24 Kasım 2014 Pazartesi

Allah’ım affet : Allah'ım! Sen hep verdin. Ben hep istedim. Sen hep affettin. Ben hep günah işledim. Sen hep çağırdın. Ben hep firar ettim.



Sen hep örttün. Ben hep üryan delice koştum.

 Sen hep yağdırdın. Ben hep nankörlük ettim. 

Sen hep yanımda oldun. Ben hep yabancıya döndüm. 

Sen hep perde oldun. Ben hep perdeyi sıyırdım. 

Sen hep fırsat verdin. Ben hep fırsatı kaçırdım.

Sen hep 'ben yeterim' dedin. Ben hep müflise kandım. 

Sen hep 'bakiyim' dedin. Ben fanilere döndüm. 

Sen hep 'cennet' dedin. Ben hep ateşe kandım. 

Sen hep bana 'firar et' dedin. Ben hep zindana firar ettim. 

Sen hep 'terki terk et' dedin. Ben hep terki edep dedim. 

Sen hep 'ben varım' dedin. Ben hep sensizliğe koştum. 

Sen hep 'izzet' dedin. Ben hep 'zillet' dedim. 



Sen hep 'kefilim' dedin. Ben hep sahte kefalete kandım. Sen hep bulduransın. Ben hep kaybedenim. Kaybettirenim. Sen hep 'kalbinle dön' dedin. Ben hep yüzümle döndüm. Sen hep 'beni tanı' dedin. Ben hep kendimi tanıdım. Sen hep 'nur ve aydınlık bendedir' dedin. Ben hep karanlık ve zulme daldım. Sen hep 'la yemut (ölmeyen ebedi diri) benim' dedin. Ben hep 'ey yemut (ey ölen sahte sevgili)' dedim. Allah'ım! Allah'ım! Bizi senin için seçilmişlerden eyle. Bizi sana karşı seçilmişlerden eyleme. İşlerini sana teslim edenlerden eyle. Sana itiraz edenlerden eyleme. Allah'ım! Bize kısmetlerimizi ayıran sensin. Onları bize ulaştıran da sensin. Kısmetlerimizi, rızkımızı bize tatlılıkla ulaştır. Onları senden bilelim. Şükredenlerden olalım. Allah'ım! Dünya rızkı olsun, ahiret rızkı olsun tamamı senin elindedir. Benim için hayırlı olanı ver. Hayırsız olandan uzaklaştır. Allah'ım! Bizler sana muhtacız. Bize iyilikte bulun. Allah'ım. Sana itaat etme kuvveti ver. Sana isyan etmede bize acizlik ver. Kalplerimize sana tevekkül etme rahatlığı ver. Allah'ım! Biz biliriz ki senin kararına karşı konulmaz. Hükmün bozulmaz. Hakkımızda hayırlı hüküm ver. Hükmünde bize lütuf ver. Destek ver. Allah'ım! Senin sonsuz cömertliğin karşısında aciz kaldım. Acziyetime acı. Beni bu halimle hesaba çekme. Allah'ım! Ben kendime iyilik yapabilme gücünden yoksun düşmüşüm. Bu düşküne acı. Bu düşkünü bu haliyle teraziye koyma. Allah'ım! Kabirde herkes beni bırakıp gittiğinde yoksul, yalnız ve terk edilmiş olacağım. O gurbet yerinde sen benim yalnızlığımı gider. Herkesin gittiği anda sen yanımda ol. Allah'ım! Ayakların kayacağı sırat köprüsünde senin tuttukların sadece kaymayacak. Dünyada hep kaymış olan ayaklarımı o çetin günde olsun bari sabit tut. Allah'ım! Ben beni terk etsem de sen beni terk etme. Allah'ım! Ben kendimden ümit kessem de sen beni bırakma.

NİHAT HATİOPOĞLU

GERÇEK TÖVBE NASIL OLMALI?

İnsanoğlu günah işleyebilir. Belki işlememelidir. Uyarılı olmalıdır. Ama kötülüğe meyleden nefis vardır ve nefsi kişiyi tuzağa düşürebilir. Böyle bir durumda, günahtan tövbe geciktirilmemelidir ve tövbe içten olmalıdır. Günahtan tövbe eden şunlara dikkat etmelidir.
1- İşlediği günahı tamamen terk etmelidir.
2- İşlediği günahı dile getirmeyecek, konuşmayacak. Başkalarına anlatmayacak.
3- Kendisini günaha iten ortamlardan uzaklaşacak.
4- İşlediği günaha benzer günahlardan da uzak kalacak.
5- Günahları konuşanları dinlemekten uzak kalacak kulağıyla da günah dinlemeyecek.
6- Yüreğinden günahı silecek ve asla düşünmeyecek, içinden böyle bir niyet geçirmeyecek.
7- Tövbesinde samimi olup olmadığını tartacak.
8- Tövbesinin yaşantısına yansıyıp yansımadığına bakacak.
9- Kalbinin, niyetinin, ihlasının düzgün olup olmadığına bakacak.
10- Tövbe edecek ama tövbeye de aldanmayacak. Sürekli tövbesine devam edecek.
Kuran-ı Kerim övünmeyi, kendini öne çıkarmayı, takva sahibi olduğunu seslendirmeyi doğru bulmaz. Bu nedenle de şöyle buyurur: "Öyleyse kendinizi temize çıkarmayın. O sakınan, çok iyi bilir."(Necm,32)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder