24 Aralık 2014 Çarşamba

BAKILMASI GÜNAH OLAN YERLER : İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: İnsanların, birbirine görünmesi ve bakması dört türlüdür.




Kadının kadına, erkeğin erkeğe avret yeri neresidir?

İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: İnsanların, birbirine görünmesi ve bakması dört türlüdür:

1- Erkeğin kadına,

2- Kadının erkeğe,

3- Erkeğin erkeğe,

4- Kadının kadına bakmasıdır.

Erkeğin kadına bakması da dörde ayrılır:

1- Erkeğin yabancı hür kadına,

2- Kendi hanımına,

3- Kendi cariyesine,

4- Bakması caiz olan 18 akrabasına ve başkasının cariyesine bakması.
Erkeklerin yabancı kadının yüzünden ve avuçlarının içinden ve dışından başka yerine bakmaları dört mezhepte de haramdır. Kızların yüzlerine şehvetle bakmaları da haramdır. İktidardan düşmüş yaşlı ve hadım edilmiş olan erkeklerin de, kadınlara bakması haramdır.
Kendi hanımına tepeden tırnağa kadar bakması ve hanımının ona bakması caizdir.
Erkeğin erkeğe, yalnız göbekle diz arasına bakması haramdır.

Erkeğin avret mahalli, üç mezhepte, göbekle diz arasıdır. Hanefî’de diz avrettir. Göbek avret değildir. Şâfiî’de göbek avrettir, diz avret değildir. Mâlikî’de her ikisi de avret değildir. Hanbelî ve Mâlikî’nin bir rivayetinde, erkeğin yalnız seveteyni avrettir. (Mizan-ül-kübra) [Seveteyn, ön ve arka avret yerine denir.]


Erkek, nikâhla alması ebedî, sonsuz haram olan on sekiz kadının başına, yüzüne, gerdanına, kollarına, dizden aşağı bacağına, şehvetten eminse bakabilir. Göğüslerine, koltuk ve böğürlerine, uyluk ve dizlerine ve sırtına bakamaz. 

(S. Ebediyye)



AMELLER, NİYETE BAĞLIDIR :Niyetimiz, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği şekilde, Allahü teâlânın dinini doğru olarak yaymak, Onun kullarına iyilik etmektir.

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Dinimizde esas olan, niyettir. Güzel ve doğru niyet şarttır. Müminin niyeti, amelinden önce gelir. Peygamber efendimiz, (Allahü teâlâ, sizin şeklinize, görünüşünüze ve mallarınıza değil, kalblerinize yani amellerinizi ne niyetle yaptığınıza bakar) buyuruyor. Demek ki, Allahü teâlâ, insanın yeni, temiz elbisesine, hayrat ve hasenatına, malına, rütbesine bakarak değil, bunları ne maksatla, ne niyetle yaptığına bakarak, sevab veya azap verir.

Herkesin kalbini, niyetini Allah bilir. İcraat, niyetin ifadesidir. Bizim niyetimiz, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği şekilde, Allahü teâlânın dinini doğru olarak yaymak, Onun kullarına iyilik etmektir. Din büyüklerimiz, (Yâ Rabbi, bizi niyetimize ve ihlâsımıza bağışla! Amellerimize değil) diye dua ederlerdi. Amellerimiz çok bozuk ve kusurlu, ama inşallah niyetimiz ile ihlâsımız düzgündür. Allahü teâlâ, bir güzel niyet sebebiyle, kusurlu amellere rağmen başarı ihsan eder.

Peygamber efendimiz, (Bütün ameller, niyete bağlıdır) buyuruyor. Dinin aslı budur. Çünkü Allahü teâlânın âhirette soracağı şey, (Bunu niçin yaptın?) sorusudur. Gayesiz insan hiçbir yere gidemez. İnsanın gayesi evine gitmekse, rastgele köprüden geçmez, doğruca evine gitmek ister. Dolayısıyla, herkesin kalbinde bir niyet yatar. O niyet de iki türlü olur. Ya Allah için, ya nefsi için, yani dünya için… Dünya da haram ve mekruhlar demektir. Allah rızası için yaparsa mubah bile olsa her işten sevab kazanır. Nefsi için ise, ömür boyu felaketlere düçar olur.

Bir iyi niyet, bütün dünya hayatını âhiretlik yapar. Bir bozuk niyet de, bütün ibadetleri dünyalık yapar. Sonunda hepsi sıfır olur.

Niyet iyi olursa, iyilikler önümüze açılır. Eğer niyet kötü olursa, başımıza kötülük gelecektir. Bir iş ne kadar düzgün yapılırsa yapılsın, eğer niyet bozuksa, o iş bozuktur.

Büyüklerimiz, (Oğlum okula, üniversiteye giderken nasıl niyet etmeli?) diye soranlara şöyle cevap verirlerdi:


(“Yâ Rabbi, şu maksatla okuyorum: Birincisi, giyinmemizi sağlayacak, namerde muhtaç olmayacak bir şekilde helâl para kazanmak ve bu kazandığım parayla da, dinimizin emirlerine ve yasaklarına uymak. İkincisi, dinimize hizmet edip, senin kullarına iyilik etmek” diye niyet etmelidir. Böyle niyet edince, okul hayatı ve meslek hayatı boyunca, her nefesinde zikir sevabı alır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder