RECEP TAYYİP ERDOĞAN - SUSKUN DÜNYANIN GÜR SESİ OLDU
Dünya Beşten Büyüktür!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan BM kürsüsünden israil'e yülendi
"DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR"
-Daha fazla masum insan hayatını kaybetmekten BM sorunlara ağırlığını koymalıdır.
Recep Tayyip Erdoğan 'dan Birleşmiş Milletler'e (BM'ye) Sert Tepki !! 24 Eylül 2014
-Altını çizerek ifade etmek isterimki 5 ülkenin BM'yi etkisiz hale getirmesi küresel dünyanın kabul edeceği bir şey değildir. Dünya 5'ten büyüktür.
-Din adına terör kavramını hiçbir şekilde onaylamıyor ve böyle bir tanımlamanın dinlere yönelik bir saldırı olduğunu savunuyoruz.
Recep Tayyip Erdoğan BM
-Türkiye olarak bölgemizde barış ve refahın tesis edilmesi için yoğun bir çalışma içindeyiz hiç bir ülkenin iç işlerine karışmıyoruz.
-2015-2016 yıllarında AB için sizlerin desteklerinizi bekliyoruz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Konuşması 24.09.2014
"DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR"
-Daha fazla masum insan hayatını kaybetmekten BM sorunlara ağırlığını koymalıdır.
Recep Tayyip Erdoğan 'dan Birleşmiş Milletler'e (BM'ye) Sert Tepki !! 24 Eylül 2014
-Altını çizerek ifade etmek isterimki 5 ülkenin BM'yi etkisiz hale getirmesi küresel dünyanın kabul edeceği bir şey değildir. Dünya 5'ten büyüktür.
-Din adına terör kavramını hiçbir şekilde onaylamıyor ve böyle bir tanımlamanın dinlere yönelik bir saldırı olduğunu savunuyoruz.
Recep Tayyip Erdoğan BM
-Türkiye olarak bölgemizde barış ve refahın tesis edilmesi için yoğun bir çalışma içindeyiz hiç bir ülkenin iç işlerine karışmıyoruz.
-2015-2016 yıllarında AB için sizlerin desteklerinizi bekliyoruz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Konuşması 24.09.2014
DUNYANIN 5 BÜYÜK SİLAH SATICISI VE BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİN 5 DAİMİ ÜYESİ. NE TESADÜF Kİ AYNI
DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da dile getirdiği 'Dünya 5'ten büyüktür' sözü 'Genç Siviller' tarafından resmi olarak kampanyaya dönüştürüldü.
Genç Siviller'in 2013’te Birleşmiş Milletler sisteminin değişmesi için başlattığı ''Dünya Beş’ten Büyüktür'' kampanyası, bugün New York'ta bir basın toplantısıyla resmen başlatıldı.
BM Güvenlik Konseyi’ndeki beşli veto hakkının reforme edilmesi için başlatılan kampanya için bir de video hazırlandı.
'Genç Siviller'
-Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Birleşmiş Milletler'in, üye ülkeler arasında güvenlik ve barışı korumakla yükümlü, en güçlü organı. Birleşmiş Milletler'in diğer organları sadece tavsiye kararı alabilirken, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararları, tüm üye ülkeler açısından bağlayıcılık taşımaktadır. Bu bağlayıcılık, üye ülkelerin tamamına yakını tarafından imzalanmış olan Birleşmiş Milletler Tüzüğü'nde açık bir şekilde belirtilmiştir. Daimi üyelerin veto hakları, BM'nin bu kurumunu tam anlamıyla demokratik bir kurum olmaktan çıkarmaktadır.
-Birleşmiş Milletler fikri ilk olarak, II. Dünya Savaşı'nın bitiminde savaşın galibi ülkeler tarafından, ülkeler arasındaki anlaşmazlığı ortadan kaldırarak ileride meydana gelebilecek ve kendi güvenliklerini tehdit edebilecek bir savaşın önüne geçebilmek amacıyla ortaya atılmıştır. Örgüt yapısının halen bu amacı koruduğunu BM Güvenlik Konseyi'nin varlığı ve çalışmalarıyla ortaya koymustur. Güvenlik Konseyi on beş ülkeden oluşmakta olup,bu üyelerden beşi daimi üye statüsündedir ve mutlak veto yetkisine sahiptir.
Bu ülkeler -ABD, -Rusya, -Çin Halk Cumhuriyeti, -Birleşik Krallık ve -Fransa'dır. Güvenlik Konseyinin karar alabilmesi için 9/15 oranı gerekli olup, daimi üyelerden herhangi birisinin aksi yönde oy kullanmaması gereklidir. BM içtihatlarına göre Güvenlik Konseyi karar alırken veto yetkisine sahip üyelerden biri veya birkaçının oylamaya katılmaması bu üyelerin kararı veto ettiği anlamına gelmemektedir. Ayrıca daimi üyelerin çekimser kalmaları da aynı sonucu vermektedir.
Var Mı Böyle Yürekli Başka Bir Lider.! Katillere Yuvalarında Fırça Atan Lider
Bütün Dünya Cumhurbaşkanımızın RABİA işaretini izledi.
BM Genel Kurulu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'yi ve BM'nin tavrını eleştirdi.
BM toplantısında BM'nin yanlışlarını açık dille belirtebilen tek lider . Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dan Gurur duyduk.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda bir konuşma yaptı.
Ortadoğu'da yaşanan terör ve şiddet olaylarına dikkat çeken Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in sessizliğine tepki gösterdi.
BM Genel Kuruluna Mısır Cumhurbaşkanı olarak katılan Abdülfettah el Sisi'yi de eleştiren Erdoğan, "Mısır'da halkın oylarıyla seçilmiş iktidar darbeyle indirilirken Birleşmiş Milletler'de ülkeler bunu izliyor ve darbeyi yapan meşrulaştırılıyor. Birleşmiş Milletler doğruyu savunma konusunda çok daha cesur olmalıdır" dedi.
BM'nin darbeye karşı tutumunu eleştiren Erdoğan, "Çocukların öldürülmesine, halkın oylarıyla gelmiş iktidarların silah ve tanklarla darbe yoluyla devrilmesine seyirci kalanlar, tepkisiz kalanlar, bu insanlık suçuna alenen ortak olmaktadır. Demokrasi diyorsak sandığa sahip çıkalım. Yok demokrasi değil de darbeyi savunacaksak, bu BM niye var diye merak ediyorum" ifadelerini kullandı.
Recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler BM Genel Kurul Konuşması
https://www.youtube.com/watch?v=n7hCMoNs9S0
DÜNYADAN HESAP SORAN ADAM
RECEP TAYYİP ERDOĞAN
Yüzü olmayan sözde insan nüsfetteleri kaçmış
RECEP TAYYİP ERDOĞAN
Yüzü olmayan sözde insan nüsfetteleri kaçmış
DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR.”
“İkinci Dünya Savaşı, ardında 45 milyon ölü, yakılmış ülkeler, yıkılmış şehirler ve bu felaketten çıkarılmış dersler bırakarak sona erdi.
Yıllar içinde yıkılan şehirler onarıldı. Yaralar iyileşti. Acılar unutuldu.
Avrupa'da Hitler gibi, Mussolini gibi diktatörlerin bir daha çıkamayacakları bir demokratik ve özgürlük zemini oluşturuldu. Faşizm itibarsızlaştırıldı. Dünyada da demokrasi ve özgürlükler en azından retorik düzeyde tek geçer akçe haline geldi. Almanya bugün Avrupa'nın saygın liberal demokrasilerinden. İtalya, Avrupa'nın demokrasi simgesi olmasa bile en canlı rengi ve neşeli yüzü. Savaşta en büyük darbeyi alan Japonya dahi atom bombalarını sadece anma günlerinde hatırlıyor.
Bugün II. Dünya Savaşı çeşitli müzelerde ve tarih kitaplarında yaşıyor. Bir de Birleşmiş Milletler’de. Birleşmiş Milletler bir daha böylesine bir savaşın yaşanmaması için kuruldu. Ancak II. Dünya Savaşı’nın galibi devletlerin hüküm sürdüğü bir yapı olmaktan öteye gidemedi. Kuruluşun en önemli icra organı Güvenlik Konseyinde bu 5 devlet daimi üye oldu, aynı zamanda veto hakkı elde etti.
1940’ların faşist devletleri ileri demokrasiye geçti. Demir perde dağıldı. Berlin Duvarı çekiçlerle yıkıldı. Arap Baharı yaşandı, yıkılmaz gözüyle bakılan diktatörler yıkıldı. Bir tek Birleşmiş Milletler’in yapısı değişmedi. Dünyaya demokrasi geldi ancak dünyanın en büyük ortak örgütü BM bu rüzgardan nasibini alamadı.
Birleşmiş Milletler kurulduğu günden bu yana, Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi 269 kere veto hakkını kullandı. Bu kararların hemen hemen hepsi başka milletlerin geleceğini etkiledi. Bugün tüm dünya devletleri bir konuda ortak bir irade göstermek istese tek bir Güvenlik konseyi daimi üyesinin vetosu buna engel olabilir! Bir veto hakkı ikiyüze yakın dünya devletinin toplam oylarından daha büyük. Aslında bu beş ülkenin niye seçildiği o dönem için bile sorgulanabilir. Bir zafer adaleti olduğu aşikar bu koltukların. Ancak bu akademik tartışmaları bir kenara bıraksak bile, bugün bu yapının anakronik kaldığını kimse tartışmıyor.
Veto hakkının, dünya ülkeleri arasında eşitsizlik oluşturduğu ve tam demokratik bir yapıyı imkansız kıldığı dünyada da, BM’de de sıkça dillendiriliyor. Ancak bu mesele dile getirildiğinde ıslık çalınıyor, duyulmamış gibi yapılıyor, sohbetin konusu değiştiriliyor, ya da sessizce konunun değişmesi bekleniyor.
Savunanın olmadığı bu yapı, böylece sürmeye devam ediyor. Basit bir uluslararası ilişkiler, hatta belki de insani ilişkiler kuralı; hiç bir devlet kazandığı bir ayrıcalığı gönüllü olarak bırakmaz, başkalarıyla paylaşmaz. Korkarız ki bir ortak bir irade geliştirilmediği sürece bu düzen bu şekilde devam edecek.”
Bu alıntı Genç Sivillerin öncülüğünde gerçekleşen uluslararası bir kampanya olan Dünya Beşten Büyüktür'ün manifestosundan. İkinci dünya savaşından sonra oluşan Soğuk Savaş dinamiklerine dair katı olan her şeyin buharlaştığı bir zamanda, dünyanın en önemli karar alma mercilerinden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin gayrı-demokratik yapısını net bir şekilde özetliyor.
Genç Siviller veto hakkına karşı düzenlediği bu kampanyayı Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantısının gerçekleştiği bu günlerde New York'ta başlatıyor. Bir basın toplantısı ile start veriyor Genç Siviller bu kampanyaya. Buna ek olarak veto hakkına sahip ülkelerin gazetelerine ilan vererek okuyuculara kendi ülkelerinin başka ülkelerin kaderi üzerinde sahip oldukları haksız ayrımcılığı hatırlatmak istemiş kampanyanın yürütücüleri. Guardian, Washington Post ve Le Monde'da "dünya beşten büyüktür" ilanları yayınlanmışken, Moscow Times ve China Daily ideolojik nedenler ile bu ilanı yayınlamamayı tercih etmiş.
Peki neden böyle bir kampanya düzenliyor Genç Siviller. Kampanyanın sözcüsü Beybin Somuk, “Her katliamdan ve soykırımdan “bir daha asla” sloganları atılıyor. Ruanda'dan, Bosna'dan, Sri Lanka'dan, Suriye'den, Gazze'den sonra tekrar tekrar söylenen bu klişe. Oysa ki “bir daha asla”yı mümkün kılacak talepler, somut öneriler pek konuşulmuyor. Dünyanın en büyük silah üreticisi olan 5 ülkenin tek oyuna bağlı olan karar alma mekanizması sorgulanmıyor.”
Genç Siviller, “Değiştirebiliriz” diyor.
“Dünyanın psikolojisi değişiyor. Bir tek insanın görüşünün bile dünyayı değiştirebildiği bir dünyada eski bir savaşın galiplerine göre tasarlanmış bir örgüt daha ne kadar varolabilir?
Soğuk Savaş'ın bitişinin ardından BM çok daha görünür oldu. Bir çok küresel sorunda BM bir arabulucu, sorun çözücü vs. olarak önemli işlevler yerine getirdi. Bir çok meselede duyarlılık oluşturulmasında da BM'nin yadsınamaz payı oldu.
Çok eleştireni olsa da, BM bünyesinde bir çok fedakar insan çalışıyor. Dünyanın bir tarafından öbür tarafına mülteci kamplarında, kriz bölgelerinde en zor ve her türlü konfordan uzak şartlarda on yıllarca görev yapan personeli var. Buna rağmen, BM'nin kurumsal yapısı bu şahısları hak ettikleri övgülerden mahrum bırakıyor.
Zira her türlü insani müdahalenin bile meşruiyeti haklı gerekçelerle sorgulanıyor. Bu kararlar kaçınılmaz olarak veto gücü olan daimi Güvenlik Konseyi üyelerine dayanmakta. Ve elbette bu ülkelerin stratejik, siyasi ve ekonomik tasarrufları bu en insani müdahalelerin bile meşruiyetlerine ciddi halel getiriyor. İşte bu yapı BM'nin tüm saygınlığını bir hiçe indiriyor. Yok hükmünde kılıyor.
BM bir devletler birliği mi olacak, yoksa belki mükemmel olmasa da, hatta mükemmelden çok uzak kalsa da yine de, insanlığın ortak tahayyülünün iradesini mi temsil edecek ?
Özellikle 1990'dan sonra dünya çok değişti. Ancak bu değişimin her mecrada eş derecede olduğunu söyleyemeyiz. Bunların başında ise anakronik BM yapısı geliyor. Demokratlığının, şeffaflığın ve hesap verebilirliğin bir ülkenin gelişmişliğinin somut ölçüleri olduğu bir dünyada bu düzenin sürdürülemeyeceği açık. Bu itirazlara tek alınan cevap ise ıslık çalmak oluyor.
Bize düşen ise bu ıslığı duymazlıktan gelmek. Daha çok gürültü çıkarmak olmalı.
Dünya 5’ten büyüktür.”
Keşke Kaddafinin sözlerini kendine mal edip caka satmasaydı- kaddafi 2009 da BM kürsüsünden bu sözleri tüm dünyaya haykırmıştır..
YanıtlaSil