1-Süfyan Taraftarları
2-Hz.Mehdi Taraftarları (Gerçek Siyah Bayraklılar)
3-Süfyan
4-Hz.Mehdi
5-Siyah Sancaklılar
فيظهر السفياني "Böylece Süfyan (Süfyan Taraftarları) zuhur eder" Naiym bin Hammad kaynaklı hadisin Hicri 1437 yılına(2015-2016 yılları arası) işaret eder. Bu yıllarda Süfyan ordusunun temelleri atılacaktır. Suriye ve Irak'taki yaşanan bu gelişmelerin sürece ne kadar çok yakın olduğumuzu gösteriyor.
Aradan 1 yıl sonra sonra hadislerde bahsedilen Horasan bölgesinden Hz.Mehdi Taraftarları olan Siyah Bayraklılar çıkacaktır. Yine Naiym bin Hammad kaynaklı hadislerde أصحاب الرايات السود "Siyah Bayraklı Taraftarlar" büyük ebced hesabına göre 2017 yılına, أهل خراسان "Horasan ehli" büyük ebced hesabına göre Hicri 1438 yılına (2017 yılına) işaret eder.
Hadislerde Siyah Bayraklıların Süfyan Taraftarları ile ilk çarpışacağı yer Estahir kapısıdır ve galibiyetle sonuçlanacaktır. Estahir kapısı İran sınırları içerisinde olup Irak sınırına yaklaşık 300 km uzaklıktadır. Naiym bin Hammad kaynaklı hadiste يقاتل أصحاب السفياني فيهزمهم "O (Hz.Mehdi'nin Siyah Bayraklı komutanı),Süfyan taraftarları ile savaşır ve onları yener" Naiym bin Hammad kaynaklı hadisin büyük ebced hesabına göre 2018 yılına işaret eder. Böylece Siyah Bayraklıların ilk galibiyeti 2018 yılında olacaktır. 2018 yılında İran içlerine kadar ilerlemiş bir Süfyan ordusuna tanık olacağız.
'' DÜNYADAKİ MÜSLÜMANLARI VE TÜRKLERİ BİR ARAYA TOPLAYACAK GÜÇ ''Abdullah b. Şurefe'den rivayet edildi ki:
http://www.youtube.com/watch?v=wfBfacRZbjw
2-Hz.Mehdi Taraftarları (Gerçek Siyah Bayraklılar)
3-Süfyan
4-Hz.Mehdi
5-Siyah Sancaklılar
فيظهر السفياني "Böylece Süfyan (Süfyan Taraftarları) zuhur eder" Naiym bin Hammad kaynaklı hadisin Hicri 1437 yılına(2015-2016 yılları arası) işaret eder. Bu yıllarda Süfyan ordusunun temelleri atılacaktır. Suriye ve Irak'taki yaşanan bu gelişmelerin sürece ne kadar çok yakın olduğumuzu gösteriyor.
Aradan 1 yıl sonra sonra hadislerde bahsedilen Horasan bölgesinden Hz.Mehdi Taraftarları olan Siyah Bayraklılar çıkacaktır. Yine Naiym bin Hammad kaynaklı hadislerde أصحاب الرايات السود "Siyah Bayraklı Taraftarlar" büyük ebced hesabına göre 2017 yılına, أهل خراسان "Horasan ehli" büyük ebced hesabına göre Hicri 1438 yılına (2017 yılına) işaret eder.
Hadislerde Siyah Bayraklıların Süfyan Taraftarları ile ilk çarpışacağı yer Estahir kapısıdır ve galibiyetle sonuçlanacaktır. Estahir kapısı İran sınırları içerisinde olup Irak sınırına yaklaşık 300 km uzaklıktadır. Naiym bin Hammad kaynaklı hadiste يقاتل أصحاب السفياني فيهزمهم "O (Hz.Mehdi'nin Siyah Bayraklı komutanı),Süfyan taraftarları ile savaşır ve onları yener" Naiym bin Hammad kaynaklı hadisin büyük ebced hesabına göre 2018 yılına işaret eder. Böylece Siyah Bayraklıların ilk galibiyeti 2018 yılında olacaktır. 2018 yılında İran içlerine kadar ilerlemiş bir Süfyan ordusuna tanık olacağız.
Dikkat edilirse bu hadis Süfyanın değil Süfyan Taraftarlarının yenileceğini belirtir. İlerleyen yıllarda Süfyan, rivayetlerde belirtildiği gibi Hz.Mehdi ile aynı yılda çıkacaktır.
"Horasan’dan çıkan siyah bayraklılar Küfe’ye iner, ve Mehdi Mekke’de ortaya çıktıktan sonra, O’na biat için elçi gönderirler." (Suyuti). Siyah Bayraklıların İran sınırları içerisinde Süfyan ordusunu mağlup ettikten sonra Irak'a indiklerinde Hz.Mehdi'nin çıkacağını unutmamak gerekir.
فإنه المهدي في الأرض "Şüphesiz o, yeryüzündeki Mehdi'dir" Naiym bin Hammad kaynaklı hadisin büyük ebced hesabına göre 2019 yılı Hz.Mehdi'nin çıkışını düşündüğümüz yıldır. En doğrusunu Allah bilir.
Geçen yüzyılın müceddilerinden Said Nursi Hazretlerinin Hicri 1340 senesinde yazmış olduğu Süfyaniyetin 100 yüzyıl süreceği ve bu sürecin Hicri 1440 yılında biteceği Miladi olarak 2019 yılıkarşımıza çıkıyor. Bununla beraber kitaplarında Hz.Mehdi'nin yüzyıl başında çıkacağını da belirtmiştir. Nasıl ki Hilafetin yıkılması 1919 yılından itibaren başladıysa 100 yıl sonrası olan 2019 yılında Hilafet battığı topraklarda tekrar dirilmeye başlayacaktır.
Rum Süresinin 4.ayetinde,"Bundan önce de sonra da emir, Allah'ındır. O gün müminler, sevinecekler" kısmı 2010 yılına tekabül eder. Bu ayet indikten 9 sene sonra önceki emire işaret edilerek Rumlar galibiyet kazandı. Ayetteki sonraki emir olan müminlere müjdelenen habere istinaden 2010 yılına 9 yıl eklediğimizde 2019 yılı karşımıza çıkar.
Enfal süresi 18.ayeti şöyledir.
"Horasan’dan çıkan siyah bayraklılar Küfe’ye iner, ve Mehdi Mekke’de ortaya çıktıktan sonra, O’na biat için elçi gönderirler." (Suyuti). Siyah Bayraklıların İran sınırları içerisinde Süfyan ordusunu mağlup ettikten sonra Irak'a indiklerinde Hz.Mehdi'nin çıkacağını unutmamak gerekir.
فإنه المهدي في الأرض "Şüphesiz o, yeryüzündeki Mehdi'dir" Naiym bin Hammad kaynaklı hadisin büyük ebced hesabına göre 2019 yılı Hz.Mehdi'nin çıkışını düşündüğümüz yıldır. En doğrusunu Allah bilir.
Geçen yüzyılın müceddilerinden Said Nursi Hazretlerinin Hicri 1340 senesinde yazmış olduğu Süfyaniyetin 100 yüzyıl süreceği ve bu sürecin Hicri 1440 yılında biteceği Miladi olarak 2019 yılıkarşımıza çıkıyor. Bununla beraber kitaplarında Hz.Mehdi'nin yüzyıl başında çıkacağını da belirtmiştir. Nasıl ki Hilafetin yıkılması 1919 yılından itibaren başladıysa 100 yıl sonrası olan 2019 yılında Hilafet battığı topraklarda tekrar dirilmeye başlayacaktır.
Rum Süresinin 4.ayetinde,"Bundan önce de sonra da emir, Allah'ındır. O gün müminler, sevinecekler" kısmı 2010 yılına tekabül eder. Bu ayet indikten 9 sene sonra önceki emire işaret edilerek Rumlar galibiyet kazandı. Ayetteki sonraki emir olan müminlere müjdelenen habere istinaden 2010 yılına 9 yıl eklediğimizde 2019 yılı karşımıza çıkar.
Enfal süresi 18.ayeti şöyledir.
Enfal süresi 18.ayeti şöyledir.
ذَلِكُمْ وَأَنَّ اللّهَ مُوهِنُ كَيْدِ الْكَافِرِينَ "Bu böyledir. Şüphesiz Allah, kâfirlerin tuzağını bozar." Ayetin ebced değeri Hicri takviminde 1440 yılı (Miladi 2019 yılı) olarak çıkması onun çıkışı ile kafirlerin sebep olduğu fitnelerin ve planların son bulacağına inanıyoruz.
Grubumuzda bulunan bir Allah dostunun rüyasında eşinin 4 sene sonrasında 2018 (yılında) Hac vazifesini yerine getirdikten sonra Hz.Mehdi için Mekke'de beklediğini görmüş ve bu Allah dostu dönüş için eşini ikna edip İstanbul'a geri dönmüşlerdir. Demek ki 2018 yılından sonra müjdeli haber gelecektir.
2004 yılında Hakkın rahmetine kavuşan ve önceden Suriye fitnesi çıkacağı zaman Türkiye'ye akın eden mültecilerin olacağını haber veren Abdullah Gürbüz Baba Hazretleri, o yıllarda Hz.Mehdi'nin hayatta olduğunu ve henüz kendisinin mehdi olmadığını talebelerine belirtmiş olup video kayıtları mevcuttur.
Grubumuzda bulunan bir Allah dostunun rüyasında eşinin 4 sene sonrasında 2018 (yılında) Hac vazifesini yerine getirdikten sonra Hz.Mehdi için Mekke'de beklediğini görmüş ve bu Allah dostu dönüş için eşini ikna edip İstanbul'a geri dönmüşlerdir. Demek ki 2018 yılından sonra müjdeli haber gelecektir.
2004 yılında Hakkın rahmetine kavuşan ve önceden Suriye fitnesi çıkacağı zaman Türkiye'ye akın eden mültecilerin olacağını haber veren Abdullah Gürbüz Baba Hazretleri, o yıllarda Hz.Mehdi'nin hayatta olduğunu ve henüz kendisinin mehdi olmadığını talebelerine belirtmiş olup video kayıtları mevcuttur.
Levamiül Ukul Şerhi Ramuz El Ehadis kitabında Hz.Ali (r.a) şöyle buyurmuştur. "Besmelenin harflerini sayın ve sonunda zamanın bitmesini ve Mehdinin çıkmasını bekleyin. Ona uyarak selameti bulun". Yukarıdaki diğer ipuçlarında gösterdiği gibi besmelenin işaret ettiği 2016 yılının sonunda sürecin başlayacağına ve Hz.Mehdi öncesi son dakika alametlerinin gerçekleşeceğine şahit olacağız
Hadislerde belirtilen Hz. Mehdi'nin öncü ordusu olan Gerçek Siyah bayraklılar,
3.Dünya savaşında ağır darbe alacak ve dağılacak olan İran'ın doğusu ile Afganistan'nın batısında bulunan Horasan bölgesinde ortaya çıkacaklardır. Süfyan zamanında çıkacak olan bu ordu hedefleri Kudüs fethetmek yani İsrail'i ortadan kaldırmaktır. Bugün belli ki hadisleri dikkate alan Amerika, Türkiye,Irak ve Afganistan'da kurmuş olduğu üsler aracılığı ile Siyah Bayraklıları kuşatmaya çalışmıştır. Ancak, hadislerdeki gaybi konular Amerika'nın planı suya düşeceğini işaret eder.
Siyah Bayraklılar iki gruptan oluşacaklardır.
Siyah Bayraklılar iki gruptan oluşacaklardır.
Biri Şuayb bin Salih'in sahip olduğu ordu ve diğeri sarışın bir gencin komutasındaki bir ordu...
Süfyan, İran'da bu ordu ile çarpışıp yenilgiye uğrayacaktır. Ancak Irak'ta bulunan Küfe Kentinde Haşimileri kurtardıktan sonra (ayrıca başka bir hadiste belirtilir) Süfyan'a yenilecek olan Siyah bayraklılardan bir grup gizlice Kudüs'e hareket edip orda Hz.Mehdi için gizlice mekan ayarlayacaklardır. Ancak bu yenilgi Siyah Bayraklıları dağıtmayacaktır. Çünkü iki koldan hareket eden bu ordunun bir kolu Kudüs'e ulaşacaktır.
Süfyan, İran'da bu ordu ile çarpışıp yenilgiye uğrayacaktır. Ancak Irak'ta bulunan Küfe Kentinde Haşimileri kurtardıktan sonra (ayrıca başka bir hadiste belirtilir) Süfyan'a yenilecek olan Siyah bayraklılardan bir grup gizlice Kudüs'e hareket edip orda Hz.Mehdi için gizlice mekan ayarlayacaklardır. Ancak bu yenilgi Siyah Bayraklıları dağıtmayacaktır. Çünkü iki koldan hareket eden bu ordunun bir kolu Kudüs'e ulaşacaktır.
Yaşı küçük sakalı hafif ve sarışın bir genç çıkar, Mehdi'nin bayrağını taşır ve karşısına dağlar bile çıksa onları ezerek İlya'ya (Kudüs'e) kadar ulaşır. (İmam-ı Suyûtî)
يخرج على لواء المهدي غلام حديث السن, خفيف اللحية, أصفر, لو قاتل الجبال لهدها, حتى ينزل أيلياء
Beni Abbas’a ait(Irak) siyah bayraklar (IŞİD Sahte Siyah Bayraklılar) çıkar.Sonra Horasandan yine siyah bayraklı (Gerçek Siyah
Bayraklılar) bir başka ordu çıkar. Onların sarıkları siyah elbiseleri beyaz olur ve başlarında Şuayp Bin Salih Temimi bulunur. Süfyaninin ordusunu yenerek Beytül Makdiste (Kudüs) Mehdinin saltanatını hazırlar. Şam’dan üç yüz kişide ona yardım eder. Bu ordunun çıkışı ile Mehdiye saltanatın teslimi arasında 72 ay(6 yıl) vardır
(Naiym bin Hammad, el-Fiten ve'l-melâhim kitabı)
Hadiste belirtilen Irak'tan Sahte Siyah Bayraklılar (IŞİD) çıkmıştır ki
onlar Müslüman topraklarında yaptıkları fitneler ve katliamlar ile bidat
ehli olmuşlardır. Gelecek yıllarda hedefleri İsrail olan Horasan
tarafından çıkacak ELBİSELERİ BEYAZ ve SARIKLARI SİYAH olan
Gerçek Siyah Bayraklıları beklemek gerekir.
'' DÜNYADAKİ MÜSLÜMANLARI VE TÜRKLERİ BİR ARAYA TOPLAYACAK GÜÇ ''
Mehdi'nin beraberinde süslenmiş bir halde Peygamberimiz (S.a.v)'in bayrağı olacaktır (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiy-il Ahir Zaman, s.65)
Arap kabileleri arasında sancağın yere düşmesi yenilmek anlamına geliyordu. Böyle bir şey olduğunda askerler mağlubiyeti kabul ederek dağılırlardı. Bu yüzden sancağı taşıyan kişi yaralandığında veya öldüğünde onu taşıyacak sonraki kişi belliydi ve hemen sancağı devralırdı.
Peygamber (S.a.v)'in softan bayrağı ile çıkacaktır. O bayrak dört köşeli olup, dikişsizdir ve rengi de siyahtır. Onda bir hicr (hale) bulunur. O Resulullah (S.a.v)'in vefatından beri açılmamış olup Mehdi çıkınca açılacaktır (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiy-il Ahir Zaman, s.23) .
Alametlere gelince; beraberinde Allah Resulünün (S.a.v) gömleği, kılıcı, sancağı bulunacaktır. O sancak ki Peygamberin (S.a.v) vefatından bugüne kadar hiç açılmamıştır. Mehdinin zuhuruna kadar da açılmayacaktır (Kıyamet Alametleri, s.164) .
Hz. Mehdi, Peygamber Efendimiz (S.a.v)'in bayrağıyla çıkacaktır. O bayrak dikilmemiştir, siyah ve dört köşelidir. Peygamberimiz (S.a.v)'in vefatından sonra hiç açılmamış olup ancak Hz. Mehdi tarafından açılacaktır (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-i Mehdiy-il Muntazar, ss.41-42, 52, 54) .
Peygamber Efendimiz (S.a.v)'in hadislerinde rengi, şekli, dikişi hakkında bilgi verilen sancak bugün Topkapı Sarayı'nda Kutsal Emanetler Bölümünde muhafaza edilmektedir.
Ahir zamanda ancak Hz. Mehdi tarafından açılacağı bildirilen bu Sancak'ın önemli bir özelliği de Peygamberimiz (S.a.v)'in "vefatından bugüne kadar hiç açılmamış" olmasıdır. Tarihi kaynaklara göre; günümüze kadar Osmanlı İmparatorluğu da dahil olmak üzere hiçbir devlet tarafından, Peygamber Efendimiz (S.a.v)'in zatına hürmeten açılmayan sancak, götürüldüğü savaşlarda ve törenlerde kılıfından dahi çıkarılmamıştır. 1400 yıldır bu şekilde muhafaza edilen sancak Hz. Mehdi'nin gelişi ile İslam ahlakının hakim olacağı dönem olan ahir zamanda açılmayı beklemektedir. (En doğrusunu Allah bilir.
SANCAK-I ŞERİF ve ÖNEMİ
Sancaklar arasında bir sancak vardır ki taşıdığı anlam ile ve önem ile diğer sancaklardan ayrılır. 1400 yıldır İslam'ın sembolü olan bu sancak kutlu Peygamberimiz, Hz. MUHAMMED (S.a.v)'in Ukab isimli emaneti olan Sancak-ı Şerifi'dir. Hz. Peygamber her katıldığı savaşa Ukab ile girmiştir.
Arap kabileleri arasında sancağın yere düşmesi yenilmek anlamına geliyordu. Böyle bir şey olduğunda askerler mağlubiyeti kabul ederek dağılırlardı. Bu yüzden sancağı taşıyan kişi yaralandığında veya öldüğünde onu taşıyacak sonraki kişi belliydi ve hemen sancağı devralırdı.
Resullullah (S.a.v) kullanılacak sancakların hep beyaz olmasını emretmişti, ancak Ukab siyah renkli idi. Bu Sancak'ın diğerlerinden başka bir farkı da yünlü bir kumaştan yapılmış olmasıydı.
İslam öncesi, Kureyş kabilelerinde kullanılan bu sancak tüm Arapları birleştirici bir öneme sahipti. O dönemdeki tüm kabileler de, İslamiyet'in yayılması safhasında bu sancak altında birleşiyorlardı. Peygamber Efendimiz (S.a.v)'in bu sancak dışında, ordusuna ait birçok sancak daha vardı ama Başkomutanlığa özel olan sancak Ukab'tı. İslamiyet'in yayılmasından ve Hz. Peygamber (S.a.v)'in vefatından sonra dört halife bu şerefli emaneti almışlardı. Resmi kayıtlara göre daha sonra Emevi ve Abbasi halifelerine intikal eden sancak, Moğallar'ın Bağdat'ı işgal etmesiyle Abbasi Halifesi tarafından Mısır'a götürüldü. Ukab, Yavuz Sultan Selim Han tarafından Mısır'ın alınmasıyla da Osmanlılara geçmiştir. Yavuz Sultan Selim, Mısır dönüşü sancağı İstanbul'a getirmiş ve o tarihten itibaren Peygamberimiz (S.a.v)'in emaneti olan Ukab, İstanbul'da bulunmaktadır.
Sancak-ı Şerif Osmanlı'ya geçtikten sonra savaşlarda kullanılması adet olmuştu. Ordunun savaş alanına çıkmasından bir süre önce Sancak-ı Şerif bulunduğu yerden çıkarılır ve hazırlık yapılırdı. Bu sancak, savaş alanlarına muhafazası ile birlikte götürülür ve sancaktarlar tarafından korunurdu. Sancak-ı Şerif'in ordu ile beraber olması çok büyük bir şevk unsuru olarak kabul edilirdi.
Yüzyıllarca, İslam ahlakının bayraktarlığını yapan Osmanlı imparatorluğu, Sancak-ı Şerif'in İstanbul'a gelmesi ile büyük bir onura erişmiştir.
Peygamber Efendimiz (S.a.v)'e ait, Ukab isimli sancak, bu özelliğinin yanı sıra çok önemli bir konunun daha alameti ve müjdecisidir. Hz. Peygamber (S.a.v) bu Sancak'ın açılacağı zamanın, Kuran ahlakının yaşanacağı bir dönem olan ahir zamanın müjdesi olacağını bildirmiştir. Hadislerde şu şekilde bildirilmiştir:
Yer Bedir.
Aylardan Ramazan-ı Şerif.
Günlerden Cuma.
Bir yiğit savaş meydanında yürüyor.
Göğsünü gere gere.
Müşriklere karşı mümin gururu ile.
Bir elinde Zülfikar bir elinde siyah sancak.
Başkomutanın sancağı.
Alemlerin efendisinin sancağı.
Siyah sancak.
Üzerinde bir hilal var.
Siyah renk fezayı temsil ediyor.
Hilal ise o fezadaki yıldızları ve gezegenleri.
Ki o sancak Peygamberimize ait.
Sadece o kullandı.
Gün geldi Abbasilerle Mısır’a getirildi.
Ezelde takdir edilen Hadimi ile buluşmak için.
Ve sin şın’a dahil olup
Yavuz Mısır’a girince,
Belde-i Tayyibe İstanbul o sancak ile şereflendi.
1400 yıldır o sancak hiç açılmadı.
Bir peygamber emaneti olarak korundu.
O peygamber ki hadis-i şeriflerinde müjdeledi.
O sancak bir gün açılacak.
Şimdi kutsal emanetler dairesinde bekliyor,
Onu dalgalandıracak sancaktarı,
Hadis-i şeriflerde müjdelenen yiğidi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder