12 Eylül 2016 Pazartesi

-Hz. İsmail ve Kurban -Şeytanın gözünün kör edilişi -İlimunatinin kullandığı şekil neden tek göz -Şeytan Neden Tek Gözlüdür -İlimunatinin en çok kullandığı şekildir tek göz. Neden tek gözü kullanır.

Şeytanın en büyük hilesi, insanları “olmadığına” inandırmasıymış.
Zira böyle menhus bir düşmanın var olmadığına inanmak, en baştan mağlubiyettir. İlk adımda onun galibiyetidir.

Neden mi?

Şöyle ki:

İnsan, var olmadığını düşündüğü bir tehlikeye karşı tedbir almak zorunda kalır mı? Bence kalmaz... Tedbir almak arzusunda dahi bulunmaz. Hal böyle olunca, saldırılara karşı da korunamaz. Tedbiri yoktur ki, korunsun!

Saldırılara karşı korunmamak ne demek? Bence apaçık mağlubiyet demek… Hatta daha da ötesi… Mağlubiyetin katmerlisi. Böyleleri kendileri kaybetmekle beraber, başkalarının kaybetmesine de neden olurlar. Zira bu konuda öylesine doludurlar ki, başkalarını da yanıltırlar. Cini şeytanın varlığına inanmayanlar, ister istemez insî birer şeytan olurlar. Çünkü onu şahıslarına alırlar.

Onun sözlerini kendi malları sanırlar. Ama bu konuda çok söyledik. Çok kelam ettik. Kelamlar delil ile ispatlanmazsa, sadece sloganlardır. Ben slogan atmayı sevmem. Kimse sloganlarla konuşmayı sevmez… Balonlara okurun da karnı tok! En iyisi, elimizden geldiğince dilimizdeki ispatlayalım.

Peygamber efendimizde,deccalin tek gözlü olduğuna dair bizleri uyarmıştır. sadece ilimunati değil hemen hemen bütün şeytani örgütlerde dahi bu tek göz olayı mevcuttur.


Eski mısırda dahi bu tek göz olayı mevcuttur. Demekki bu sembolik birşey değil ,bunun altında bir gerçek var ,Şeytam tek gözlümü dersiniz ? Bilmeyen varsa ben cevap vereyim ,evet şeytan tek gözlüdür. Peki Allah şeytanı tek gözlü olarakmı yarattı ? Yine cevap veriyorum, hayır şeytanın bir gözü sonradan kör oluyor. Nasılmı ? 

İbrahim aleyhisselam, Allahü teâlâ bir oğul verirse, onu Allah için kurban edeceğini söyledi. Dileği hasıl olunca, sözünü yerine getirmesi rüyada bildirildi.

Hazret-i İbrahim, sözünde durup oğlunu kurban etmek istedi. Cenab-ı Hak, (İbrahim, gerçekten rüyasına sadakat gösterdi. Elbette bu açık bir imtihandı. Oğluna karşılık ona büyük bir kurbanlık koç fidye verdik. İhsan sahiplerini böyle mükafatlandırırız) buyurdu.

Hazret-i İbrahim, Nemrud tarafından ateşe atıldığında canı ile, Hazret-i İsmaili kurban etmesi emredildiğinde evladı ile, ovaları kaplayan bütün sürülerini bağışlamakla da malı ile imtihan edildi. Üç imtihanı da kazandı. Kur'an-ı kerimde, (Sözünün eri İbrahim) diye övüldü. (Necm 37)

Böyle sözünde durmak büyük fazilettir. Kur'an-ı kerimde, sözünde duranlar övülmektedir:
(Müminler içinde Allah’a verdiği sözde duran nice erler var.)[Ahzab 23]


İbrahim aleyhisselam, oğlu Hz.İsmailin endamındaki cemal ve kemalini görünce, babalık sevgisi ile oğluna karşı muhabbet uyanır. Bu huzur ve rahatlık içinde uyur. Rüyada, oğlu Hz.İsmaili kurban ederken görür. Hanımı Hz.Hacerin yanına gider. - Ey Hacer, gözümün nuru oğlum İsmaile en iyi elbisesini giydir, saçını tara, onu bir dostun ziyaretine götüreceğim, bir bıçak ve ip de getir. - Bıçak ve iple bu nasıl misafirliğe gidiş? - Belki Allahü teâlâ bize bir koyun verir. İblis, bunu duyunca, bana iş düştü diyerek Hz. Hacerin yanına gelir. - Ey Hacer, İbrahim, İsmaili nereye götürdü? - Ziyarete. - Hayır, kurban etmeye... - Nasıl olur?


Bir baba, oğlunu kurban eder mi? - Ama (Rabbim emretti) diyor. - Eğer Allahü teâlâ emretmişse, Ona bin can feda olsun. İblis, bu sefer Hz.İbrahime gidip der ki: - Oğlunu nereye götürüyorsun? - Ziyarete. - Hayır kurban edeceksin, o rüya şeytanidir. - Hayır, gördüğüm rüya Rahmani idi. - Oğlunu kesmene gönlün razı mı? - 

Ey melun, şunu yakinen bil ki, dünyadaki herkes benim evladım olsa ve Rabbim hepsini kurban etmemi emretse, hepsini kurban ederim. Şeytan, Hz.İbrahimden ümidini kesip, Hz.İsmailin yanına gelir: - Ey İsmail, nereye böyle? - Ziyarete. - Hayır baban, seni kesecek. - Beni niçin kesecek? - (Rabbim emretti) diyor. - Eğer Allahü teâlâ emretmişse, bin canım dosta feda olsun. İblisin vesvesesi bitmeyince Hz.İsmail, babasına der ki: - Bu beni rahatsız ediyor. 

- Ona taş at, uzaklaşsın. Taş atıp şeytanın sol gözünü kör ediyor.

Minaya geldiklerinde, Hz.İbrahim oğluna der ki: - Canım yavrum, başımızda bela var. Bilemiyorum niçin had cezasına müstehak oldun? - Babacığım, bu sözden kan kokusu geliyor. - Oğlum, rüyada, seni boğazladığımı görüyorum. Ne dersin? (Saffat 102) - İnsan, sitem kamçısını yemedikçe kımıldamaz. Babacığım, sana ne emrediliyorsa yap, inşaallah beni sabredicilerden bulacaksın. Başımı vermek benim için bir an sürer. Ama kendi elinle oğlunu kurban etmek, gönlüne zor ve ağır gelebilir. Üç arzum var: Birincisi: Ellerimi ve ayaklarımı sıkı bağla! - Yavrucuğum, dosta giderken ağlayıp, feryat edilmez. - Belki hançerem [gırtlağım] hançerine dayanamaz, elimi, ayağımı oynatır da seni üzerim. İkincisi: Beni yüzü koyun yatır, yüzümü görme, ben de yüzünü görmeyeyim ki, belki coşarım da, senin babalık sevgin harekete gelir, ikimiz de, emri yerine getirmekte kusur ederiz. Üçüncüsü: Annem beni göremeyince dayanamaz, onu teselli et ve iyilikte bulun. Hz.İsmail ağlarken melekler de ağlar. Babası, bıçağı boğazı üzerine koyunca, oğlu güler. - Yavrucuğum, bu halde iken niçin gülüyorsun? - Gördüm ki bıçakta Besmele yazılı, dostun ismi yazılı olan bıçak, nasıl keser? Hz.İbrahim, olanca kuvveti ile bıçağı çakar, bıçağın ağzı döner ve kesmez. Kızıp, bıçağı yere çalar. Bıçak Allahü teâlânın emriyle dile gelip der ki:

 - Bana niçin kızıyorsun? Sana kes diye emreden, bana da kesme diye emrediyor. O zaman şu lütuf nidası erişti: (Ey İbrahim, gerçekten rüyana sadakat gösterdin. Güzel amel işleyeni işte böyle mükafatlandırırız. Bu açık bir imtihandı. Oğluna karşılık ona büyük bir kurbanlık koç fidye verdik) Hz.İbrahim, gökten inen koçu yakalayınca, oğlunun bağlarının çözüldüğünü görür. - Yavrucuğum, bağlarını kim çözdü? - Beni ölümden kurtaran dost, bağlarımı çözdü. - Ey oğlum, şimdi dua et, ne istersen Allahü teâlâ kabul eder.

Hz.İsmail şöyle dua etti: (Ya Rabbi, Kıyamette, mümin olan herkesi mağfiret eyle!) (Bütün müminleri mağfiret ettim ve bağışladım) müjdesi geldi. (R.Nasihin)

Hem deccal ve şeytan aynı şey değildir.Bu hikayeden de şeytanın gözünün kör edildiğini anlıyoruz .




Saffat Suresi 100-113. Ayet meali

100. O: "Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver" dedi.
101. İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik.
102. Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: "Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin" dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi.
103. Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca:
104. Biz ona: "Ey İbrahim!" diye seslendik.
105. Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız.
106. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır.
107. Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik.
108. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık:
109. İbrahim'e selam! dedik.
110. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız.
111. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır.
112. Sâlihlerden bir peygamber olarak O'na (İbrahim'e) İshak'ı müjdeledik.
113. Kendisini ve İshak'ı mübarek (kutlu ve bereketli) eyledik. Lâkin her ikisinin neslinden iyi kimseler olacağı gibi, kendine açıktan açığa kötülük edenler de olacak.


KONUİLE İLGİLİ :Nazar boncuğu'nun tehlikeli bir tılsım Nazar boncuğu şeytanın simgesidir. Onu koruma amaçlı takan kişi de şeytan ve cinlerle anlaşma yapmıştır"


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder