Müslüman Yalancı şahitlik yapmaz…
Müslüman dosdoğrudur…
Müslüman Müslümanlara hıyanet etmez… Müslüman aldatmaz…
Müslüman ahlaklı, faziletli, yüksek karakterlidir. Onun faziletlerini düşmanları bile kabul eder.
Müslümana herkes güvenir, itimat eder.
Müslüman holiganlık, militanlık, fanatiklik yapmaz.
Müslüman Müslümanın meleğidir, kurdu değil…
Müslüman azgınlık yapmaz, israf etmez, büyük günahları açıkta ve açıkça işlemez.
Müslüman merhametlidir, asla gaddarlık yapmaz.
Müslüman, beşer olması hasebiyle günahı, hatâsı olabileceğini kabul eder; ben günahsızım, hiç hatâ etmem demez.
Müslüman vakur, ciddî, efendidir. O soytarılık, şaklabanlık, yağcılık, yalakalık, şarlatanlık, hokkabazlık yapmaz.
Müslüman hayırseverdir, paylaşır.
Müslüman açıkta zekat verebilir ama nafile sadakaları, hayırları gizli yapar. Öyle ki, sağ elinin verdiğinden sol elinin haberi olmaz.
Müslüman gıybet etmez, laf taşıyıp fitne çıkartmaz, ara bozmaz.
Müslüman ırkçılık yapmaz. Din kardeşlerini ötekileştirmez.
Müslüman tarikatlı olabilir ama tarikatçı olamaz.
Müslüman hayırlı bir cemaatin mensubu olabilir ama cemaatçilik yapmaz.
Müslümanın elbette bir meşrebi ve mesleği olabilir ama o asla meşrebcilik taassubu sergilemez.
Müslüman yıkıcı ve olumsuz şekilde tartışmaz, çekişmez, tepişmez, horoz döğüşü yapmaz.
Müslüman iman kardeşlerine karşı merhametli, şefkatli; harbî ve saldırgan kâfirlere karşı ödünsüz ve yavuzdur.
Müslüman az yer, az konuşur, az uyur.
Güneş, Müslümanın üzerine, o yatakta iken doğmaz.
Kibar ve medenî Müslüman, kibar muhatabına ben demez, bendeniz veya bu fakir der.
Müslüman gerektiğinde evine fakirhane der, karşısındaki kibar zata “Devlethaneniz hangi semttedir?” diye sorar.
Müslüman şımarıklık, hoppalık, züppelik, itlik, uğursuzluk, haramilik, alçaklık, bayağılık yapmaz.
Müslüman aynı anda savcılık, hakimlik ve cellatlık yapmaz.
Müslüman kin tutmaz, intikam almaz. Afv onun için ahsen-i intikamdır.
Müslümana herkes güvenir, itimat eder.
Müslüman holiganlık, militanlık, fanatiklik yapmaz.
Müslüman Müslümanın meleğidir, kurdu değil…
Müslüman azgınlık yapmaz, israf etmez, büyük günahları açıkta ve açıkça işlemez.
Müslüman merhametlidir, asla gaddarlık yapmaz.
Müslüman, beşer olması hasebiyle günahı, hatâsı olabileceğini kabul eder; ben günahsızım, hiç hatâ etmem demez.
Müslüman vakur, ciddî, efendidir. O soytarılık, şaklabanlık, yağcılık, yalakalık, şarlatanlık, hokkabazlık yapmaz.
Müslüman hayırseverdir, paylaşır.
Müslüman açıkta zekat verebilir ama nafile sadakaları, hayırları gizli yapar. Öyle ki, sağ elinin verdiğinden sol elinin haberi olmaz.
Müslüman gıybet etmez, laf taşıyıp fitne çıkartmaz, ara bozmaz.
Müslüman ırkçılık yapmaz. Din kardeşlerini ötekileştirmez.
Müslüman tarikatlı olabilir ama tarikatçı olamaz.
Müslüman hayırlı bir cemaatin mensubu olabilir ama cemaatçilik yapmaz.
Müslümanın elbette bir meşrebi ve mesleği olabilir ama o asla meşrebcilik taassubu sergilemez.
Müslüman yıkıcı ve olumsuz şekilde tartışmaz, çekişmez, tepişmez, horoz döğüşü yapmaz.
Müslüman iman kardeşlerine karşı merhametli, şefkatli; harbî ve saldırgan kâfirlere karşı ödünsüz ve yavuzdur.
Müslüman az yer, az konuşur, az uyur.
Güneş, Müslümanın üzerine, o yatakta iken doğmaz.
Kibar ve medenî Müslüman, kibar muhatabına ben demez, bendeniz veya bu fakir der.
Müslüman gerektiğinde evine fakirhane der, karşısındaki kibar zata “Devlethaneniz hangi semttedir?” diye sorar.
Müslüman şımarıklık, hoppalık, züppelik, itlik, uğursuzluk, haramilik, alçaklık, bayağılık yapmaz.
Müslüman aynı anda savcılık, hakimlik ve cellatlık yapmaz.
Müslüman kin tutmaz, intikam almaz. Afv onun için ahsen-i intikamdır.
Müslüman gururlu ve kibirli değildir.
Müslüman ne oldum demez, ne olacağım, sonum nasıl olacak der.
Müslüman eviyle, yazlığı ile otomobiliyle, lüks giysileriyle, yediği yemeklerle öğünecek kadar beyinsiz değildir.
Müslüman, kendisini kurtaracak yeterli miktarda ilmihal bilgisine sahiptir. Bu bilgileri hayata uygular.
Müslüman, fitnevizyon bağımlısı olmaz.
Müslüman cep telefonu hastası değildir.
Nice Müslümanlar açlıktan kıvranırken, Müslümanın boğazından lokmalar geçmez.
Evet, Müslüman iyi insandır… İyi vatandaştır… Kur’an ve Sünnet ahlakı ile ahlaklıdır… Vasıflıdır, güçlüdür, Yeryüzünde Allahın şâhididir, Resulullahın (Salat ve selam olsun ona) mücahid askeri ve takipçisidir.
Müslümanların yeterli miktarı böyle olsa ve işleri onlar çekip çevirseler dünya ne güzel, ne güvenli olurdu…
Ayağını Denk Al
Ortalık toz duman, sen ya farkında değilsin yahut önemsemiyorsun.
Halk birbirinden kopuk, kimisi birbirine düşman kamplara bölündü. Sen bunu umursamıyorsun.
Kültür seviyesi düştükçe düşüyor, bu düşük kültürle Türkiye ayakta durmaz. Senin gündeminde böyle bir madde ve konu yok.
Bu kafayla, bu zihniyetle, bu gidişle ülkemiz Suriye’ye, Irak’a, Mısır’a benzeyebilir. Sende böyle bir korku ve endişe göremiyorum.
Sen, bütün dikkatini (sende dikkat varsa) madalyonun ön yüzündeki günlük hayatın rutin işlerine vermişsin, arka yüzündeki dehşetli gidişata gözünü kapatmışsın.
Sen tarihin akışında büyük ârızalar, kazalar, kopukluklar olduğunu bilmezlikten geliyorsun.
Doğuda, güneydoğuda yer yerinden oynuyor, sen bunların haberlerini bile doğru dürüst öğrenmiyorsun.
Sen Müslüman geçiniyorsun, lakin dinini yaşamıyorsun.
Sen, bundan iki bin yıl kadar önce Vezüv yanardağının patlayıp Pompei ve Herculanım şehirlerini ahalisiyle birlikte yok ettiğini biliyorsun ama zamanımızda böyle bir şey olmaz sanıyorsun.
Sen, beyinsizin birinin (Hâşâ) “Bu gemiyi Allah bile batıramaz” dediği Titanic’in, ilk seferinde battığı, büyük sayıda yolcunun öldüğü gerçeğinden habersiz gibisin.
Sen Sodom Gomore’nin, Ad ve Semud kavminin nasıl helak edildiğini biliyor musun?
Sen, azan zalim fâsık fâcir âsi toplumların sonunun iyi olmayacağını algılayamıyorsun.
Sen, namazı yitiren ve şehvetlerine uyan Müslümanların çok ama çok kötü bir yolda olduklarının farkında değilsin.
Senin kafanda jakuzi çalkantıları var… Faiz dolar euro altın… Hangi hisse senetleri kazandırıyor… Korkunç bir gaflet içindesin.
İçindeki şeytan seninle, kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor.
Oto kafa… Cep kafa… Ekran kafa… Mide kafa…
O hale düşmüşsün ki, Müslüman olduğun halde, Ayasofya artık açılsın diye haykıramıyorsun.
Osmanlıca konusunda yer yerinden oynuyor, sen neredesin?
Geçen bayramda İstanbul’dan Bolu’ya on iki saatte gitmişsin, döndükten sonra ne bayram yaptık ne bayram demişsin.
Ölümler sana ders olmuyor. Geçenlerde Fatihteki bir cenazede tanıdıklarınla gülüşüp latife etmişsin.
Seni mahv edecek bir şey söyleyeyim mi?.. Evinden devamlı olarak bayat ekmek atılıyormuş çöpe. Umurunda değil ama ayaklarını denk al, ekmek adamı çarpar.
Ne demek mi, istiyorum: Uyan uyan uyan!... Şuurlu Müslüman ol… Kazalara karşı tedbirli ol… İsraf azgınlığını bırak… Müslümanlarla kardeş ol… Madalyonun arka tarafına bak… Kesin emirleri yerine getir ve kesin yasaklardan uzak dur… İtikadını düzelt… Namaza dikkat et… Zekatını doğru dürüst ver… Tufandan halâs olmak için Kur’an, Sünnet, Şeriat, ahlak, fazilet, hikmet gemisine bir an önce kapağı at.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder