Haftalardır yazıyoruz etrafımızda oynanan oyunları. Kapımıza IŞİD mayını döşediler, hadi çık dışarı diyorlar.
Bizi Suriye batağına çekmek istiyorlar.
İsrail ve Amerika'daki baronları merakla bekliyor.
İngiltere "Hadi Türkiye" diyor, Almanya girmediğimiz için bizi suçluyor. "Dünyanın ENAYİSİ biz değiliz" diyoruz.
Vay sen misin girmeyip bunu diyen.
Deliriyorlar ve saldırıyorlar.
İngiliz medyası dün de Kobani'ye karadan dalmadık diye bize sallıyor. IŞİD ile işbirliği yaptığımızı öne sürecek kadar alçaklaşıyorlar. Ulan aşağılık gazeteler, İngiliz hükümetine karadan gir diye çağrı yapsanıza. "IŞİD'çi Cameron" diye başlık atsanıza. Bakın tezkere çıkardık, yabancı askerler de var tezkerede. Hadi getirin 50 bin İngiliz askerini, indirin Urfa'ya, sokalım Kobani'ye. Yok, onlar gelmezler. Dedik ya, onlara IŞİD ile çarpışıp ölecek Türk askeri lazım. Geçmişte Yunanlılar'ı bize sürdüler, Mısırlı askerleri Sudan'da savaştırıp öldürttüler, 1. Dünya Savaşı'nda 1.5 milyon Hindistanlıyı İngiliz üniforması ile toprağa gömdürttüler. Dünyanın bir ucundan yeni Zelanda'dan, Avustralya'dan bile taşıdıkları Anzakları Çanakkele'de mezarlara defnettiler. Aynı kafa Almanya'da da pişmiş kelle gibi sırıtıyor.
Bizi Suriye batağına çekmek istiyorlar.
İsrail ve Amerika'daki baronları merakla bekliyor.
İngiltere "Hadi Türkiye" diyor, Almanya girmediğimiz için bizi suçluyor. "Dünyanın ENAYİSİ biz değiliz" diyoruz.
Vay sen misin girmeyip bunu diyen.
Deliriyorlar ve saldırıyorlar.
İngiliz medyası dün de Kobani'ye karadan dalmadık diye bize sallıyor. IŞİD ile işbirliği yaptığımızı öne sürecek kadar alçaklaşıyorlar. Ulan aşağılık gazeteler, İngiliz hükümetine karadan gir diye çağrı yapsanıza. "IŞİD'çi Cameron" diye başlık atsanıza. Bakın tezkere çıkardık, yabancı askerler de var tezkerede. Hadi getirin 50 bin İngiliz askerini, indirin Urfa'ya, sokalım Kobani'ye. Yok, onlar gelmezler. Dedik ya, onlara IŞİD ile çarpışıp ölecek Türk askeri lazım. Geçmişte Yunanlılar'ı bize sürdüler, Mısırlı askerleri Sudan'da savaştırıp öldürttüler, 1. Dünya Savaşı'nda 1.5 milyon Hindistanlıyı İngiliz üniforması ile toprağa gömdürttüler. Dünyanın bir ucundan yeni Zelanda'dan, Avustralya'dan bile taşıdıkları Anzakları Çanakkele'de mezarlara defnettiler. Aynı kafa Almanya'da da pişmiş kelle gibi sırıtıyor.
Frakfurter Allgemeine gazetesi dün Merkel'in açıklamalarını yayınlıyor.
Neymiş bir NATO ülkesiymişiz.
Önceliklerimizi bilmemiz gerekiyormuş.
IŞİD ile mücadele öncelikli işimizmiş.
Hamburg'ta Kürtler ayaklanmış, bazı vehabilere saldırmış imiş. Olaylar çıkıyor, Almanya'yı üzüyormuş. Türkiye'nin Kobani'ye müdahale etmemesi Almanya'ya da zarar veriyormuş. Aynen böyle diyor Merkel hanımefendi. Ona da"Ulan" diyerek söze gireceğim ama kadına böyle seslenmek bize yakışmaz.
Nazikçe diyorum ki, hadi getirin siz de 50 bin askerinizi sokalım Suruç'tan Kobani'ye. 500 metre yürüyerek girersiniz. Ne de olsa siz de NATO ülkesisiniz. Sizin de yükümlülükleriniz var. Girin karadan, 30 yıl sürecek bir savaşın tadını doyumsuz bir şekilde yaşayın. Gelin anlaşalım siz karadan saldırın biz havadan vuralım. Bizi salak mı zannediyorsunuz? Tamam bir zamanlar bu ülkeye talimatlar yağdırıp, içimizdeki medyanız ve siyasi işbirlikçileriniz ile istediğinizi yaptırıyordunuz. "Yürü" diyordunuz yürüyorduk, "Dur" diyordunuz, hazırolda bekliyorduk.
Ama çok sular aktı, artık YENİ TÜRKİYE var. Bu sizi çıldırtıyor, yerli işbirlikçilerinizle sokağa döküyorsunuz insanları. Gaziantep'ten arayan İHA muhabiri arkadaşım, olaylar çıkmadan önce şehirde dolaşan ciplerin plakalarını ve takım elbiseyle para dağıtanları da anlattı. Sizde para çok. Yıllarca beslediğiniz derin PKK'yı devreye sokuyorsunuz, IŞİD batağına saplayıp batıramadığınız YENİ TÜRKİYE'yi, çözüm sürecini baltalayarak vandallarla eski haline çevirmeye
çalışıyorsunuz. Çıkarlarınız bunu gerektiriyor. Kobani'ye karadan tek başına girmediğimiz için sinirlenen ve karıştıran, İsrail'i, İngiltere'yi, derin ABD'yi ve Almanya'yı çok iyi anlıyorum. Benim tek anlayamadığım CHP... O da "Kobani'ye karadan girelim" diyor.
Tıpkı İngiliz, Alman, İsrailli ve derin ABD'li gibi. Esad bile istiyor vallahi. CHP'nin kimlerle yan yana?.. Geldiği noktaya bak!!! Yahu çok yakın dostlarınız var Almanya'da. Sorsanıza bir "Neden peşmergelere Berlin'de eğitim verirken fotoğraf çektiriyorsunuz?" diye. "Hadi G'niz yiyorsa gelin Kobani' de ÖTÜNÜZ ve fotoğraf çektiriniz askerlerinizle" desenize. Amerika'da da gezdiğiniz lobilerde çok dostunuz var.
Sorsanıza onlara; Neden ABD'de Beyaz Saray ve pentagon koro halinde "Önceliğimiz Kobani değil" diye bağırıyor? Yok soramıyorsanız bari dostunuz Esad'ı arayın. Neden onlar da Kobani'ye girmemizi dört gözle bekliyor?
Vardır sizde telefon numarası!!!
TAKVİM / Bekir Hazar
Önce petrol!!!
"Erdoğan alacağı kararların ülkesinin çıkarlarına olmasını istiyor. Kobani'nin felaketin eşiğinde olması bu düşüncenin duygusuz olduğu izlenimini verebilir. Ancak Erdoğan diğer bölgesel güçlerden farklı değil. Eğer büyük sonuçları olacak bir adım atmadan önce Batı'nın Suriye ve Irak'ta tam olarak ne amaçladığını bilmek istiyorsa O'nu bunun için suçlayamayız."İngiliz gazetesi Guardian'da çıkan başyazıda aynen böyle deniyordu dün.
Evet aynen durum bu. Sadece yanlış olan cümle "Batı'nın Suriye ve Irak'ta tam olarak neyin peşinde olduğu bilinmediği."
Aslında her şey biliniyor.
Bölgede kimin eli kimin cebinde belli değil.
Birkaç ay önce Suriye'den bizim tarafa geçmeye çalışan Rus ajanlar yakalanmıştı.
İngiliz İstihbaratı, MOSSAD, CIA, İran istihbaratı, Çin önüne ne gelirse orada.
Londra merkezli Conflict ArmamentResearch adlı araştırma grubu IŞİD'in elindeki silahlarla ilgili bir rapor yayınladı dün.
Rus, Amerikan, Çin silahları sebil gibi.
Bir miktarda İran ve Bulgar yapımı silahlar var. Leblebi gibi mermi harcıyorlar ama aylardır bitmek tükenmek bilmiyor.
CIA ajanı Edward Snowden de "IŞİD, CIA-MOSSAD-MI6 ortak yapımı" demişti zaten. Oluşturulan korku imparatorluğu sayesinde "İsrail'in güvenliği HAYATİ ÖNEMDE" algısı pompalanıyor tüm dünyaya.
Gazze'de bomba patladı önceki gün, İsrail hükümeti hemen açıklama yaptı; "Bu patlama IŞİD'in işi, dibimize kadar geldiler" diye. Daha çok suni bombalar patlatacaklar oralarda.
İsrail'e gözdağı için Filistinli üzerinde bomba denemesi de ne kadar akla yatkın siz düşünün. Getirdiler bizim sınırımıza dayadılar IŞİD'i. Kobani'de Kürtler'e saldırtıyorlar ısrarla ve göz göre göre.
Ve bizim tarafımızdaki Kürtler'e de çıplak gözle canlı yayın yapıp dizi film gibi izletiyorlar. Sınıra gelemeyen Türkiye'deki Kürtler de evlerinde televizyonlardan canlı yayında izliyor.
Haberciler "Sevgili seyirciler bakın arkamda bir bomba daha düştü Kobani'ye" diye söze giriyor.
Hemen arkadaki IŞİD tanklarının bombardımanı canlı canlı veriliyor.
Türkiye'deki Kürtler'e resmen ÇILDIRTMA OPERASYONU yapıyor birileri.
Ve HDP de IŞİD saldırılarını izleyip çıldıran insanların üzerine benzin döküyor. "ÇIKIN SOKAĞA" diye bağırıyor başkanıyla. IŞİD Kobani'de vuruyor, Türkiye'de yolda giden insanlar sakallı diye öldürülmeye başlanıyor.
Müthiş bir AKIL OYUNU oynuyor birileri, HDP de bu oyunun tam ortasında kullanılıyor. Hiç canlı canlı IŞİD'in Kürtler'e saldırısını izleyip çıldıran insanlara "Sokağa çıkın" denir mi?
Ama dedik ya AKIL yerli değil.
Sonra çıkıp ekranlara onlarca ölüden sonra "Bizimkiler başlatmadı, kimliği belirsiz sivil kişiler ateş açtı" diye konuşuyor Demirtaş. Ee tabii ateş açacak birileri.
Bulmuşlar çıldırmış insanları sokakta ne yapacaklar?
Kobani'den canlı yayını neden yapıyorlar?
Sen çıkacaksın sokağa, sana ateş açacaklar, çıldırmayı delirmeye dönüştürüp AYAKLANMA çıkaracaklar.
Barış sürecine DİNAMİT'le saldıracaklar.
Bunu göremeyecek kadar AKIL tutulmasına yakalanan bir siyasetçi olur mu?
Türkiye'yi Irak ve Suriye yapmak istiyor birileri. Bu konuda kendilerine PARALEL kim varsa kullanıyorlar.
Tek amaçları bölgede en güçlü ülkenin Türkiye olduğu Ortadoğu Petrolleri.
Ve petrolü kontrol etmek için Türkiye'de TAMPON HÜKÜMETLERE ihtiyaçları var.
Yahu siz ABD Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptığı açıklamayı da mı dinlemiyorsunuz hiç? Ne diyor adam? "Bizim önceliğimiz KOBANİ değil. İlk önceliğimiz PETROL KUYULARI'nın güvenliği" demedi mi iki gün önce?
Akan KAN, kesilen başlar, Kobani umurlarında değil. Akan PETROL tek dertleri. Ve bu uğurda ellerinde tutacakları POMPALARA ihtiyaçları var.
Kimi pompa oluyor, kimi de pompalıyor.
Yazık!!!
Hemen dibimizde akan kan bile AKIL
tutulmasından sıyıramıyor birilerini.
Evet aynen durum bu. Sadece yanlış olan cümle "Batı'nın Suriye ve Irak'ta tam olarak neyin peşinde olduğu bilinmediği."
Aslında her şey biliniyor.
Bölgede kimin eli kimin cebinde belli değil.
Birkaç ay önce Suriye'den bizim tarafa geçmeye çalışan Rus ajanlar yakalanmıştı.
İngiliz İstihbaratı, MOSSAD, CIA, İran istihbaratı, Çin önüne ne gelirse orada.
Londra merkezli Conflict ArmamentResearch adlı araştırma grubu IŞİD'in elindeki silahlarla ilgili bir rapor yayınladı dün.
Rus, Amerikan, Çin silahları sebil gibi.
Bir miktarda İran ve Bulgar yapımı silahlar var. Leblebi gibi mermi harcıyorlar ama aylardır bitmek tükenmek bilmiyor.
CIA ajanı Edward Snowden de "IŞİD, CIA-MOSSAD-MI6 ortak yapımı" demişti zaten. Oluşturulan korku imparatorluğu sayesinde "İsrail'in güvenliği HAYATİ ÖNEMDE" algısı pompalanıyor tüm dünyaya.
Gazze'de bomba patladı önceki gün, İsrail hükümeti hemen açıklama yaptı; "Bu patlama IŞİD'in işi, dibimize kadar geldiler" diye. Daha çok suni bombalar patlatacaklar oralarda.
İsrail'e gözdağı için Filistinli üzerinde bomba denemesi de ne kadar akla yatkın siz düşünün. Getirdiler bizim sınırımıza dayadılar IŞİD'i. Kobani'de Kürtler'e saldırtıyorlar ısrarla ve göz göre göre.
Ve bizim tarafımızdaki Kürtler'e de çıplak gözle canlı yayın yapıp dizi film gibi izletiyorlar. Sınıra gelemeyen Türkiye'deki Kürtler de evlerinde televizyonlardan canlı yayında izliyor.
Haberciler "Sevgili seyirciler bakın arkamda bir bomba daha düştü Kobani'ye" diye söze giriyor.
Hemen arkadaki IŞİD tanklarının bombardımanı canlı canlı veriliyor.
Türkiye'deki Kürtler'e resmen ÇILDIRTMA OPERASYONU yapıyor birileri.
Ve HDP de IŞİD saldırılarını izleyip çıldıran insanların üzerine benzin döküyor. "ÇIKIN SOKAĞA" diye bağırıyor başkanıyla. IŞİD Kobani'de vuruyor, Türkiye'de yolda giden insanlar sakallı diye öldürülmeye başlanıyor.
Müthiş bir AKIL OYUNU oynuyor birileri, HDP de bu oyunun tam ortasında kullanılıyor. Hiç canlı canlı IŞİD'in Kürtler'e saldırısını izleyip çıldıran insanlara "Sokağa çıkın" denir mi?
Ama dedik ya AKIL yerli değil.
Sonra çıkıp ekranlara onlarca ölüden sonra "Bizimkiler başlatmadı, kimliği belirsiz sivil kişiler ateş açtı" diye konuşuyor Demirtaş. Ee tabii ateş açacak birileri.
Bulmuşlar çıldırmış insanları sokakta ne yapacaklar?
Kobani'den canlı yayını neden yapıyorlar?
Sen çıkacaksın sokağa, sana ateş açacaklar, çıldırmayı delirmeye dönüştürüp AYAKLANMA çıkaracaklar.
Barış sürecine DİNAMİT'le saldıracaklar.
Bunu göremeyecek kadar AKIL tutulmasına yakalanan bir siyasetçi olur mu?
Türkiye'yi Irak ve Suriye yapmak istiyor birileri. Bu konuda kendilerine PARALEL kim varsa kullanıyorlar.
Tek amaçları bölgede en güçlü ülkenin Türkiye olduğu Ortadoğu Petrolleri.
Ve petrolü kontrol etmek için Türkiye'de TAMPON HÜKÜMETLERE ihtiyaçları var.
Yahu siz ABD Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptığı açıklamayı da mı dinlemiyorsunuz hiç? Ne diyor adam? "Bizim önceliğimiz KOBANİ değil. İlk önceliğimiz PETROL KUYULARI'nın güvenliği" demedi mi iki gün önce?
Akan KAN, kesilen başlar, Kobani umurlarında değil. Akan PETROL tek dertleri. Ve bu uğurda ellerinde tutacakları POMPALARA ihtiyaçları var.
Kimi pompa oluyor, kimi de pompalıyor.
Yazık!!!
Hemen dibimizde akan kan bile AKIL
tutulmasından sıyıramıyor birilerini.
TAKVİM / Bekir Hazar
Hayatlarının büyük bölümünü ezilerek geçirdiler. Önce Saddam rejimi döneminde ezildiler. Ardından ABD işgalini ve kanlı çatışmaları fazlasıyla yaşadılar. Batının ekonomik yaptırımları da onları ezdi.
Sayısız kez hava saldırısına maruz kaldılar. Bu insanlar artık herhangi bir adalete inanmıyorlar. Adalet kavramını kafalarından silmişler. Evet durum aynen bu.
Eğer ORTADOĞU'da bir sürü CANİYİ DESTEKLEMESEYDİK işler daha farklı gelişebilirdi.
Suriye'de 200 bin, Gazze'de 2 bin kişi öldü.
Irak savaşında ölenlerin sayısı 500 bini buluyor. Tüm bu ölümlerden KİM sorumlu?
IŞİD yaşanan tüm acıların vücut bulmuş hali.
Biz ise bomba yağdırmaya devam ediyoruz.
Peki işe yaramazsa bir sonraki adım ne olacak?
Yukarıda yazdıklarımın hiçbir bana ait değil. Bu çok açık bir itiraf aslında.
Adam "Ortadoğu'da birçok caniyi destekledik, kan gölüne çevirdik.
Yaptığımız zulümle IŞİD'i doğurduk" diyor. "IŞİD'in anası biziz" diye bağırıyor.
O bir İngiliz, adı; ROBERT FİSK.
Independent gazetesinde başyazıda kaleme aldı bu müthiş itirafları.
Tebrik ediyorum seni Robert.
Biz de zaten aylardır "IŞİD'i siz kurdunuz" diye boşuna söylemiyoruz. Bir kutlama da ABD Genelkurmay Başkanı Dempsey'e benden. "IŞİD'i havadan vurmak zor hale geldi" diyor dün.
Aynen durum bu.
Zaten İngiliz ve ABD basını da "Uçaklar kalkıyor, yolda bulabilirlerse birkaç cipi bombalayıp dönüyor" diyor.
ABD eski Savunma Bakanı ve CIA Başkanı Leon Panetta da "Suriye'de Esad'ı halletmemiz lazımdı, bunu yapmadık.
Boşluk oluştu IŞİD doğdu. Onunla savaşmak 30 yıl sürer" diyor.
İngiliz istihbaratı MI6'nın başındaki adam da Financial Times'a "Kara savaşı lazım, 100 bin asker gerekiyor. Yüzde onbeşi zayiat olur" diyor. Hepsini kutluyorum.
Bu kadar gerçekçi olunur.
Buraya kadar tamam da adamlar aslında bir ENAYİ ülke arıyorlar.
Karadan 100 bin askeriyle girecek, 15 binini mezara gömecek bir ENAYİ lazım onlara.
Onun içindir "Biz havadan vuralım" diyorlar. Onun içindir "Siz karadan girin" diye bize baskı yapıyorlar.
Türkiye girmeyince de içimizi, Güneydoğu'yu Gezivari yöntemle KARIŞTIRMAYA çalışıyorlar.
Bölgede şu anda ABD, İngiliz, Alman, İsrail ajanları cirit atıyor. "Vurun, kırın, bayrak yakın, Atatürk heykelini indirin" diyorlar.
Karadan girdik, IŞİD'i hallettik, PKK bela olacak. Çünkü onların siyasi kolu HDP "Tezkereye hayır" dedi.
PKK da girmemize karşı.
Her halukarda Türkiye'nin karşısına bir düşman çıkacak.
Bataklığa saplayacaklar, YENİ TÜRKİYE'yi eskiye çevirip, enseye tokat haline getirecekler.
Halbuki İŞİD'i halletsen MIŞİD çıkacak.
Kuru üzüm bir takım katkı maddeleri içeren suya üzüm batırılarak KARIŞTIRILMASI sonucu elde edilir.
Ve YENİ TÜRKİYE asla KARIŞTIRILARAK elde edilecek KURU ÜZÜM değil artık.
Esad yerinde kaldıkça, orada temeli sağlam bir DEVLET kurulmadıkça her an yeni bir terör örgütü hortlayacağını bilecek kadar bölgeyi en iyi tanıyan ülke.
Büyük oyun, büyük tezgahlar içindeler, provokasyonlarla bizi batağa çekmeye çalışıyorlar.
İnsan hayatı asla KURU ÜZÜM değildir. "Hadi gelin siz de girin, birlikte güvenli bir alan oluşturup insan hayatı kurtaralım" diyoruz.
Kimse gelmiyor.
İnsanların kesilerek öldürülmesini engelleyecek bir güvenli alana bile yanaşamayacak kadar SİNSİ oyuncular var karşımızda.
Zavallı HDP tezgahçılara alet oluyor "Sokağa çıkın" diye insanlara çağrı yapıyor.
CHP'yi ise hiç katmıyorum işin içine.
Dün Kemal Bey'i izledim televizyonda.
Üç dakika dayanabildim.
Kanal değiştirdim.
Çünkü etrafımızda tezgahlar ve yangın var, o "Kuru üzüm" fiyatlarını konuşuyordu.
Onlar IŞİD militanı.
Hayatlarının büyük bölümünü ezilerek geçirdiler. Önce Saddam rejimi döneminde ezildiler. Ardından ABD işgalini ve kanlı çatışmaları fazlasıyla yaşadılar. Batının ekonomik yaptırımları da onları ezdi.
Sayısız kez hava saldırısına maruz kaldılar. Bu insanlar artık herhangi bir adalete inanmıyorlar. Adalet kavramını kafalarından silmişler. Evet durum aynen bu.
Eğer ORTADOĞU'da bir sürü CANİYİ DESTEKLEMESEYDİK işler daha farklı gelişebilirdi.
Suriye'de 200 bin, Gazze'de 2 bin kişi öldü.
Irak savaşında ölenlerin sayısı 500 bini buluyor. Tüm bu ölümlerden KİM sorumlu?
IŞİD yaşanan tüm acıların vücut bulmuş hali.
Biz ise bomba yağdırmaya devam ediyoruz.
Peki işe yaramazsa bir sonraki adım ne olacak?
Yukarıda yazdıklarımın hiçbir bana ait değil. Bu çok açık bir itiraf aslında.
Adam "Ortadoğu'da birçok caniyi destekledik, kan gölüne çevirdik.
Yaptığımız zulümle IŞİD'i doğurduk" diyor. "IŞİD'in anası biziz" diye bağırıyor.
O bir İngiliz, adı; ROBERT FİSK.
Independent gazetesinde başyazıda kaleme aldı bu müthiş itirafları.
Tebrik ediyorum seni Robert.
Biz de zaten aylardır "IŞİD'i siz kurdunuz" diye boşuna söylemiyoruz. Bir kutlama da ABD Genelkurmay Başkanı Dempsey'e benden. "IŞİD'i havadan vurmak zor hale geldi" diyor dün.
Aynen durum bu.
Zaten İngiliz ve ABD basını da "Uçaklar kalkıyor, yolda bulabilirlerse birkaç cipi bombalayıp dönüyor" diyor.
ABD eski Savunma Bakanı ve CIA Başkanı Leon Panetta da "Suriye'de Esad'ı halletmemiz lazımdı, bunu yapmadık.
Boşluk oluştu IŞİD doğdu. Onunla savaşmak 30 yıl sürer" diyor.
İngiliz istihbaratı MI6'nın başındaki adam da Financial Times'a "Kara savaşı lazım, 100 bin asker gerekiyor. Yüzde onbeşi zayiat olur" diyor. Hepsini kutluyorum.
Bu kadar gerçekçi olunur.
Buraya kadar tamam da adamlar aslında bir ENAYİ ülke arıyorlar.
Karadan 100 bin askeriyle girecek, 15 binini mezara gömecek bir ENAYİ lazım onlara.
Onun içindir "Biz havadan vuralım" diyorlar. Onun içindir "Siz karadan girin" diye bize baskı yapıyorlar.
Türkiye girmeyince de içimizi, Güneydoğu'yu Gezivari yöntemle KARIŞTIRMAYA çalışıyorlar.
Bölgede şu anda ABD, İngiliz, Alman, İsrail ajanları cirit atıyor. "Vurun, kırın, bayrak yakın, Atatürk heykelini indirin" diyorlar.
Karadan girdik, IŞİD'i hallettik, PKK bela olacak. Çünkü onların siyasi kolu HDP "Tezkereye hayır" dedi.
PKK da girmemize karşı.
Her halukarda Türkiye'nin karşısına bir düşman çıkacak.
Bataklığa saplayacaklar, YENİ TÜRKİYE'yi eskiye çevirip, enseye tokat haline getirecekler.
Halbuki İŞİD'i halletsen MIŞİD çıkacak.
Kuru üzüm bir takım katkı maddeleri içeren suya üzüm batırılarak KARIŞTIRILMASI sonucu elde edilir.
Ve YENİ TÜRKİYE asla KARIŞTIRILARAK elde edilecek KURU ÜZÜM değil artık.
Esad yerinde kaldıkça, orada temeli sağlam bir DEVLET kurulmadıkça her an yeni bir terör örgütü hortlayacağını bilecek kadar bölgeyi en iyi tanıyan ülke.
Büyük oyun, büyük tezgahlar içindeler, provokasyonlarla bizi batağa çekmeye çalışıyorlar.
İnsan hayatı asla KURU ÜZÜM değildir. "Hadi gelin siz de girin, birlikte güvenli bir alan oluşturup insan hayatı kurtaralım" diyoruz.
Kimse gelmiyor.
İnsanların kesilerek öldürülmesini engelleyecek bir güvenli alana bile yanaşamayacak kadar SİNSİ oyuncular var karşımızda.
Zavallı HDP tezgahçılara alet oluyor "Sokağa çıkın" diye insanlara çağrı yapıyor.
CHP'yi ise hiç katmıyorum işin içine.
Dün Kemal Bey'i izledim televizyonda.
Üç dakika dayanabildim.
Kanal değiştirdim.
Çünkü etrafımızda tezgahlar ve yangın var, o "Kuru üzüm" fiyatlarını konuşuyordu.
TAKVİM / Bekir Hazar
*********************************************
Güneydoğu'da 24 insan öldü.
Kimin yüzünden ve niye?
Sokakları kan gölüne dönüştürmenin çağrısını yapılırsa, iki gün sonraki dönüşün kaç canın bedeli olduğu görmezlikten gelinebilir mi?
Kendi topraklarına kendi insanına bu denli ihanetin sorgulanması gerekmez mi?
Kökü kurumayan derin devletin bu topraklardaki varlığını gösterme çabasını izliyoruz.
İki koldan süreci bozmaya çalışanları.
Kanla karışmış kirli havayı teneffüs ettirmek isteyenleri.
Onların hangi emirlere amade olduklarına da iyi bakın.
Türkiye'de kalleşlik hiç bitmez çünkü!
Kimi görsem, IŞİD'i soruyor. "Nereden çıktı bunlar?"
İngiltere'den, Amerika'dan.
Kürt politikacıların ihanetinden.
Ortadoğu'nun cehaletinden.
Böylesine acımasız bir örgütün Türkiye'de sempati toplamasının nedenlerini de sorgulamak gerek.
Onca acımasızlığına karşı, Türkiye'de IŞİD'i ezilmişliğe karşı direnişin simgesi olarak görenler çoksa Bunun sebebini de kökleşmiş Amerikan ve Avrupa nefretinde aramak gerekiyor.
Gerçekleri görmek, olanları inkar etmekten değerlidir.
Operasyonlara gelince.
Kürt politikacılar kendi yanlarında "farz ettikleri" Amerika'ya iyi baksınlar.
Amerika sadece kendi çıkarlarının yanındadır.
Amerika'nın kendi eserini yok etmek için acelesi olmadığını göremiyorsanız.
IŞİD'in nasıl ve nereden palazlandığını da göremezsiniz zaten.
Böyle bir ateş çemberinin içinde, sağduyuyu ve bütünlüğü korumakla yükümlü bir siyaset görmek istiyoruz.
Liderlerin kullandığı cümlelerin, toplumlarını nereye taşıdıklarını bilmelerini istiyoruz.
Yoksa onların ki de teröre yataklık sayılıyor!
Gözümüzde ve gönlümüzde!
*********************************************
TAKVİM : Hakkı Yalçın
SORGU
Bir ateş çemberinin orta yerine çekilmek isteniyorken.
Bu kadar kritik bir ortamda hala şiddet siyasetinin ve politik çıkarların hesabı yapılıyorsa.
Öyle liderliğin de.
Öyle siyasetin de.
Zerre kadar insanlığı yok.
Bu kadar kritik bir ortamda hala şiddet siyasetinin ve politik çıkarların hesabı yapılıyorsa.
Öyle liderliğin de.
Öyle siyasetin de.
Zerre kadar insanlığı yok.
***
Güneydoğu'da 24 insan öldü.
Kimin yüzünden ve niye?
Sokakları kan gölüne dönüştürmenin çağrısını yapılırsa, iki gün sonraki dönüşün kaç canın bedeli olduğu görmezlikten gelinebilir mi?
Kendi topraklarına kendi insanına bu denli ihanetin sorgulanması gerekmez mi?
***
Kökü kurumayan derin devletin bu topraklardaki varlığını gösterme çabasını izliyoruz.
İki koldan süreci bozmaya çalışanları.
Kanla karışmış kirli havayı teneffüs ettirmek isteyenleri.
Onların hangi emirlere amade olduklarına da iyi bakın.
Türkiye'de kalleşlik hiç bitmez çünkü!
***
Kimi görsem, IŞİD'i soruyor. "Nereden çıktı bunlar?"
İngiltere'den, Amerika'dan.
Kürt politikacıların ihanetinden.
Ortadoğu'nun cehaletinden.
Böylesine acımasız bir örgütün Türkiye'de sempati toplamasının nedenlerini de sorgulamak gerek.
Onca acımasızlığına karşı, Türkiye'de IŞİD'i ezilmişliğe karşı direnişin simgesi olarak görenler çoksa Bunun sebebini de kökleşmiş Amerikan ve Avrupa nefretinde aramak gerekiyor.
Gerçekleri görmek, olanları inkar etmekten değerlidir.
***
Operasyonlara gelince.
Kürt politikacılar kendi yanlarında "farz ettikleri" Amerika'ya iyi baksınlar.
Amerika sadece kendi çıkarlarının yanındadır.
Amerika'nın kendi eserini yok etmek için acelesi olmadığını göremiyorsanız.
IŞİD'in nasıl ve nereden palazlandığını da göremezsiniz zaten.
***
Böyle bir ateş çemberinin içinde, sağduyuyu ve bütünlüğü korumakla yükümlü bir siyaset görmek istiyoruz.
Liderlerin kullandığı cümlelerin, toplumlarını nereye taşıdıklarını bilmelerini istiyoruz.
Yoksa onların ki de teröre yataklık sayılıyor!
Gözümüzde ve gönlümüzde!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder