Selamün aleyküm...
Birinci nasihat: Müslüman olmak size yeter, İslamcı olmayınız.
2. İslam dinine uymayacak şekilde Türkçülük, Kürtçülük, Çerkezcilik vs yapmayınız. Türk olunuz, Kürt olunuz, Çerkez olunuz ama ...çü, ...çi olmayınız. Modern İbn Sebe'lerin, Moiz Kohen Tekin Alp'lerin tuzaklarına düşmeyiniz.
3. Gerçek Müslümanlık yüksek ahlak ve karakter ile olur. Ahlakınızı düzeltmek, karakter terbiyesi almak için kendinize kâmil mürşidler bulunuz ve onlar tarafından yetiştiriliniz.
4. Mükemmel ve mükemmil (olgun ve olgunlaştıran) olmayan bir zatı kendinize mürşid edinirseniz yanarsınız. Bu konuda çok dikkatli olunuz. Görebiliyorsanız istihare yapınız.
5. Bin yıllık millî ve islamî yazımızı okumayı ve yazmayı öğreniniz.
6. Ehl-i Sünnete uygun şekilde itikadınızı, fıkhınızı, ahlakınızı, ilmihalinizi öğreniniz. Ehl-i Sünnet dışı kitapları okumayınız.
7. İstanbul Osmanlı görgü ve terbiyesini öğreniniz ve hayata geçiriniz.
8. Nefs-i emmârenizi en büyük düşman biliniz ve ona savaş ilan ediniz. Kendi iradenizle nefs-i emmareden nefs-i levvâme derecesine çıkmak için her cehdi ve gayreti gösteriniz. (Ondan sonraki derece ve rütbelere ancak kamil mürşid terbiyesiyle çıkılır.)
9. Namazları sakın hafife almayınız. Cemaat sünnet-i müekkede-i 'ayndır, şer'î özürsüz terki caiz değildir. Cemaate gitmeyenler, en az haftada bir kere bir camiye sabah namazı kılmaya giderek başlasınlar.
10. Dinde reformculuktan, dinde yenilikten, dinde değişimden, mezhepsizlikten, telfik-i mezahipten, light Islam'dan, ılımlı İslam'dan, Fazlurrahmancılıktan, BOP'çuluktan, Diyalogçuluktan, diğer bütün tahrip ve tahrif hareket ve cereyanlarından uzak durun. Ehl-i Sünnet, Cadde-i Kübra, Sevad-ı Azam yolu ve dairesi içinde bulunun.
11. Futbol kulübü, siyasî parti tutar gibi cemaatçilik, tarikatçılık, grupçuluk, holiganlık, militanlık yapmayın, fanatizmden uzak durun. (Tarikatli olabilirsiniz ama tarikatçı olamazsınız.)
12. Allaha karşı olan bütün ibadetlerinizde, işlerinizde ihlaslı, yüzde yüz samimî olunuz. Farz namazları, oruçları açıkça eda edebilirsiniz ama nafile olanları sakın kimseye göstermeyiniz, bildirmeyiniz.
13. Parayı, malı, dünya zevklerini çok sevmeyiniz. Parayı, malı, zenginliği çok sevenler iyi ve olgun Müslüman olamaz.
14. Asıl faziletin (erdemin, üstünlüğün) ölçüsü şudur: Dostlar değil, düşmanlar ve karşıtlar kabul edecek. Faziletli bir genç olmak istiyorsanız, öyle bir hayat sürün ki, size karşı olanlar, dinsizler sizin için "Bu biraz gericidir, tutucudur ama doğrulukta, dürüstlükte, iyilik yapmakta, adalette, insafta, güven konusunda onun aleyhinde hiçbir şey söyleyemeyiz" desinler.
15. Müslüman bir gence şımarıklık, hoppalık, züppelik, soytarılık, serserilik, şaklabanlık, itlik yakışmaz. Yaşınız yirmiyse, sizin kırk yaşındaki olgun bir insan gibi olmanız ve görünmeniz gerekir.
16. Haram yemekten ateşten kaçar gibi kaçınız.
17. Verdiğiniz sözleri tutunuz. Tutamayacaksanız, söz verdiğiniz kimseye durumu bildirip helallik isteyiniz.
18. Hakikî din hocalarına ve hakikî şeyhlere çok hürmet ediniz ama onları sakın ha, sakın ha erbab haline getirip putlaştırmayınız.
19. Şeriat kurallarından kıl kadar ayrılmayınız.
20. Resûlullah Efendimizin (Salat ve selam olsan ona) Sünnetine sımsıkı sarılınız. (Namazları başınızda takke, imâme, İslamî bir serpuş olduğu halde kılınız.)
21. Hemen tartılınız. Kilonuz boyunuzun son iki rakamını geçmesin. Mesela boy 175 ise, kilo 75'ten fazla olmayacak. Hattâ 70 olacak.
22. Acıkmadan sofraya oturmayınız, bir şey yemeyiniz, doyunca sofradan kalkınız. Doyduktan sonra yemeye devam etmek haramdır. (Bazen Ramazan iftarında, bir davette biraz fazla yenebilir ama istisnaî olarak.).
23. Üniversiteli Müslüman bir gencin babası çok zengin. Sınıfını iyi derece ile geçen oğluna: "Yavrum senden çok memnunum, sana Porsche marka bir spor araba alacağım" deyince oğlu babasının elini öptükten sonra : "Muhterem velinimetim babacığım, size çok minnettarım, çok teşekkür ederim ama üniversitedeki arkadaşlarımın bir kısmı fakirdir. Onların yanında böyle bir arabaya binmem doğru olmaz. Mütevâzı ve ucuz bir otomobil benim neyime yetmez..." cevabını vermelidir.
24. Yetişmek ve olgunlaşmak isteyen bir genç, Hüccetülislam Zeynüddin İmamı Gazalî hazretlerinin İhyâu Ulûmi'd-Dîn adlı dört ciltlik kitabını başucunda bulundurmalı ve her gün (Kırk bölümdür, herhangi bir bölümünden) birkaç sayfa okumalı, öğrendiklerini hayatına uygulamalıdır.
25. Namaz kıldığı, oruç tuttuğu için kendisine 'ucb ve gurur gelmemeli, kimseyi hor görmemelidir.
26. Magazin haberlerinden, her türlü dedikodudan, futbol çılgınlıklarından, cemaat holiganlıklarından, her türlü mâlâyâniden uzak durmalıdır.
* (İkinci yazı)
Recmi İnkâr Edenler
Birtakım reformcu, yenilikçi, değişimci, Fazlurrahmancı, BOP'çu, Kemalist, mezhepsiz, oryantalist, şu'cu veya bu'cu ilahiyatçıların ve İslamcıların İslam'da recm haddi (cezası) yoktur iddiaları temelsizdir, asılsızdır, esassızdır.
İslam'da recm vardır. Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) recm cezasını uygulamıştır. Bütün güvenli, muteber kaynaklarda geçmektedir.
Recm inkarcıları samimî iseler cahildirler.
Bilip de inkar ediyorlarsa münafıktırlar.
Recm suçunun sabit olması (ispat edilmesi) o kadar zordur ki, bu had/ceza tarih boyunca çok az uygulanmıştır.
Bir ceza ki, onu Resulullah uygulamıştır, Müslümanların bu konudaki hükme uymaları farzdır. Çünkü, mü'minler (iman edenler) Resulullaha itaat etmekle, onun getirdiklerini almakla, yasakladıklarını dışlamakla yükümlüdür.
Recm konusunda bütün icazetli ulemanın, fukahanın icmaı vardır. Bu icmâı reddeden dinden çıkar.
Recm vahşi bir cezaymış... Böyle diyerek Şeriatin bir hükmünü tahkir, tezyif eden, hafife alan kişi İslam ile olan bağını çözmüş olur.
Ne sirkat haddi (Hırsızlara verilen şer'î ceza), ne recm, ne de öteki hadler vahşîdir. Aksine adaletin tam kendisidir.
İslam hırsızın elini kesmekten çok hırsızlığın kökünü keser.
Bir ara Sabataycılar, Kriptolar "Ben Müslümanım ama Şeriatçi değilim" şeytanî sloganını ortaya atmışlardı. Şeriatsiz İslam olmaz. Çünkü Şeriat Kur'andan, Sünnetten, icmâ-i ulema-i ümmetten çıkartılmış hükümlere verilen addır.
Zina yapan mahsun kimselere, bu suçları şer'an ispat edildiği takdirde Şeriatin verdiği ceza haktır, mahz-ı adalettir. Bir İslam toplumu şer'î hükümlere uyduğu ve onları hayata uyguladığı takdirde ayakta durur. Aksini yaparsa dejenere olur, tefessüh eder, çürür, dağılır ve yıkılır.
Mehmet Şevket EYGİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder