz Rasulullahsallallahu aleyhi ve sellem'in aynı mecliste yüz defa:
"Rabbim bana mağfiret buyur, tevbemi kabul et. Çünkü muhakkak sen çokça tevbeleri kabul edensin, çok merhametlisin." dediğini sayardık.
(Tirmizi)

Mü'minlerin annesi Ummü Seleme, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında iken en çok yağtığı duanın:
"Ey kalbleri evirip çeviren (Allah'ım), dinin üzere kalbime sebat ver." duası olduğunu söylerdi.
(Tirmizi)

(İslah'dan alıntı yapılmıştır.)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder