Bize sapasağlam bir din veren ve dosdoğru yola hidayet eden Allah’a hamd olsun. Salât ve selam, insanlığın öğreticisi, mahlûkatın en hayırlısı ve Âdem oğlunun efendisi Hz Muhammed s.a.v üzerinedir. En faziletli salâtlar ve en kâmil selamlar Ona, ailesine ve tüm ashabı üzerine olsun...... Ve Gökyüzünü direksiz yükselten Azim olan Allah'a yemin ederiz ki, ......Bizler insanlığı köleleştirmeye çalışan kafirlere karşı mücadele edeceğiz.
29 Kasım 2014 Cumartesi
DECCAL ÇIKTI HZ MEHDİ (AS) MI BULUN +18
MÜSLÜMANLARIN TEK KURTULUŞU İSLAM ALEMİNİ BİRLEŞTİRECEK MEZHEPLERİ KALDIRACAK ALLAH'IN HALİFESİ HZ MEHDİ (AS) DIR O HAYATTA VE İSTANBUL'DA İNŞAALLAH.BU SAVAŞLAR BU FİTNELER ANCAK O İSLAM ALEMİNİN BAŞINA GEÇTİĞİNDE DURULUR İNŞAALLAH.
SABETAYİST Şeyhin Erbakan İstismarı!
İNGİLİZ MANDACISI, KARAİM YAHUDİSİ NAKŞİ ŞEYHİ NAZIM KIBRISİ;
ATATÜRK'ÜN CENAZESİNE YAPILAN ULUSAL KATILIMIN "ZORAKİ" OLDUĞUNU SÖYLEYEREK KALLEŞÇE İFTİRA ATIYOR.
AKP'NİN "MİLLİ GÖRÜŞ'ÜN DEVAMI" BALONU GEREĞİ ÖNCE UTANMADAN ERBAKAN HOCA'YI SÖZDE ÖVGÜLERLE İSTİSMAR EDİYOR VE HEMEN SONRA SOYADI "TÜRKÇE" OLDUĞU İÇİN ŞEREFSİZCE DALGA GEÇİYOR.
ÖVER GÖRÜNÜP KARALAMAK, "ARAPLAŞTIRMA" İLE İSLAM'I YOZLAŞTIRIP MİLLETE "ŞEKİLCİLİK" POMPALAMAK
İNANÇLI KESİMİ ATATÜRK'TEN, ATATÜRKÇÜ KESİMİ DE İSLAM'DAN SOĞUTMAK
ANCAK LANETLENMİŞ SİYONİSTLERE VE ONLARIN TAKİPÇİLERİ OLAN MÜNAFIKLARA YARAŞIR KAHPELİKLERDİR.
Gelenler - 41 - Soylar
Noreagaaa ve Achernahr takma adlı iki araştırmacının, Hashemsfilms,
Kur'an-ı Kerim, İncil ve Tevrat'tan ilham alarak yaptığı dünya dinlerindeki
Anti-Christ, Deccal, İmam Mehdi ve İsa'nın ikinci gelişi gibi konuları içeren
"The Arrivals" dizisinin Türkçe altyazılı halidir
Aleister Crowley: Ünlü İngiliz okültist, Skoç Riti'nde 33. derece Büyük Üstad, özgür mason, yazar, mistik, satranç ustası, dağcı, şair, ressam, astrolog. Eylemleriyle henüz yaşarken "Dünyanın En Kötü Adamı" şeklinde adlandırılan Crowley, Altın Şafak tarikatı, Ordo Templi Orientis gibi farklı okült organizasyonların üyesiydi.
SATANİZM'İN KURUCU VE KENDİ DÖNEMİNİN EN BÜYÜK KARABÜYÜCÜSÜ OLARAK TARİHE GEÇEN BU ŞAHIS KİLİSE TARAFINDANDA DÜNYANIN EN KÖTÜ ADAMI ÜNVANINI ALMIŞTIR..
ayrıca bu şahıs oğluna Attaturk ismini vermiştir.. bunun da nedenini bilen yok..
BÜYÜ KONUSUNDA KABALA BAZINDA ÇOK İLERLEDİĞİ İDDİA EDİLMEKTE..
Alaister Crowley'i biraz daha iyi tanıyabilmek için, 1934 yılında aleyhine açılan bir davaya bakmakta olan Hakim Swift'in, hakkında söyledikleri;
Kırk yılı aşkın bir süredir şu veya bu yetki ile yasaların tatbiki ile uğraşmaktayım. Şu ana kadar akla gelebilecek her türlü sapıklığı bildiğimi düşünmekteydim. Düşünmekteydim ki habis ve kötü olan herşeyin şu veya bu zamanda benden önce üretilmiştir. Bu davada şunu öğrendim ki bizler eğer yeterince uzun yaşarsak yeni birşeyler daha ögrenebilmekteyiz. Şimdiye kadar kendisini yaşayan en büyük şair olarak tarif eden bu adamın ürettikleri kadar sinsi, korkunç ve küffar ve mide bulandırıcı şeyler duymadım.
28 Kasım 2014 Cuma
Erdoğan: Son nefesimize kadar Hakk'ı anlatacağız
İstanbul'da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Dini Liderler Zirvesi'nde 41 Ülkeden gelen katılımcılara hitap etti.
Bu zirvenin sadece Türkiye için sadece Latin ABD ülkeleri için değil tüm islam coğrafyası ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını tekrar Allah'tan niyaz ediyorum. Diyanet işleri başkanlığımızın son derece gayretli son derece isabetli bu çalışmaları neticesinde bu zirve vesilesi ile 41 ülkeden 71 temsilci İstanbul'a geldiler.
BİZE DÜŞEN SON NEFESİMİZE KADAR HAKK'I ANLATMAKTIR
Latin ABD ülkelerine inşallah 2015 yılı içerisinde daha ağırlık vereceğiz. Bu hafta Cezayir ve Ekvator Ginesi'ne gidiyoruz. İşimizin tüm dünyada ne kadar ağır olduğunun idraki içerisindeyiz. Tabi sorumluluğun içinde olmak yetmiyor, icraat gerekiyor netice gerekiyor. İslam Dünyası'nda bu noktada sıkıntımız çok büyük. Şiirle konuşmak bazen zor oluyor. Tercümede zorluklar olduğu için bizde bunlar aslında güzel ifadedir. Konuyla ilgili olarak da gönül diliyle konuşmak çok farklı oluyor şairlerimiz onu da güzel telaffuz etmişler. Biz bu şekilde anlatmaya gayret edeceğiz. Gönlümüzden geçenleri gönüldaşlarımızla paylaşacağız.
İslam, insanın kendi tercihi ile kendi iradesi ile inanması ile birlikte Allah'ın kişiye bahşettiği en büyük hediyedir. Yani hidayettir. Eğer kalplerine kulaklarına damga vurulmuş ise gözlerine de perde inmişse ne kadar anlatırsanız anlatın onlar inanmayacaklardır.
İSLAM DİNİ SÖMÜRGENİN KÖLELEŞTİRME ARACI OLMADI
İki osmanlı Gemisi okyanusa açılmış ancak yollarını kaybederek hocamında ifade ettiği gibi Brezilya'nın Rio sahiline varmışlar. Gemide bulunan ve alim bir zat olan Abdurrahman Efendi Brezilya'da kaldı ve oralarda hep İslam'ı anlattı. İnsanlara tebliğ vazifesinde bulundu. 19-20. YY'larda çok sayıda müslüman Latin Amerika'ya göç ettiler. Bu göçmenler Osmanlı pasaportuna sahip oldukları için bugün hala El Turko olarak anılırlar.
Basbakan Erdogan Kuveyt'den Dünya'ya Tarihi Çagri.
Şeyh Fahad el-Ahmed Uluslararası Hayır İşleri Ödülü Kurulunca kendisine verilen İslam Dünyası Mümtaz Şahsiyet Ödülü'nü aldı. Erdoğan, İsrail'in Filistinlileri insanlık dışı yöntemlerle katlettiğini, Akdeniz'de korsanlık yapıp, yardım gemisine saldırarak 9 Türkü şehit ettiğini belirterek, "Biz bunu görmezden, duymazdan geleceğiz öyle mi? Herkes susabilir, herkes tepkisiz kalabilir, herkes susarak onaylayabilir, ama biz susmayız, susamayız ve emin olunuz susmayacağız" dedi.
Başbakan Erdoğan - İslam Alimleri Toplantısı Konuşması - TAMAMI (17.07.2...
Erdoğan'ın İslam Alimleri toplantısı konuşması İZLE
Başbakan Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda İslam Alimleri toplantısında konuştu.
Erdoğan İslam Alimleri Toplantısında Konuştu...
Recep Tayyip Erdoğan, Mezhep, Mezhepçilik
Dolmabahçe Sarayı'nda İslam Alimleri toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kendisi için yapılan mezhepçi söylemlerine çok sert cevap verdi. Erdoğan 'Bize mezhepçi diyenler çocuklarınıza neden Ömer ismini koymazsınız' dedi.
Başbakan Erdoğan, İslam Alimleri toplantısında yaptığı konuşmasına İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına değinerek başladı.
'ÖMER BİZİM DEĞİL Mİ?'
Konuşmasında, 'Biraz özeleştiri yapalım' diyen Erdoğan kendisi için yapılan mezhepçi söylemlerini eleştirdi; 'Biz mezheplerine bakmıyoruz kimsenin. Bize mezhepci diyenler, neden çocuklarınıza Ömer ismini koymuyorsunuz? Ömer bizim değil mi? Hüseyin, Ali bizim değil mi? Niye Ömer ismini duyunca rahatsız oluyorsunuz?'
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
'Türkiye olarak asırlar boyunca yaptığımız gibi ilahi emri yerine getirmeye çalışıyoruz. Müslüman, müslümanın kardeşidir, ona yalan söylemez, ona ihanet etmez. Müslümanın kanı müslümana haramdır. Yaşananları hem anlamakta hem de anlamlandırmakta güçlük çekiyorum. Bir adam bombayı gidiyor bir camide ibadet edenlerin üzerinde patlatıyor. Bu adam kendine Müslüman diyor.
1 MİLYON 50 BİN MÜLTECİ VAR ÜLKEMİZDE
200 bin insan bombalar yağdırılarak öldürülüyor. 1 milyon 50 bin mülteci var ülkemizde. Olay farklı zemine doğru kayıyor. Aynı şekilde Lübnan ve Ürdün bunun sıkıntısını yaşıyor. Bu yaşananlar ilahi kitap tarafından şiddetle yasaklanmıştır.
ÖLDÜRENİ SAMİMİ BULUP, ÖLENLER İÇİN İSE HAK ETTİLER DEMEK YANLIŞ
Bu toplantıyı ben bir özeleştiri toplantısı olarak görmek istiyorum. Biz nerede yanlış yaptık? 200 bin insanın öldürüldüğü bir yerde öldüreni samimi bulmak, ölenler için ise hak ettiler demek doğru değil.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER NİÇİN KURULDU
İsrail 10 gündür Gazze'ye bomba yağdırıyor. Şu ana kadar 220'den fazla Gazzeli masum hayatını kaybetti, bunun içinde çocuklar ve kadınlar var. Dünya ölenler Filistinli olduğu için hiç sesini çıkarmıyor. Birleşmiş Milletler'in sesini duyuyor musunuz? Göstermelik şeyler yapılıyor. Birleşmiş Milletler niçin kuruldu? Dünya barışı için, peki dünya barışına katkısı var mı? Onların gizli amacı neyse ona hizmet ediyorlar.
MEMNUN OLAN İSLAM ÜLKELERİ VAR
Filistin olayından memnun olan İslam ülkeleri var, çünkü memnun olmasalar onlar da müdahil olurlar. Filistin'de bizim özbeöz kardeşlerimiz öldürülüyor, Filistin'de insanlık ölüyor. Bizim için önemli olan rabbimizin rızasını kazanmaktır, kulların rızasını değil. Biz Filistin'in 1948'den beri yaşadığı acı için kıvranırken Lübnan eklendi, Somali, Suriye eklendi. Filistin meselesinde İslam dünyası dik dursaydı belki de bugün İslam dünyası kanıyor olmayacaktı.
EY İSLAM DÜNYASI NEREDESİN
Batı susarken İslam dünyası da susuyor, seyrediyor. Cidde'de islam işbirliği Teşikilatı konferansı yapıldı. Türkiye, Katar ve Filistin üst düzey temsil edildi. Diğerleri temsilci gönderdi. Ey İslam dünyası neredesin? Senin için parçalanmıyor mu?
SEN BATI'YI BIRAK
Sen Batı'yı bırak. Filistin'de bir mezhep çatışması olmadığı için İslam dünyasının dikaktini çekmiyor. Filistin'de bizim öz kardeşlerimiz ölüyor. Müslümanların şerefi ölüyor.
ÖMER İSMİNDEN NEDEN RAHATSIZ OLUYORSUN
Biz mezheplerine bakmıyoruz kimsenin. Bize mezhepci diyenler, neden çocuklarınıza Ömer ismini koymuyorsunuz? Ömer bizim değil mi? Hüseyin, Ali bizim değil mi? Niye Ömer ismini duyunca rahatsız oluyorsunuz?' .
Cumhurbaşkanı Erdoğan - Müslüman Dini Liderler Zirvesi Konuşması / 15.11...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Latin Amerikalı islam alimlerinin İstanbul'daki toplantısında katılımcılara seslendi. İslam dünyasının keşiflerine ve manevi zenginliğine değinen Erdoğan, 'Amerika’yı Kolomb değil 1178’de Müslümanlar keşfetti' dedi ve ekledi 'Kristof Kolomb anılarında, Amerika kıtasında dağın tepesinde gördüğü bir camiden bahseder. Kristof Kolomb’un bahsettiği Küba’daki o dağın tepesine bir cami yakışır'
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
- Önümüzdeki günlerde Küba'ya bir ziyaret gerçekleştirmeyi düşünüyorum.İslam Allahın insanlara verdiği en büyük hediyedir. Bize düşen son nefesimize kadar insanları hakka davet etmektir.
- Az önce Diyanet İşleri Başkanımız ifade etti. Ben de konuşma metnimi hazırlarken Abdurrahman Efendi’yi de ekledim. Onu hayırla yad etmek bizim için de bir görev.
- 1866’da iki Osmanlı gemisi Basra’ya ulaşmak üzere İstanbul’dan ayrılmış ama yollarını kaybederek Brezilya sahiline varmışlardı.
- Gemide bulunan Abdurrahman Efendi yıllarca Brezilya’da kaldı ve yıllarca dolaşarak İslam’ı anlattı. Göçmenler Osmanlı pasaportu oldukları için El Turko olarak tanındılar ve hala öyle tanınıyorlarLatin Amerika'nın İslamla tanışması 12. yüzyıla kadar sürdü.
- Amerika’yı Kolomb değil 1178’de Müslümanlar keşfetti. 1178'te Müslüman denizciler Amerika kıtasına ulaşmıştı.Kristof Kolomb'un anılarında Küba'nın bir dağında cami olduğu söylenir. Ben bugün Kübalı kardeşimle de konuşurum o dağın tepesine bugünde bir cami yakışır.
- İslamiyet sömürge dini değildir.Müslümanlar kemyyetin değil, keyfiyetin peşinde oldular. İslamı daha çok gönülle buluşturmanın mücadelesi verildi. İslam tarihinde bir sömürgeleştirme olayına şahit olamazsınız. İslam en çok mazlumların garip ve gürebanın dinidir. İslam zulmün değil, zulme başkaldıranın vasıtası olmuştur.
- Biz Türkiye olarak tarihin bize yüklediği mirasın ve sorumluluğun farkındayız. Endülüs'teki müslümanın hakkını bizim dedelerimiz savundu.Kutsal mekanların asırlardır hizmetkarlığını yaptılar. Türkiye içerdeki ve dışardaki bir çok olayı bertaraf etti.
- Azınlık olmalarına rağmen, inanıyorsanız o halde üstünsünüz. Yüzyıllar boyunca nasıl ayakta kaldıklarını da biliyoruz.
- Yardımlaşarak, paylaşarak kardeşlik hukuku içinde her yerde varlığımızı sürdürmeye İslam’ı yaşamaya ve yaşatmaya devam edeceğiz.
- Ben tarihini bize yüklediği mirasın ve omzumuzda taşıdığımız sorumluluğun farkındayız. Yüzyıllar önce 1 Dünya Savaşı’ında çok sayıda ülkeye karşı kahramanca mücadele etti. Yeni Türkiye Cumhuriyet’ini kurduk, tehditlere karşı boyun eğmedik.
-Mekke'nin Medine'nin izzeti ve şerefini bizim dedelerimiz muhafaza ettiler.
- Hamdolsun şu an Türkiye içerideki ve dışarıdaki tehlikeleri bertaraf etti. Tarih sayesinde yeni şükürler olsun yerini almaya başladı. Dünyanın her karışında savunduğumuz barışla birlikte bu yeryüzünde biz de varız diyoruz. Türkiye’nin hiçbir ülkenin sınırları ve içerisinde gözü yoktur, emeli yoktur.
- Dünyanın her yerinde barışın egemen olmasını istiyoruz. Sahip olduğumuz ulusal kuruluşlarla barışın, dostluğun temellerini atıyoruz.
- TİKA gibi Kızılay gibi, AFAD, TRT, AA gibi kuruluşlarımızla yoksullara ulaşmanın mücadelesini veriyoruz. Bu büyük insanlık mücadelesinde Diyanet İşleri Başkanlığı'mız çok müstesna bir yerde duruyor.
- İstanbul’da bulunduğunuz süre içerisinde Müslüman kardeşlerimizin acısını daha yakından hissettiğinize inanıyorum... Müslüman gönüller arasında fiziki uzaklıklar yoktur. Ortadoğu’da Müslüman kardeşlerimiz çok ağır bedeller ödüyorlar. Karşımızda duran acı manzaranın çok sebebi var. Öz eleştiri yapmak zorundayız.
- Mevcut manzarada gayrimüslümlerin payı olduğu muhakkaktır ama tek sebep gayrimüslimler değildir. Müslümanların ezilmişliğini, yoksulluğunu İslam’ın kendisine bağlayanlar çok büyük saygısızlık içerisindedirler. Acaba şu anda İslam dünyasında Müslüman zenginler zekatlarını tam hakkıyla veriyorlar mı? Petrolün hakkı tam hakkıyla veriliyor mu?
- Mısır'da seçilmiş iktidar devrilirken demokrasiye inandığını söyleyenler darbeci yönetimi eleştirmedi. Suriye'de 300 bin insan öldü, dünya seyrediyor.
- Petrolü olan ülkelere demokrasi götürmek istiyorlar ama petrolü olmayan ülkelere karışmıyorlar. Biz özümüze kulak verecek Kuran ve sünnet ile adil olacağız. Her zaman ifade ediyorum, onların bir tuzağı varsa Allah'ın da bir tuzağı vardır. Biz iyi olmak istersek Allah bize bir yol gösterecek.
Başbakan Erdoğan - İslam Alimleri Toplantısı Konuşması (17.07.2014 Tamam...
Erdoğan'ın İslam Alimleri toplantısı konuşması İZLE
Başbakan Erdoğan'ın İslam alimleri Toplantısı konuşması
17 Temmuz Başbakan Erdoğan İslam Alimleri Toplantısında
Erdoğan'ın İslam Alimleri toplantısı konuşması İZLE
Başbakan Erdoğan, İslam Alimleri toplantısında yaptığı konuşmasına İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına değinerek başladı.
Başbakan Erdoğan'ın İslam alimleri Toplantısı konuşması
Erdoğan: 'Müslüman olduğumuzu haykırmak zorundayız
ÖMER İSMİNDEN NEDEN RAHATSIZ OLUYORSUNUZ
Biz mezheplerine bakmıyoruz kimsenin. Bize mezhepci diyenler, neden çocuklarınıza Ömer ismini koymuyorsunuz? Ömer bizim değil mi? Hüseyin, Ali bizim değil mi? Niye Ömer ismini duyunca rahatsız oluyorsunuz?"
Başbakan Erdoğan'dan İslam dünyasına Filistin çağrısı
Erdoğan'ın İslam Alimleri toplantısı konuşması İZLE
Başbakan Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda İslam Alimleri toplantısında konuştu.
Başbakan Erdoğan "Dünya İslam Bilginleri Barış,itidal ve sağduyu insiyatifi toplantısı" açılış toplantısında konuştu
Başbakan erdoğan Tekirdağ mitingi 17 temmuz 2014
ak parti Tekirdağ mitingi 17 temmuz 2014
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen "Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi" toplantısında konuşan Gannuşi, Müslümanların, insanların durumlarını, çektiklerini konuşmak ve bu meselelere çare bulmak için toplantıklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın İslam alimleri Toplantısı konuşması tam metni 17 Temmuz 2014
Başbakan Erdoğan, İslam Alimleri toplantısında bir konuşma yapıyor. Başbakan Erdoğan'ın İslam alimleri Toplantısı konuşması tam metni 17 Temmuz 2014... Erdoğa, konuşmasında islam dünyasında yaşanan çatışmaları şiddetle kınadı. Erdoğan; "ölen de müslüman öldüren de müslüman" dedi.
slam dünyasının alimlerinin bir araya geldiği, Diyanet İşleri Başkanlığının öncülüğünde düzenlenen 'Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi' toplantısı başladı. Dolmabahçe Sarayı'nda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla başlayan toplantının açılış oturumunda Başbakan Erdoğan bir konuşma yapıyor.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmalarının satır başları;
ÖMER İSMİNDEN NEDEN RAHATSIZ OLUYORSUN
Ömer bizim değil mi? Hüseyin, Ali bizim değil mi? Niye Ömer ismini duyunca rahatsız oluyorsun?"
Başbakan Erdoğan, İslam Alimleri toplantısında yaptığı konuşmasına İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına değinerek başladı.
"ÖMER BİZİM DEĞİL Mİ?"
Başbakan Erdoğan'dan İslam dünyasına Filistin çağrısı
Başbakan Erdoğan, Dolmabahçe'deki toplantıda yaptığı konuşmasında İslam dünyasını Filistin'deki zulme sessiz kalmamaya çağırdı.
Başbakan Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi Toplantısı'nın açılışında bir konuşma yaptı.
Konuşmasında İslam dünyasında yaşanan kanlı çatışamalara değinen Erdoğan, "Tüm Müslümanlar kardeştir" dedi. Filistin konusunda da İslam dünyasına seslenen Başbakan, "Ey İslam dünyası sen neredesin? Canın yanmıyor mu? Sonra Batı neden susuyor diyoruz. Sen kendi evinde susarsan başkası bir şey der mi?" diye sordu.
Erdoğan İslam Alimleri toplantısında konuştu!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan İslam Alimleri Toplantısında Konuştu. Başbakan Erdoğan Konuşmasında Filistin'deki savaşa duyarsız kalan İslam Alimlerine seslendi.
EY İSLAM DÜNYASI NERDESİN?
FİLİSTİN'DE MEZHEP ÇATIŞMASI OLMADIĞI İÇİN İSLAM DÜNYASI DUYARSIZ
Sen Batı'yı bırak. Filistin'de bir mezhep çatışması olmadığı için İslam dünyasının dikkatini çekmiyor. Filistin'de bizim öz kardeşlerimiz ölüyor. Müslümanların şerefi ölüyor.
Bizim için önemli olan Rabbimizin rızasını kazanmaktır, kulların değil. Filistin olayından memnun olan islam ülkeleri var.
SİYASİLER KARŞISINDA EL PENÇE DİVAN DURAN İSLAM ALİMİ OLMAZ
Siyasiler karşısında el pençe divan duran islam alimi bilmem. Suriye'de zalim esed yanlarına
Dolara mahkum olmuş kişiden alim olmaz. alim ilmini satmaz. Siz yüreğinizi ortaya koyun millet sizin peşinizden gelecek.
Akşemsettin olmasa Fatih olmazdı.
Başbakan Erdoğan'ın katılımıyla Dolmabahçe Sarayı'nda Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi Toplantısı'nın açılışı gerçekleştirilldi. Başbakan tayyip Erdoğan'ın da bir konuşma yaptığı toplantıda, islam alimlerinin çalışmaları devam edecek.
Erdoğan: 'Müslüman olduğumuzu haykırmak zorundayız
Erdoğan'ın İslam Alimleri toplantısı konuşması
27 Kasım 2014 Perşembe
Reşid (akil) bir toplum kurmalıyız . Peki reşid (akil) bir toplumu nasıl kurabiliriz?
Hz. Lut Peygamber'in kavmi azgınlaştıkça edeb ve haya perdelerini de
silmişlerdi. Artık kadınları terk etmiş erkeklere yanaşıyor ve iffetli insan
bırakmıyorlardı.
Yüce Allah onların bu azgınlıklarına ceza olarak feci bir son hazırlamıştı. Güzel delikanlıların görüntüsünde meleklerini Hz. Lut'a gönderdi. Genç erkekleri gören Hz. Lut'un azgın kavmi kapıya dayanıp delikanlıları kendilerine teslim etmelerini istediler.
Müthiş bir korku ve mahcubiyet içinde ne yapacağını bilemez hale düşen Hz. Lut (a.s.) kavmine dönüp şöyle seslenir: "Sizin içinizde reşid (akil) tek adam yok mu?" (Hud suresi, 78. ayet). Bu örneği sadece reşid kelimesinin Kurani değeri için kullandım.
Benzeri bir ifadeyi Hz. Peygamber (s.a.v.) bir olay üzerine kullanmıştır. Bir sefer sırasında birbirini çok seven bir çifti birbirinden ayıran sahabesinin tavrı, Hz. Peygamber'e (s.a.v.) iletildiğinde bu toleranssız harekete hiddetlenir ve şöyle buyurur: "İçinizde hiç mi reşid bir adam yoktu. İnsaflı insan yok muydu aranızda.
Kuran-ı Kerim vahiyle aydınlanmış vicdana ve iman eden akla davet eder.
Aklını ve mesaisini vahiy süzgecinden geçirmiş, gerçekten reşit olan insanlara her zaman ihtiyaç vardır ama reşid bir toplum oluşturmadıkça problemlerimizi çözmede yorulacağız. Zorlanacağız.
Peki reşid (akil) bir toplumu nasıl kurabiliriz?
1- Toplum bireyleri arasına sevgi tohumları serperek.
2- Bencilliği engelleyecek bir ruh terbiyesi vererek.
3- Kıskançlıktan, bencillikten, benmerkezcilikten sıyrılarak.
4- Birbirimizi iğnelemekten vazgeçerek.
5- En güzel faaliyete bile muhalefet etmekten vazgeçerek.
6- Doğru olan bir hareket düşmanımızdan dahi gelse takdir ederek.
7- Tartımızda, ticaretimizde, alışverişimizde sahte iş yapmamakla.
8- Başkasının hakkını ve hukukunu kendi hakkımız ve hukukumuz gibi görmekle.
9- Harama ve haksızlığa el uzatmamakla.
10- Başkasının yaşam hakkının bizim kadar değerli olduğunu kabul ederek.
11- Başkasının onur ve namusunu kendi onur ve namusumuz gibi görerek.
12- Kalp kırmayarak, baş yarmayarak, şiddet göstermeyerek.
13- Mazlumun yanında tavır alarak, saf tutarak reşid bir toplum olabiliriz.
BUGÜN KUKLA VEHABİ SUUDİ ARABİSTAN'IN GERÇEK SAHİBİ İNGİLTERE'DİR : Hindistan'ın güvenliği, Büyük Britanya İmparatorluğu'nun çıkarı için Suudi Arabistan'ı kurup, tampon olarak aramıza koydular.
2 yıl İslam dini eğitimi verdikleri İngiliz casusu Hempher aracılığı ile yeni bir mezhebi de hayata geçirdiler.
Onun adı Vehabilik'ti.
Bugün kukla Vehabi Suudi Arabistan'ın gerçek sahibi İngiltere'dir.
Dünyada petrol fiyatları ilginç bir şekilde düşmektedir. Çünkü Suudi Arabistan petrol üretimini aniden yüzde 25 artırmıştır.
Böyle bir kararı kendi başına verecek gücü asla yoktur.
"Üretimi artır" talimatı PATRON'dan yani LONDRA'dan gelmiştir. Zira ders verilmesi gereken üç ülke vardır onlar için.
Kuzey Irak petrollerini alıp Ceyhan'dan dünyaya satan Türkiye'dir birincisi. Ukrayna'yı işgal eden Rusya'nın da petrollerine darbe vurmaktır amaç.
Kuklaları Suudiler vasıtasıyla, diğer bölgelerde çıkan petrolleri de rekabet içine çekerek özellikle ABD'ye dönen K.IRAK'a ve Ruslar'a ağır bir ekonomik sopa indirmek siyasetini güdüyor İngiltere.
Ortadoğu'daki birçok ülkeyle, KURUCU olduğu için TOP gibi oynayan İngilizler, ortak çalıştıkları Derin Amerika ve Mossad vasıtasıyla IŞİD'i kurmuştur.
Ve müthiş bir ALGI operasyonu ile IŞİD'e Sünni damgası vurulmuştur.
IŞİD bugün camileri, türbeleri, mezarları yıkmaktadır. Bu sadece Vehabi kültüründe vardır.
Kurban bayramında IŞİD'in hakimiyetinde olan tüm şehirlerde mezarlıkların başına asker dikilmiştir. Ziyarete gelenler kapıdan çevrilmiştir.
Çünkü Vehhabi kültüründe kabir ziyareti ŞİRK'tir. Ancak dünya medyası YAHUDİ Baronların elindedir.
Tüm dünyaya Vehabilik adına gelen SELEFİLİĞİ "Sünni" diye tanıtarak müthiş bir ALGI OPERASYONU yaptılar.
11 Eylül öncesi tüm dünyada Şİİ TERÖRÜ adıyla algı operasyonu yapıyorlardı.
Sonra Vehabilere EL KAİDE'yi kurdurup, Irak'a saldırmak için İKİZ KULELERE musallat ettiler.
İsrail kasabı Netenyahu 11 Eylül'den sonra ABD'ye gelip tam 6 ay televizyonlardan inmedi.
Vehabi EL KAİDE'nin "Sünni" olduğunu anlattı. Taa o günlerde SÜNNİ TERÖRÜ adı altında ALGI OPERASYONU için düğmeye bastılar. Bugün de IŞİD'le, "Sünni terörü" diyerek vehabileri kullanıyorlar.
Özellikle de Avrupa'dan çok sayıda kişi "SÜNNİ HALİFE geldi, MEHDİ ALEYHİSSELAM YOLDA" diye koşup IŞİD'e katılıyor.
Batıda son yıllarda Müslüman sayısı patladı. Sadece Avrupa'da 44 milyon Müslüman yaşıyor. Kuzey Afrika'dan, Uzakdoğu'dan, Ortadoğu'dan binlerce Müslüman kaçak yollarla Avrupa'ya akın ediyor. 20-30 yıl sonra Avrupa nüfusunun beşte biri Müslüman olacak.
Büyük korkuya kapılan liderler, istihbaratlarına adım adım Müslümanları takip ettirip fişliyor. IŞİD terörüyle Türkiye de dahil tüm bölgeyi vurma ve sarsma avantajını da gördüler. Ülkelerinde ne kadar tehlike görüp fişledikleri radikal varsa savaş bölgesine gönderme fırsatını yakaladılar.
Gönderiyorlar, ellerine IŞİD bayrağı altında silah verip havadan bombalayarak İMHA ediyorlar.
Böylece içlerindeki tehdidi de uzak diyarlarda toprağa gömüyorlar. Ülkeleri de parçalara ayırarak, Müslüman coğrafyada kan ve gözyaşı akıtıyorlar.
Gül ve HAÇ kardeşliği yani Hıristiyan-Siyonist ittifakı inanılmaz kazanımlara kavuşuyor bölgede. Korku ve dehşet salarak, kukla liderlere silah satıp, petrollerine konuyorlar, fiyatlarla istedikleri gibi çıkarları için oynuyorlar.
Türkiye'ye de "IŞİD'e yardım ediyor" damgası vurarak operasyon yapıyorlar. İçimizdeki dünyadan ve dinden bihaber olanları da aynı cümlelerle TELLAL yapıp bağırtıyorlar.
Churchill 1. Dünya savaşında Arap kabilelerine silah dağıttığında İngiltere ayağa kalkmıştı.
"Araplara neden silah veriyorsun? Bugün ayaklandıkları Osmanlı'ya çevirdikleri silahlar yarın İngiltere'ye dönmez mi" diyerek ağır ithamlarda bulunmuşlardı.
Gülerek cevap veren Churchill "Merak etmeyin dağıttığımız o silahlarla birbirlerini öldürüp, boğazlarını keserler. Bize dönme şansları hiç yok. Çünkü UÇAKLARIMIZ'la HAVADAN gerektiğinde vurup imha ederiz" demişti.
Bugün sınırımızda yaşananlar İNGİLİZ CHURCHİLL YASALARI'ndan başka bir şey değildir.
IŞİD'i Müslümanlara saldırtıyorlar.
Erkeklerin boğazlarını kestiriyorlar, kadınları, kızları ganimet olarak cariye yapıyorlar, kimini de satıyorlar. İngiliz güdümündeki Vehhabi kültüründe, kendilerinden olmayan "ŞİRK" yani "KÜFÜR" içindedir ve malı, mülkü, canı, ırzı HELAL'dir.
Ve dün ajanslara düşen son haber;
"Burnumuzun dibinde, Kobani çevresinde tespit edilen 11 yabancı istihbarat mensubu yakın takibe alındı"
Hem yönetiyorlar, hem de havadan gelenlere koordinat veriyorlar. Dedik ya, bu bir ALGI, Ortadoğu ve YENİ Türkiye'yi de vurma, Avrupa'da "Allahüekber" diyenleri, Suriye ve Irak'ta "Allahüekber" diyenlerle birlikte İMHA operasyonu diye.
1000'i aşkın Filistinliyi toprağa gömen İsrail'in güvenliği daha da bir arttı neticede!!!
Takvim
FAZLA UZUN DEĞİL 7 HAZİRAN 2015'TEN SONRA YENİ TÜRKİYE BİLEĞİNİ ÖPMEK ZORUNDA KALACAKLAR : Coşkuyu, ateşi, heyecanı söndürmek için hep birlikte Orgeneral Özel'e, Hakan Fidan'a, Başbakan Davutoğlu'na ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a ardı ardına operasyonlarını sürdürenler hayale kapılmasın.
SONUÇ: Coşkuyu, ateşi, heyecanı söndürmek için hep birlikte Orgeneral Özel'e, Hakan Fidan'a, Başbakan Davutoğlu'na ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a ardı ardına operasyonlarını sürdürenler hayale kapılmasın.
OK YAYDAN ÇIKTI. KUTLU YÜRÜYÜŞÜ DURDURAMAYACAKLAR.
DİZ ÇÖKTÜREMEYECEKLER.
FAZLA UZUN DEĞİL 7 HAZİRAN 2015'TEN SONRA YENİ TÜRKİYE BİLEĞİNİ ÖPMEK ZORUNDA KALACAKLAR.
DİZ ÇÖKTÜREMEYECEKLER.
FAZLA UZUN DEĞİL 7 HAZİRAN 2015'TEN SONRA YENİ TÜRKİYE BİLEĞİNİ ÖPMEK ZORUNDA KALACAKLAR.
Son günlerde iki hassas kurumumuza yönelik derinliği bulunan bir algı operasyonu yürütülüyor. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'i ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı hedefe oturtan özel çabalar göze batıyor.
Daha doğrusu özel planlara göre bir cephe harekatı var.
Türkiye'nin kaderini etkileyen, geleceğine yönelik nokta atışlarda bulunanların tesadüfen ortaya çıkmadığını biliyoruz. Bu bağlamda, Türkiye'nin belkemiği iki kuruluşu olan Genelkurmay ve MİT'e yönelik konuşmalar da tesadüfen olmuyor. Özel ve Fidan'a yönelik saldırıların,PKKKCK-
HDP'nin 45 vatandaşımızın ölümüne, yüzlerce yaralanmaya, birçok kamu kurumunun yakılıp yıkılmasına yönelik 6-7 Ekim olaylarından sonra başlatılması tesadüf değildi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel'e yönelik yerli-yabancı bir kumpasla başlatılan bir algı operasyonu göze batıyordu.
Arkasından Fethullah Gülen'in emriyle Milad partisini kuran İçişleri eski Bakanı İdris Naim Şahin, Genelkurmay ve MİT'i yıpratmaya yönelik Uludere safsatalarıyla ortaya çıkıyordu. MİT Müsteşarı Fidan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından planlıprogramlı hedefe konuyordu. Ne tesadüftür, her iki kuruluşa yönelik muhalif odakların başlattığı algı operasyonun arkasındaki adres Fethullah Gülen ve onun içteki ve dıştaki kollarına çıkıyor.
Büyük hedef Erdoğan
Devletin belkemiği iki hassas kuruluşun neden hedefe koyulduğunu anlamak için, ne yaptıklarına bakmak yeterli. İki hassas kuruluşun hükümetin arkasında dimdik duruşu vardır.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 100 yıllık kangren olmuş Kürt ve Alevi sorunlarına neşter atarken, en büyük desteği Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Özel ve MİT Müsteşarı Fidan'dan görmektedir.
Çözüm sürecinin baltalanmasını engelleyen Fidan, oyunlarını bozmuştur. Gülen cuntasının orduya sızma harekâtını engelleyen Genelkurmay Başkanı Özel hedefe konmuştur. Yerli-Yabancı derin algı operasyonunda, Özel ve Fidan ön planda görünse bile aslında Büyük Hedef olarak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bulunduğu apaçık ortadadır. Başta CHP ve işbirliği yaptığı Fethullah Gülen Cuntasının elemanları, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu'nun hem içte hem dışta gerçekleştirdikleri restorasyonun kendilerini çukura biraz daha itmesinden çok tedirginler.
Kukla Suudi Arabistan'ı kullanarak petrol fiyatlarını dibe vurdurdular. Rus ekonomisi bu yıl tam 110 milyar euro zarara uğrayacak.
Evet bazı yerlerde silahlar konuşuyor ama bazı yerlerde de savaş kapalı kapılar ardında yaşanıp sokaklara taşınıyor.
Ukrayna'da Rusçu Devlet Başkanını, Almanya liderliğinde Avrupalılarla indirdiler.
Rusya da gitti Kırım'a daldı, topraklarına kattı.
Sen misin bunu yapan.
Zaten Yahudi Baronların ve Yahudi petrol tüccarlarının tamamını da kovmuştu ülkeden Putin.
Bardağı taşıran son damla bile kalmamıştı artık.
Şiddetle Putin'e saldırıyorlar.
İngiliz The Economist "2 yıl ömrü kaldı Putin'in" diye yazdı.
Kukla Suudi Arabistan'ı kullanarak petrol fiyatlarını dibe vurdurdular. Rus ekonomisi bu yıl tam 110 milyar euro zarara uğrayacak.
Ayrıca ekonomik ambargo nedeniyle 32 milyar euro extra bir kayıp yaşaması bekleniyor. The Economist, yabancı yatırımcıların bu yıl 100 milyar euro'yu Rus piayasından çekerek kaçacağını duyurdu.
Rus döviz rezervleri altı ay içinde 100 miyar euro eridi. Yaklaşık bir ay önce Türkmenistan'daydık. Petrol fışkıran bir ülke.
Orada bir İngiliz petrol şirketinin üst düzey yöneticisi ile sohbet ettik. "Rusya'nın elinde fazla para var. En az 200 milyar eurosunu çalacaklar. Operasyon için düğmeye basıldı" diyordu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İSEDAK toplantısındaki konuşmasında İslam İünyasına tarihi çağrıda bulundu.
Burada yaptığı konuşmada İslam cografyası üzerinde yaşanan olaylara değinen Erdoğan, Batı'nın İslam ülkelerinin petrolü ve altınını sevdiğini ama asla kendisini sevmediğini belirterek tarihi bir çağrıda bulundu. Hiç bir mezhep ayrımı yapmadan tüm İslam ülkelerinin bir köşeye çekilip yaşanan kaostan kimin kazançlı çıktığını görmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, ancak çözümün fitilinin bu şekilde ateşlenebileceğini söyledi.
HERGÜN BİR KAÇ KERBELA YAŞANIYOR
Meselenin sadece yoksulluk olmadığını, İslam cografyasının tarihinde hiç olmadığı kadar kanla anılır hale gelmiş durumda olduğunu belirten Erdoğan,''Hemen hergün farklı ülkelerde bir kaçtane Kerbela'ya şahit oluyoruz. Hergün çocuklarımız ve kadınlarımız ölüyor. Kutsal mekanlarımız gözlerimizin önünde barbarların postalları ile çiğneniniyor. Sesimiz çıkabilyor mu?, Konuşabiliyormuyuz? hayır..'' diye konuştu.
BİZİ DEĞİL, ÖLÜMÜZÜ SEVİYORLAR!
İslam ülkelerinin yeryüzünde barışı tescil edebilecek güce sahip olduğunu ve eğer istenilirse akan kanların da durabileceğini, çocuklar ölmeyebileceğini de dile getiren Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürü; ''İstenirse Ortadoğu'daki kan durabilir. Filistin'in yanlızlığı giderilebilir. Bizim sorunumuzu dışarıdan gelen çözemez. Dışarıdan gelenler İslam coğrafyasının petrolünü, altınını seviyor, bizim iç karışıklılığımızı seviyor. Bizim ölümüzü seviyorlar. Ama inanın bizi sevmiyorlar. Buna daha ne kadar göz yumacağız.''
ERDOĞAN'DAN TARİHİ ÇAĞRI!
''Her ne mezhepten olursa olsun tüm kardeşlerime çağrıda bulunuyorum'' diye konuşmasını sürdüren Erdoğan, ''Ne olur şöyle bir kenara çekilelim ve bu kaostan ve tartışmalardan kim kazançlı çıkıyor bunu görelim. Şayet bunu görebilirsek çözümün fitilini ateşlemiş oluruz.'' dedi.
BATI MEDYASININ HEDEFİ OLDUM
Meselenin sadece yoksulluk olmadığını, İslam cografyasının tarihinde hiç olmadığı kadar kanla anılır hale gelmiş durumda olduğunu belirten Erdoğan,''Hemen hergün farklı ülkelerde bir kaçtane Kerbela'ya şahit oluyoruz. Hergün çocuklarımız ve kadınlarımız ölüyor. Kutsal mekanlarımız gözlerimizin önünde barbarların postalları ile çiğneniniyor. Sesimiz çıkabilyor mu?, Konuşabiliyormuyuz? hayır..'' diye konuştu.
BİZİ DEĞİL, ÖLÜMÜZÜ SEVİYORLAR!
İslam ülkelerinin yeryüzünde barışı tescil edebilecek güce sahip olduğunu ve eğer istenilirse akan kanların da durabileceğini, çocuklar ölmeyebileceğini de dile getiren Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürü; ''İstenirse Ortadoğu'daki kan durabilir. Filistin'in yanlızlığı giderilebilir. Bizim sorunumuzu dışarıdan gelen çözemez. Dışarıdan gelenler İslam coğrafyasının petrolünü, altınını seviyor, bizim iç karışıklılığımızı seviyor. Bizim ölümüzü seviyorlar. Ama inanın bizi sevmiyorlar. Buna daha ne kadar göz yumacağız.''
ERDOĞAN'DAN TARİHİ ÇAĞRI!
''Her ne mezhepten olursa olsun tüm kardeşlerime çağrıda bulunuyorum'' diye konuşmasını sürdüren Erdoğan, ''Ne olur şöyle bir kenara çekilelim ve bu kaostan ve tartışmalardan kim kazançlı çıkıyor bunu görelim. Şayet bunu görebilirsek çözümün fitilini ateşlemiş oluruz.'' dedi.
BATI MEDYASININ HEDEFİ OLDUM
İslam dünyasındaki sorunlara dikkat çektiği için batı medyasının hedefi haline geldiğini de aktaran Erdoğan, ''Bizim sorgulamamızı istemiyorlar, tarihi hatırlatmamızdan çok ama çok rahatsız oluyorlar'' diyerek, ''Dünyada dil, din, ırk ayrımı yapmaksızın yoksulun hakkını savunmamızdan rahatsız oluyorlar'' dedi.
PETROL UĞRUNA KIYANLARDAN OLMAYACAĞIZ
Petrol, altın, elmas uğruna, bitmek bilmeyen hırs uğruna canlara hatta ve hatta çocuklara kıyanlardan olamacaklarını da söyleyen Erdoğan, ırkçılığın da yanında olmayacaklarını belirtti.
SUSMAK YAŞANANLARDAN DAHA AĞIR
Yaşanılan trajedilerden daha ağır olanın susmak ve bahane üretmek olduğunu dile getiren Erdoğan, ''Ama inanın hesap gününde hesap gününün sahibi karşısında hiçbir mazeret geçerli olmayacaktır. Masum çocukların elleri susanların ve katillerin üstünde olacaktır.'' dedi.
TEK ÇIKIŞ YOLU BİRLİK!
Türkiye olarak hiçbir ülkenin toprak bütünlüğüne yönelik niyetlerinin olmadığını ve bölgedeki hiçbir meseleye çıkar nazarında bakmadıklarını ifade eden Erdoğan, tarihinin en tahlihsiz dönemini yaşayan İslam cografyasında çıkışın ise birlikten geçtiğini söyledi.
İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI AKAN KANA SESSİZ KALAMAZ
BM'nin çocukların akan kanına sessiz kaldığını ancak İslam İşbirliği Teşkilatı'nın buna sessiz kalamaycağını da ifade eden Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü; ''Dünya barışına daha büyük katkılar sunabiliriz. Yeryüzündeki tüm çatışmalara müdahale edebiliriz. Hamd olsun bunlara yapacak birikim ve gücümüz var. tek ihtiyacımız olan ittifaktır.''
BM'DE REFORMA İHTİYAÇ VAR!
BM'nin gerçek manada bir reforma ihtiyacı olduğunu da sözlerine ekleyen Erdoğan, dünya 5'ten büyük olduğunu ancak ne yazık ki dünyanın 5'e mahkum olduğunu söyledi.
ADIMLARI ATALIM
2011 yılında tercihli ticaret sisteminin yürürlüğe girebilmesi için üye ülkelerin atacağı sadece bir kaç adımın olduğunu da söyleyen Erdoğan, bu adımların atılmasını rica etti.
NETİCELİ TOPLANTILAR YAPMALIYIZ
Neticesi olmayan toplantılar değil neticesi olan toplantılar yapılması gerektiğine de dikkat çeken Erdoğan, ''Bizim finansman gücümüz nerelerde değerlendiriliyor bunu araştırmamız lazım. İnanın bizim finansman gücümüz farklı zamanlarda karşımıza çok farklı bir şekilde çıkabiliyor.'' dedi.
GAYRİMENKUL VE ALTIN BORSASI KURULMALI
Erdoğan konuşmasının sonunda İSEDAK'ın Gayrimenkul Kıymetler ve, Altın borsası noktasında da adım atması gerektiğini ifade etti.
Petrol, altın, elmas uğruna, bitmek bilmeyen hırs uğruna canlara hatta ve hatta çocuklara kıyanlardan olamacaklarını da söyleyen Erdoğan, ırkçılığın da yanında olmayacaklarını belirtti.
SUSMAK YAŞANANLARDAN DAHA AĞIR
Yaşanılan trajedilerden daha ağır olanın susmak ve bahane üretmek olduğunu dile getiren Erdoğan, ''Ama inanın hesap gününde hesap gününün sahibi karşısında hiçbir mazeret geçerli olmayacaktır. Masum çocukların elleri susanların ve katillerin üstünde olacaktır.'' dedi.
TEK ÇIKIŞ YOLU BİRLİK!
Türkiye olarak hiçbir ülkenin toprak bütünlüğüne yönelik niyetlerinin olmadığını ve bölgedeki hiçbir meseleye çıkar nazarında bakmadıklarını ifade eden Erdoğan, tarihinin en tahlihsiz dönemini yaşayan İslam cografyasında çıkışın ise birlikten geçtiğini söyledi.
İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI AKAN KANA SESSİZ KALAMAZ
BM'nin çocukların akan kanına sessiz kaldığını ancak İslam İşbirliği Teşkilatı'nın buna sessiz kalamaycağını da ifade eden Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü; ''Dünya barışına daha büyük katkılar sunabiliriz. Yeryüzündeki tüm çatışmalara müdahale edebiliriz. Hamd olsun bunlara yapacak birikim ve gücümüz var. tek ihtiyacımız olan ittifaktır.''
BM'DE REFORMA İHTİYAÇ VAR!
BM'nin gerçek manada bir reforma ihtiyacı olduğunu da sözlerine ekleyen Erdoğan, dünya 5'ten büyük olduğunu ancak ne yazık ki dünyanın 5'e mahkum olduğunu söyledi.
ADIMLARI ATALIM
2011 yılında tercihli ticaret sisteminin yürürlüğe girebilmesi için üye ülkelerin atacağı sadece bir kaç adımın olduğunu da söyleyen Erdoğan, bu adımların atılmasını rica etti.
NETİCELİ TOPLANTILAR YAPMALIYIZ
Neticesi olmayan toplantılar değil neticesi olan toplantılar yapılması gerektiğine de dikkat çeken Erdoğan, ''Bizim finansman gücümüz nerelerde değerlendiriliyor bunu araştırmamız lazım. İnanın bizim finansman gücümüz farklı zamanlarda karşımıza çok farklı bir şekilde çıkabiliyor.'' dedi.
GAYRİMENKUL VE ALTIN BORSASI KURULMALI
Erdoğan konuşmasının sonunda İSEDAK'ın Gayrimenkul Kıymetler ve, Altın borsası noktasında da adım atması gerektiğini ifade etti.
Dünyaca Ünlü Alimden Recep
Tayyip Erdoğan'a Destek Çağrısı!
Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi, Başbakan Erdoğan'ı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde desteklediğini açıkladı.
Karadavi, ''Cumhurbaşkanlığı seçiminde, güvenlir, samimi ve güçlü lider Erdoğan'ı destekliyor ve Türkiye halkını da Erdoğan'ı desteklemeye davet ediyorum" açıklamasında bulundu.
''ERDOĞAN'IN DURUŞU ARAP LİDERLERİ ZOR DURUMDA BIRAKTI''
Karadavi, sosyal paylaşım sitesi Facebook'taki hesabından yaptığı açıklamada, "İsrail'in Gazze'ye saldırısı noktasında, Suriye devrimi sürecinde ve Mısır'daki askeri darbeye karşı mazlum halkın yanında duran Erdoğan'ın bu duruşu, birçok Arap liderlerini zor durumda bıraktı. Bu nedenle cumhurbaşkanlığı seçiminde güvenlir, samimi ve güçlü lider Erdoğan'ı destekliyor ve Türkiye halkını da Erdoğan'ı desteklemeye davet ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.
'ÇOK SEVDİĞİM TÜRKİYE HALKINA SESLENİYORUM...''
"Çok sevdiğim ve beni seven yüce Türkiye halkına sesleniyorum" diyen Karadavi, "Türkiye halkı son yıllarda farklı alanlarda kalkınmayı beraberinde getiren büyük bir demokrasi örneği sergiledi. Ben bu demokrasi yolundaki başarıyı Türkiye ve İslam ümmetine hayır getirmek üzere yollarını tamamlamaları için çağrıda bulunuyorum" ifadesini kullandı.
''OYLARINIZI HEBA ETMEYİN''
Türkiye'nin uzun bir süre İslam alemine liderlik yaptığını ve İslam dünyasını düşmana karşı koruduğunu aktaran Karadavi, ülkenin büyük bir kalkınma örneğiyle demokrasinin sembolü haline gelerek daha önce İslam aleminin liderliğine doğru yeniden yol aldığını belirtti.
Karadavi, oy kullanmanın yararlı bir faaliyet olacağına değindi. Ayetlerle desteklediği açıklamasında toplum yararına oy kullanmanın "Bir tanıklık" olduğunu vurgulayan Karadavi, herkesin oy kullanması ve bu hakkını heba etmemesi gerektiğini ifade etti.
Karadavi, oy kullanmanın yararlı bir faaliyet olacağına değindi. Ayetlerle desteklediği açıklamasında toplum yararına oy kullanmanın "Bir tanıklık" olduğunu vurgulayan Karadavi, herkesin oy kullanması ve bu hakkını heba etmemesi gerektiğini ifade etti.
''OY VERMEK DİNİ BİR VAZİFEDİR''
"Ülkesinin ve halkının yararı doğrultusunda doğru bulduğu kimseye oy vermek dini bir farizedir. Kur'an bize bu yönde talimat vermiştir" ifadesini kullanan Karadavi, "Oy kullanma noktasında, kalbinin sesini dinlemeyerek ve Allah'tan korkmadan seçimlerde ehil olmayan kişilere oy kullanarak 'tanıklık' etmek Allah'ın verdiği yetkiye ihanet etmektir" yorumunda bulundu.
İslam dünyasının Türkiye'nin yarını ve daha sonrasından beklentileri olduğuna değinen Karadavi, şunları kaydetti:
''ALLAH'IN ONUNLA OLMAMIZI EMRETTİĞİ BİR KİŞİ''
"Müslüman Türkiye toplumunun cumhurbaşkanlığı seçiminde samimiyeti ve cesaretiyle, güçlü, güvenilir, bilgili, vatanına, dinine ve milletine sadık olduğunu ispatlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı seçmesine davet ediyorum. Zekası ve geniş perspektifiyle halkının desteğini alan Erdoğan, bu duruşuyla, Allah'ın onunla olmamızı emrettiği bir kişi olduğunu gösteriyor. Çünkü Allah bize, 'Allah'tan korkun ve sadıklarla beraber olun' diyor."
''EN MÜNASİP KİŞİ ERDOĞAN''
Erdoğan'ın Arap ve İslam ülkelerinin yanı sıra dünya genelinde önemli bir lider haline geldiğini aktaran Karadavi, "Kendi şahsım adına ve Dünya Müslüman Alimler Birliği kurumu adına Cumhurbaşkanlığı makamına en münasip kişinin Erdoğan olduğunu vurguluyorum. Çünkü Erdoğan uzun süredir demokrasi ve ögürlük arayışı içerisinde olan halkını İslami ve tarihi değerleriyle buluşturdu. Ekonomi, kültür alanında gelişmeler göstererek, komşu ülkeleriyle kurduğu ilişkileri geliştirdi ve böylece Türkiye'yi son yıllarda dünyada önemli bir noktaya taşıdı'' değerlendirmesini yaptı.
PARALEL YAPI'YI CIA İLE MOSSAD YÖNETİYOR : Paralel Yapı soruşturmasında ifade veren, Gülen'in eski sağ kolu Latif Erdoğan: Paralel Yapı benim gözümde terör örgütüdür. Yapı artık CIA ve Mossad'ın eline geçmiş ve artık ABD ile İsrail adına hizmet eder bir hale gelmiştir
Fethullah Gülen'in bir dönem en yakınındaki isimlerden olan Latif Erdoğan'ın Paralel Yapı soruşturması kapsamında savcılıkta verdiği 26 sayfalık ifadesinin tam metnine SABAH ulaştı. Erdoğan ifadesinde, "1990'lı yıllara taşıdığımız bu hizmet hareketi CIA ve MOSSAD gibi gizli servislerin kontrolü altına girdi. Paralel benim nazarımda terör örgütü niteliği taşıyan bir yapıdır" dedi. Bir dönem Fethullah Gülen'in en yakınındaki isimlerden olan Latif Erdoğan, ifadesinde çok önemli tespitlerde bulundu. İşte Erdoğan'ın ifadesinden çarpıcı bölümler:
AMAÇ İSLAM DEVLETİ
Fethullah Gülen'in amacı devlet ve kurumlarını ele geçirmek, İslam devletini oluşturmaktır. Kısacası bugüne yorumlanmış hilafet anlayışıdır. Bu amaçlar uğruna devlet ve organlarında kadrolaşma net bir şekilde oldu. Bunun en belirgin örneği 17 Aralık sürecidir. Paralel örgüt kadrolarının yapmış olduğu bu operasyonlar gerçekleşseydi Türkiye devleti ele geçirilmiş olacaktı.
Gülen'in Edirne dönemi çok önemlidir. Çünkü orada ABD Konsolosluğu tarafından insanlara izletilen filmler sayesinde Amerikan kültürünü vermeye çalışmışlardır. Bu durumdan Gülen'in de etkilendiğini ve Amerikan hayranı olduğunu bizzat kendi söylemi ile şahit oldum.
Gülen'in Nur Vergin, Kasım Gülek, Bülent Ecevit gibi isimlerle teması, Kemalist gruplarla, Amerika ile olan ilişkiler ve akabinde Masonlar ile yakınlaşması, hizmetin kuruluşundaki amaç ile Gülen'in değişim sürecine girdiğinin açık bir göstergesidir. Yapı neticede CIA ve MOSSAD'ın eline geçmiş, ABD ve İsrail adına hizmet vermeye başlamıştır.
HALK PLANI BOZDU
Fethullah Gülen'in devleti ele geçirmeye yönelik faaliyetleri vardır. Gülen aracılığı ile dış güçler darbe girişimi neticesi hükümeti ele geçireceklerini ya da devireceklerini zannettiler ancak halkın her şeye rağmen devlete sahip çıkması neticesinde bütün planlar bozuldu. Gülen'i tüm toplum benimser diye düşündüler ancak bekledikleri gibi olmadı.
PSİKOLOJİSİ BOZULDU
Hakan Fidan yerine emniyet kökenli Ramazan Akyürek getirilecek, dış güçlerin ve Paralel Yapı'nın hedefleri doğrultusunda hizmet edecekti. Recep Tayyip Erdoğan rahatsızlandığı zaman cemaate ait bir hastaneye yatırıldığını duyan Hakan Fidan hızlı bir şekilde hastaneye yetişip ameliyata mani olmuş ve Paralel Yapı'nın amaçladığı tehlikeli sonuca engel olmuştur. Bu sebeple İsrail ve Paralel Yapı tarafından Fidan sevilmeyen bir şahsiyet olmuştur.
17 Aralık sürecinden sonra Fethullah Gülen'in ilk bir ayını pişmanlıklarla geçirdiğini, mağlubiyeti hazmedemediğini biliyorum. Bu süreçten sonra kendisine olan ilginin azalması psikolojisini olumsuz etkiler, normalde yapmayacağı bir hareketi yapacak duruma gelebilir.
Fethullah Gülen in iki temel hedefi vardır. Birincisi 'üst akıl'ı memnun etmek, diğeri ise dünya üzerinde bu anlayışı entegre etmektir. Bu üst akıl dershaneler konusunu fırsat bilerek, Gülen'in hükümete karşı harekete geçmesini sağladı. Devlet içinde yatay bir büyüme gerçekleştiren Paralel Yapı, dikey büyüme sürecine geçerek devletle çakıştı. CIA ve FBI tarafından Paralel Yapı'ya ait kültür merkezlerinde yetiştirilmiş kadroya değişik eğitimler verdi.
Gülen'in yakın çevresine 17 Aralık süreci ile ilgili "Keşke şimdi yapmasaydık" dediğini duydum. Bu şekilde konuşmasının nedeni ise yapılan hareketten sonuç alınamaması. Eğer bu sonuç alınsaydı; Gülen, Humeyni misali yurda dönecekti. Bu başarısızlık aynı zamanda cemaatin ABD ve İsrail nazarında prestij kaybetmesine neden olmuştur. Bu nedenle hükümeti zayıf düşürmek amacıyla Ayasofya konusu gündeme getirilmiştir.
EŞİME 'ONDAN BOŞAN' DEDİLER
Kızım Fatih Üniversitesi'nde okurken okula yakın olması sebebiyle sadece ailedekilerin bildiği bir ev tutmuştum. Eşim de kızımla aynı evde kalıyordu. İsimlerini bilmediğimiz iki bayan gelerek eşimin benden boşanması hususunda telkinde bulundu. Bu teklif 3 kez de sokakta önüne çıkmak suretiyle tekrarlanmıştır. Sadece aile fertlerinin bildiği bir ev, takip yolu ile tespit edilmiştir.
PARA TRAFİĞİNDEN ÖZCAN SORUMLU
İllerde "himmet" ve "bağış" adı altında paralel yapılanma için toplanan paraların 15'te biri Gülen'in kendisine getirilirdi. Gülen ise bu parayı genel bütçeye bakan Mütevelli Heyeti'ndeki isimlerin başındaki isim Mustafa Özcan kanalı ile gerekli yerlere aktarırdı. Mustafa Özcan tüm para trafiğini kontrol eder.
İŞADAMLARI KANDIRILIYORDU
Himmet toplantısında bulunduğum zamanlarda büyük rakamların söylendiğini görüp maddi durumu iyi olmayan arkadaşlarımın büyük paralar bağışlayacağını duyunca şaşırırdım. Orada o arkadaşın vaat ettiği büyük parayı nasıl vereceğini sorduğumda onun teşvik için diğer şahısların bağışını artırmak için söylendiğini öğrendim. Himmet toplantılarına bu olaydan sonra bir daha gitmedim.
SABAH
Latif Erdoğan Fethullah Gülen'i kendi silahıyla vurdu
A Haber ekranlarında Milli Güvenlik Kurulu'nun verdiği "Paralel Yapı ile mücadele” kararını değerlendiren Latif Erdoğan, seçim dönemlerinde meydanlarda konuşulan konular artık devlet politikası haline gelmiştir." dedi.
GÜLEN'İN GENEL KARAKTERİ, GÜCE TESLİM OLMAK!
Latif Erdoğan'a, 28 Şubat sürecinde Fetullah Gülen'in Çevik Bir'e mektup yazarak okulları teslim etmek istediğini ancak, dershanelerin kapanması üzerinden AK Parti hükümetine karşı Paralel Yapı'nın açtığı savaşı hatırlattık.
Erdoğan, "O dönemdeki teslimiyet, güce karşı teslimiyetti. Zaten o, Gülen'in genel karakteridir, güce karşı teslim olur. Fakat burada kendisini daha çok güçlü kabul ettiği için bir atraksiyon yaptı o da geri tepti" dedi.
KAYNAK: Yeniakit
FETHULLAH GÜLEN TARAFINDAN HAKKINDA AÇILAN 12 CEZA VE TAZMİNAT DAVASINA RAĞMEN PARALEL YAPIYI DEŞİFRE ETMEYE DEVAM EDEN GÜLEN’İN ESKİ İKİNCİ ADAMI LATİF ERDOĞAN BUGÜN SERT BİR YAZI KALEME ALDI.
Neden savcılığa ifade verdiğini anlatan Latif Erdoğan sosyal medya üzerinden yürüyen kara propagandaya ve yıldırma kampanyalarına "hodri meydan" dedi.
İŞTE LATİF ERDOĞAN'IN BUGÜNKÜ YAZISINDAN BAZI BAŞLIKLAR:
ANKARA'DAN ÜST DÜZEY BİR YETKİLİ ARADI VE RANDEVU İSTEDİ
Dört ay kadar önce, Ankara Emniyet'ten üst düzey bir yetkili beni telefonla aradı ve görüşmek üzere randevu istedi; memnuniyetle kabul ettim, birkaç gün sonra da evime geldiler, sohbet edip görüştük. Paralel yapıyla ilgili medya yoluyla söylediklerimin resmi bir işleme dönüşebilmesi için tanıklık yapıp yapamayacağımı sordular. Cevaben şunları söylediğimi hatırlıyorum: Medya yoluyla söylediklerimin tümünün arkasındayım; ve söylediklerimi ömrümün sonuna kadar da savunurum. Ancak benim söylediklerimin hukuki bir belge niteliği taşıyıp taşımayacağı yargının bileceği bir husus. Şu anda, ülke olarak çok büyük bir kaosa sürükleniyoruz. Paralel yapı bunun baş aktörü. Cemaati de kuşatmış durumdalar. Devlet- millet el ele bu badireyi aşmak zorundayız. Paralel yapının atraksiyonlarından ülkenin zarar göreceği kesin; fakat kesin olan bir başka yön de cemaatin bitip tükeneceği gerçeği. Devletin, bu tehlikeyi önlemek adına yapacağı her türlü faaliyete; hukuk çerçevesi içinde kalmak; kurunun yanında yaşı da yakmamak kaydıyla, gücüm ölçüsünde katkıda bulunurum; ve bunu da vatani bir vazife addederim.
Muhataplarım da aynı görüşte olduklarını; özellikle suçsuzların ayrıştırılması adına çok ciddi özen gösterildiğini ifade ettiler. Gündemdeki başka konular üzerine de sohbet ettik; izin isteyip ayrıldılar.
İki hafta kadar sonra, üç kişilik bir ekiple gelip ziyaret etmek istediklerini yine telefonla bildirdiler; kabul ettim, yine evimde buluştuk. İki-üç saat diye başladığımız sohbet, saatlerce sürdü. Konuşmalarımı kayda alıp alamayacaklarını sordular; alın dedim. Görüntülü kaydı da kabul ettim. İsterseniz sizi gizli tanık olarak dinleyelim, dediler. Asla, dedim. Ve devam ettim; sizleri tanımıyorum, belki sizler de cemaat üyesi polislerdensiniz. Ancak şunu biliniz ki, size yaptığım ve yapacağım konuşmaların bütününü bizzat Hocaefendinin yüzüne karşı da söyleyemeyecek olsam, kesinlikle size de konuşmazdım. Ben bu ifadelerin asla gizli kalmayacağını, basına yansıtılacağını; hatta savcının eline geçmeden belki de bir nüshasının Gülen'e gönderileceğini bilerek ve düşünerek konuşuyorum. Hatta bu durum gerçekleşirse ayrıca sevinirim; çünkü kendisine mesajlarımı doğrudan ulaştırmış olurum, dedim.
VERDİĞİM SAVCILIK İFADESİ BİR İNTERNET SİTESİNDE HABER YAPILDI
Aradan bir ay kadar bir süre geçti; aynı ekipten bir telefon daha aldım; daha önceki görüşmemizde atlanılmış bazı konular olduğunu fark ettiklerini, bunlarla ilgili bir görüşme daha yapmak istediklerini söylediler. Olur, dedim, geldiler, görüştük. Zaten, yüreklerinin vatan aşkıyla yanıp tutuştuğuna şahit olduğum bu fedakar vatan evlatlarına hayır demem de mümkün değildi.
Sordukları sorular yine benim medya yoluyla konuştuğum konulardı. Bu arada, paralel yapıyla ilgili oldukları kabul edilen kişilerle ilgili benden de bilgi istenildi. Yüzden fazla isim soruldu. Çoğunu tanımadığım için cevapsız bıraktım; onlar zapta geçirilmedi. Tanıdıklarım hakkında, özellikle paralel yapıyla ilişkisi olmasını imkansız gördüğüm kişiler üzerindeki kanaatimi bu yönde tasrih ettim; onların bir kısmı da zabıttan çıkarıldı.
Tahminimde yanılmamıştım. Daha dosya münderecatına girmeden, tanık olarak verdiğim ifadeler, alıntılar halinde bir internet sitesinde haber yapıldı. Sonra da başta Gülen olmak üzere, ifadelerimde adı geçenler soluğu müşteki sıfatıyla savcılıkta aldı. Geçenlerde bu ifadeler bütünüyle bir ulusal gazetede manşetten verildi. Şu anda sökün edip gelen soruşturmalara cevap yetiştirmekle meşgulüm. Sürekli alınan takipsizlik kararları da hızlarını kesmeye yetmiyor. Ben de bu müfterilere, iftira davası açsam mı diye düşünüyorum..
TEK BİR PARALELCİ KALMAYINCAYA KADAR MÜCADELE EDECEĞİM
Bakın ey müfteriler, şu ülkede tek bir paralelci kalmayıncaya kadar, Allah'ın izni ve keremiyle sizlerle mücadeleme devam edeceğim; bunu kıt aklınızın bir kenarına böylece yazın, bu bir.
Benim dediklerimin, söylediklerimin, anlattıklarımın hukuki bir karşılığının olup olmadığı beni değil yargıyı ilgilendirir, kararı ne siz ne de ben verecek değiliz, bu iki.
Yargının elinde, ayrıca benim somut delil göstermeme gerek kalmayacak kadar, hem de çok fazlasıyla delil var, bu üç.
Benim anlattıklarım, milli hafızaya aynen kaydediliyor, bunlarla tarihe not düşülüyor; ve sizlerle alakalı maşeri vicdanın kararı şekilleniyor, bu dört.
Ne yaparsanız yapın, nereye kaçarsanız kaçın, bir gün adalet karşısında yaptıklarınızın hesabını vermekten kurtulamayacaksınız, bu beş.
Ve bir gün, bu konularla ilgili bir kitap yazarsam, tanık olarak verdiğim ifadeleri, noktasına virgülüne dokunmadan aynen kitabıma derç edeceğim, bu altı.
Korkusuzluğun ne olduğunu, daha önceki paniklediğiniz dönemlerde sizlere fiili olarak çok gösterdim, öğretmeye çalıştım; öğrenemediniz, bu dersimi bir kez daha, bu sefer size karşı tekrar etmiş olacağım, bu da yedi.
Latif Erdoğan/Akit
-Cemaat kime hizmet ediyor?
-FG neden amerikada?
-Dinler arasi diyalog safsatasini neden cemaat üstlendi?
-İstihbarat bilgilerini cemaat neden toplar?
-Hosgoru cemaati neden bir anda nefret dili kullanmaya basladi?
-Devlet icindeki kadrolasmanin nedeni nedir?
-Sinavlarda yapilan yolsuzluklar neden?
-Hakim ve savcilarimis yetisiyor" (akrabam olan onemli bir cemaat mensubu tarafindan ifade edilmistir) sözü aciklanabilnir mi?
-Yolsuzluk adi altinca cemaate mensup adli ve yargi mensuplarinca yapilan operasyonlarin arka planinda neler vardi?
-FG neden amerikada?
-Dinler arasi diyalog safsatasini neden cemaat üstlendi?
-İstihbarat bilgilerini cemaat neden toplar?
-Hosgoru cemaati neden bir anda nefret dili kullanmaya basladi?
-Devlet icindeki kadrolasmanin nedeni nedir?
-Sinavlarda yapilan yolsuzluklar neden?
-Hakim ve savcilarimis yetisiyor" (akrabam olan onemli bir cemaat mensubu tarafindan ifade edilmistir) sözü aciklanabilnir mi?
-Yolsuzluk adi altinca cemaate mensup adli ve yargi mensuplarinca yapilan operasyonlarin arka planinda neler vardi?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)