9 Ağustos 2015 Pazar

MÜNAFIK TİPLER : Kur’an’da en çok bahsedilen tiplerden bir tanesi münafık tiptir. Münafık tip sıkıştığı zaman yiv atmış gibi fırlar. Ayarı kayarı yoktur. Oturmuş, yerleşik, istikrarlı bir şahsiyete sahip değildir. Ödünç şahsiyetlidir. Kimin yanında bulunuyorsa onun şahsiyeti ile idare eder, ondan ayrılıp gittiği zaman o şahsiyeti orada bırakır, gittiği kişinin şahsiyetini kullanmaya başlar.


MÜNAFIK : YALAN SÖYLER, EMANETE İHANET EDER, TEPKİSİNDE AŞIRIYA KAÇAR
Allah’ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar.

Hâlbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar. Kalplerinde hastalık vardır.
Allah da onların hastalığını artırmıştır



Münafık Tip 1

 Kur’an ve Sünnet bu tipi en açık şekliyle bizlere anlatmaktadır ki biz onlardan olmayalım ve onları iyi tanıyalım. Peygamberimizi en çok uğraştıranlar, yarı yolda bırakanlar, fitne peşinde koşanlar bunlar olmuştur. Bunların şeytanları yani akıl hocaları (Bakara:14) yahudi tiptir.

Peygamberimizin nezih toplumunda ne kadar münafık vardı sorusuna yaklaşık şöyle bir cevap verilebilir: Uhud savaşına giderken 1000 (bin) kişilik İslam ordusundan ayrılıp geriye dönen münafıklar 300 kişi olduğuna göre o toplumda % 30 münafık vardı diyebiliriz. Bu, azımsanacak bir oran değildir. Müslümanlar bin kişi ile birlikte dövüşecekken bunlar yüzünden 700 kişilik bir kuvvetle dövüşmek zorunda kaldılar.

Efendimiz a.s. onların listesini Hz. Huzeyfe’ye sır olarak vermişti. Münafıklar acaba deşifre olup rezil olur muyuz diye diken üzerinde duruyorlardı. Ya Huzeyfe ağzından kaçırırsa. Münafıklar, içlerindeki marazı faş edecek bir ayet iner diye korkup duruyorlardı (Tevbe: 64). Şahsiyet açısından azılı müşrik bile münafıktan daha net ve daha şahsiyetlidir.

Kitap ve sünnette münafık özellikleri sayılırken madalyonun öbür yüzü olarak şahsiyetli tipi de anlatmış olmaktadır. Dolayısıyla münafık özelliklerinin zıddı olumlu olarak şahsiyetli tipi ifade eder. Mesela sözde durmamak münafıklık yani şahsiyetsiz insan özelliği ise, sözde durmak şahsiyetli insan özelliği olur. Bu mukaddimeden sonra münafık tipin özelliklerine geçelim:

Efendimiz a.s. mealen şöyle buyurur: 4 özellik vardır ki dördü de bir insanda bulunursa tam tamına münafık olur. Bir özellik bulunursa münafıklıktan bir cüz üzere bulunur: 1. Konuştuğunda yalan söyler, 2. söz verdiğinde sözünde durmaz, 3. emanet edildiğinde hıyanet eder, 4. nizalarda haksız olduğunu bile bile haklı çıkmaya çalışır. Meşhur olan bu rivayette münafığın 4 özelliği sayılmaktadır. Bunlardan emanete hıyanet bir kaç türlü düşünülmelidir. Birine herhangi bir sözü emanet etmek, bir malı emanet, bir makamı emanet etmek. İşte münafık kendisine emanet edilen bunların hepsine hıyanet eder. Münafık güven duyulamayan insandır. Özellikle önemli makamlar birilerine emanet edilirken o kişilerin hıyanet etmeyen kişiler olmasına ve münafık olmamasına çok dikkat etmek gerekmektedir.

Nizalı konularda ise münafık bile bile haktan sapar. İnsanlar arasında nizalı konular, hak/hukuk davaları olabilir. Münafık kendisinin haksız olduğunu çok iyi bilse bile haklı çıkmak için didinir durur. İnsan haklı olduğu zaman nasıl ki haklıyım diyorsa haksız olduğu zamanlarda haksızım diyebilmelidir. Bilinmelidir ki haksız olduğu halde haklı rolüne giriyorsa o kişi münafıktır ve ona güvenilmez. Maalesef ki hak/hukuk konularında müslüman haksızlığını kabul etmemekte ve münafık konumuna düşmektedir. Tam bu noktada müslüman, iman imtihanını kaybetmektedir (Nisa: 65). İslam iddiasında olan insanlarımızdan çok büyük kısmı bu imtihanda maalesef sınıfta kalmaktadır. Yaşadığımız hayatta en samimi müslümanlarda bile bu hassasiyetin hemen aksini görebilmekteyiz. Münafık olmamak için ey müslüman haksız olduğun konuda haksızım de ki münafık olmayasın. Müslümanları hakka boyun eğmeye alıştırmak için hakemlik ve arabuluculuk müessesesi mutlaka etkin olarak devreye sokulmalıdır. Böylece hem mahkemelerin yükü ciddi oranda azalmış hem de hak çok kısa zamanda yerini bulmuş olur. Ayrıca kardeşlik de zarar görmemiş olur. Münafıklığa düşmemek için etkin yollardan birisi budur.


Münafık Tip 2



Şey­tan tip­le il­gi­li ola­rak ek­sik bı­rak­tı­ğı­mız nok­ta­la­rı son­ra tek­rar ele al­mak üze­re şim­di mü­na­fık ti­pe ge­çen haf­ta kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­lim:

5. Mü­na­fık tip iba­det ko­nu­sun­da ge­ri du­rur. Şah­sî iş­le­re he­men atı­lan mü­na­fık na­ma­za vs.ye gel­di­ği za­man en han­tal ki­şi olu­ve­rir, aya­ğı ge­ri ge­ri çe­ker. Hat­ta gi­dip git­me­me ko­nu­sun­da ka­rar­sız dav­ra­nır. En kü­çük bir ba­ha­ne­yi çok cid­di bir se­bep gi­bi gös­te­rip git­me­mek için elin­den ge­le­ni ya­par. İl­ginç­tir ki bu­nu da gü­ya AL­LA­Hı al­dat­mak için ya­par. Yok hük­mün­de­ki ak­lıy­la AL­LA­Hı al­dat­tı­ğı­nı sa­nır (Ni­sa: 142,143). Ay­nı hu­yu ci­ha­da gi­der­ken de dep­re­şir. Ni­te­kim Uhud sa­va­şı­na gi­der­ken su­dan ba­ha­ne ile ya­rı yol­dan ge­ri gel­miş­ler­di ki bin ki­şi­den ge­ri dö­nen­le­rin sa­yı­sı 300 ki­şi ol­muş­tu. Bu­ra­da müs­lü­man­lar gev­şe­me­di çün­kü baş­la­rın­da Re­su­lul­lah a.s. var­dı. Ama sa­ir za­man ve du­rum­lar­da mü­na­fık ti­pin bu tav­rı ne­ti­ce­sin­de müs­lü­man­lar mo­ral bo­zuk­lu­ğu­na uğ­rar ve bel­ki de to­par­lan­ma­la­rı zor ola­bi­lir. Bu ara­da epey za­ra­ra uğ­ra­ya­bi­lir­ler.

6. Mü­na­fık tip­ler ci­had es­na­sın­da mü’­min­le­rin mo­ra­li­ni boz­mak için di­di­nir du­rur­lar (Ah­zab: 12-13). Müs­lü­man­la­rı ci­had­dan vaz ge­çir­mek için en kü­çük ba­ha­ne­yi bi­le üst se­vi­ye­de de­ğer­len­di­rir­ler. Bu­nun için ay­rı­ca fit­ne çı­ka­rır­lar. Ta­bi­i ki bun­lar­dan et­ki­le­nen­ler de ola­cak­tır (Tev­be: 45-47). Böy­le­ce müs­lü­man­la­rın ka­fir­ler kar­şı­sın­da he­zi­me­te ve­ya cid­di za­rar­la­ra uğ­ra­ma­sı­na gay­ret eder­ler. Ta­rih­te bu­nun çok ör­ne­ği ol­muş­tur. Bu yüz­den mü­na­fık­la­rı pi­rin­cin için­de­ki be­yaz ta­şa ben­zet­miş­ler­dir. Bu ta­şı pi­rinç zan­ne­de­rek in­san yer ama di­şi­ni kı­ra­bi­lir. Ta­şın ren­gi si­yah ol­say­dı yi­yen ki­şi far­ke­dip onu ye­me­ye­cek ve za­rar gör­me­ye­cek­ti. Bun­dan do­la­yı mü­na­fık tip o gü­ne ka­dar gü­ya dost mu­ame­le­si yap­tı­ğı ki­şi­le­ri ar­ka­dan han­çer­le­mek­le bi­li­nir. Do­la­yı­sıy­la mü­na­fık tip fır­sat bul­du­ğu an ha­in­lik ya­pa­bi­len tip­tir. Bun­lar top­lum için­de top­lum­da­ki in­san­la­rın ren­gi­ne bü­rü­nür­ler. Sa­mi­mi in­san­lar­dan far­ke­dil­me­mek için son de­re­ce gay­ret eder­ler.

7. Mü­na­fık­la­rın en be­lir­gin özel­lik­le­rin­den bi­ri if­ti­ra et­mek­tir. En et­kin if­ti­ra ko­nu­su da zi­na ve mal aşır­ma if­ti­ra­sı şek­lin­de ce­re­yan et­miş­tir. Dik­kat edin mü­na­fık bu 2 ko­nu­da if­ti­ra eder. Elin­de ka­mu­ya ait pa­ra­dan ku­ruş ye­me­yen ki­şi­le­re bi­le bu if­ti­ra­yı ra­hat ya­pa­bil­mek­te­dir­ler. Biz müs­lü­man­lar bu ko­nu­da in­sa­nı­mı­zı he­men saf dı­şı et­me­me­li, ola­yı ta­raf­sız ve adi­la­ne in­ce­le­me­li­yiz. Söy­len­ti­ye uya­rak yar­gı­ya va­rır­sak far­kın­da ol­ma­dan sa­mi­mi çok ki­şi­yi bi­tir­miş ola­bi­li­riz. Ayet-i ke­ri­me ge­len ha­ber­le­ri iyi­ce araş­tır­ma­mı­zı, böy­le­ce za­ra­ra se­bep ol­ma­ma­mı­zı çok sı­kı ten­bih eder (Hu­cu­rat: 6). Bu ko­nu­da za­ma­nı­mız müs­lü­man­la­rı­nın ne ka­dar gü­nah yük­len­dik­le­ri­ni tah­min edin. Pey­gam­be­ri­miz a.s.’a ay­nı ko­nu­da mü­na­fık tip­ler, Hu­neyn ga­ni­met­le­ri da­ğı­tı­lır­ken ay­nı min­val­de laf­lar/ezi­yet­ler et­miş­ler­di. O mü­na­fık tip AL­LAH Re­su­lü­ne ‘Ya Re­su­lel­lah adil ol, bu da­ğı­tım­da ada­let yok­tu­r’ de­miş­ti. AL­LAH Re­su­lü de ‘Ben adil ol­ma­ya­ca­ğım da kim adil ola­cak. AL­LAH Mu­sa­’ya rah­met et­sin bun­dan çok da­ha ağır laf­lar işit­ti da sab­ret­ti, ben de sab­re­de­ce­ği­m’ ce­va­bı­nı ver­di. Ya­ni mü­na­fık­lar, bir ba­kı­ma Re­su­lul­lah a.s mal ka­çı­rı­yor de­miş olu­yor­lar­dı.

Münafık Tip 3



Münafık tipin iftira eden tip olduğunu, iftira konusunun da mal aşırma ve zina iftirası şeklinde olduğunu söylemiştik. Kur’an’da dört tane namus iftirasından söz edilir. Üç tanesi açıkça, bir tanesi işareten söz konusu edilmektedir. Tarih sırasına göre Hz. Yusuf’a, Hz. Meryem anamıza, Hz. Yahya’ya ve nihayet Hz. Aişe anamıza yapılan iftiralar. Hz. Meryem ve Hz. Yahya için ALLAH TEALA “Kendilerini kale gibi korudular” anlamında ifadeler (Ahsanet ve Hasûr) kullanmaktadır (Al-i İmran:39, Enbiya:91,Tahrim:12). Zamanımızda da en etkin iftiralar bu konularda olmakta ve insanları karalamada, gözden düşürmede birebir etkili olmaktadır. Bunu yapan, münafık tiptir. Münafık tipin de akıl hocası vardır ki akıldan çıkarmamamız gerekir: Yahudi tip. Aişe anamıza yapılan o akıl almaz çirkin iftira 1 ay boyunca sahabe toplumunu fesada maruz bırakmış, Resulullah a.s.ı son derece üzmüştür. Nihayet ilgili ayetler (Nur: 10 vd) inince olay aydınlanmıştır. Kur’an bu konuda “Onu basit bir şey zannediyorsunuz, halbuki ALLAH katında çok büyüktür” (Nur:15), “Mü’min erkek ve kadınlara hakketmedikleri şeyle (günah işlemedikleri halde) eziyet edenler, çok büyük bir bühtan ve günah yüklenmişlerdir” (Ahzab:58) demektedir.

Zamanımızda münafık tipin bu görüntüsünü çokça seyretmekteyiz. Akıl hocalarının talimatıyla ne fitneler çıkardıklarını, çıkarmaya çalıştıklarını hayretle müşahede ediyoruz. Münafık, insanların kusurlarını tesbit etmeye çok heveslidir. Onları not eder, fitne için saklar. Zamanını gözler. Tam vaktinde onları kullanmaya, menfaate çevirmeye çalışır. Bu yolda planlar yapar. Bu tipin ayarı kayarı olmadığından kendilerinden herşey beklenir. Verilen talimata göre fitne çıkarma düşkünü ve hastasıdır. Müslümanlardan özellikle şunu rica ediyoruz: Hiç değilse en kısa zamanda HUCURAT suresini tefsiriyle birlikte okuyun. Kendimizi münafık alametine düşmekten biraz korumuş oluruz. Tabii ki tüm Kur’an’ı talim eylemek ideal olmalıdır. Yanısıra ayetleri Efendimiz (a.s.)ın hadisleri doğrultusunda ve desteğinde anlamak şartıyla. İnsanların kusurlarını araştırmamaya, kusur görsek bile örtmeye, gördüklerimizi iyiye yormaya azami gayret göstermeliyiz. Ahlak sahibi insandan beklenen budur.

8. Münafık tip, menfaati uğruna ALLAHın ayetlerini az bir bahaya bile olsa satar. Kendisine bir miktar para teklif edilse veya bir makama getirilme ümidi verilse ve bunun karşılığında ALLAHa iftira etmesi istense münafık tip hemen isteği yerine getirir. ALLAH birşeyi emrettiyse veya haram kıldıysa böyle bir hükmün olmadığını… rahatlıkla söyler ve bundan da hiç mi hiç yüzü kızarmaz. Geçmişte başörtüsü konusunda bunun çok açık örneklerini esefle gördük. Canbazlık illa ipte yürümekle olmaz maalesef ama bilimde de olabilmektedir. İlimde canbazlık işte böyle olmaktadır. ALLAHın hükmünü yalan dolanla yanlış söylemek ve insanları aldatmak tam tamına münafık tipin yaptığı işlerdendir. Bu konuda toplumda hayli münafık görmek mümkündür. Hem de bunlar büyük alim ve gerçek müslüman görüntüsüyle arz-ı endam etmektedirler. Yaptıkları sunumları ‘gerçek İslam’ adıyla sunmakta, kendileri dışındaki insanların yanlış yolda olduklarını söylemektedirler. Hatta kendilerini modern, diğerlerini çağdışı ve gelenekçi olmakla itham etmektedirler.


Münafık Tip 3

Mü­na­fık ti­pin özel­lik­le­ri­ni ön­ce­den yaz­dık­la­rı­mız­dan iti­ba­ren diz­me­ye de­vam ede­lim:

9. Mü­na­fık tip iş ba­şı­na ge­ti­ril­di­ği, ken­di­si­ne yet­ki ve­ril­di­ği za­man ya­pa­ca­ğı en önem­li iş­ler­den iki­si “fe­sad çı­kar­ma­da aşı­rı gay­ret gös­te­re­rek eki­ni ve nes­li boz­ma­k”, olur. Rab­bi­miz Tea­la Ku­r’­an’­ın­da şöy­le bu­yu­rur: “(O mü­na­fık ki­şi) yüz çe­vir­di­ği/yet­ki­li ol­du­ğu za­man yer yü­zün­de fe­sad çı­kar­mak, eki­ni ve nes­li boz­mak için ko­şar du­rur. AL­LAH fe­sa­dı sev­me­z” (Ba­ka­ra:205). Mü­na­fı­ğın en be­lir­gin gay­re­ti bu ko­nu­lar­da ol­mak­ta­dır. Ekin­den mak­sad ta­bi­i ki sa­de­ce ekin, buğ­day, ar­pa­… de­ğil. Bu ke­li­me tüm zi­ra­ati ifa­de edi­yor ol­ma­lı. De­mek ki mü­na­fık tip zi­ra­î mah­sul­le­ri ya­ra­tıl­dı­ğı şek­lin­den çı­ka­rır, baş­ka baş­ka şe­kil­le­re so­kar, üs­te­lik bu­nun so­nu­cun­da in­san­lar fay­da sağ­la­maz, ak­si­ne in­san­lar ge­rek bi­yo­lo­jik ge­rek psi­ko­lo­jik ve ge­rek­se ge­ne­tik/ya­ra­tı­lış açı­sın­dan çok cid­di za­rar­lar gö­rür.

Ay­nı şe­kil­de mü­na­fık tip nes­li de boz­ma­ya son de­re­ce gay­ret eder. Ekin ve ne­sil üze­rin­de ya­pı­lan ça­lış­ma­lar­da bu fe­sad ni­ye­tin et­ki­si­ni in­san­lık adı­na kır­mak in­sa­ni gö­re­vi­miz­dir. Ya­ni mü­na­fık tip in­san­lık hay­rı­na bir dü­şün­ce­ye ve ey­le­me ni­yet­li de­ğil­dir. Ta­bi­i ki mü­na­fık bu ak­lı yi­ne şey­tan­dan al­mak­ta­dır (Ni­sa: 118-119). Za­ma­nı­mız­da olup bi­ten­le­re ib­ret­le ba­kın. Mü­na­fık ti­pin bu son de­re­ce fe­sad ey­lem­le­ri­ni çok ba­riz gö­re­cek­si­niz. Bi­ze dü­şen şey bu çe­şit ey­lem­le­re hem kar­şı çık­mak hem bu ey­lem­ler için­de ol­ma­mak. Unut­ma­ya­lım ki emr-i ma’­rûf- nehy-i mün­ker üze­ri­mi­ze farz kı­lın­mış­tır.

10. Mü­na­fık tip gü­zel ge­çin­me sö­zü­nü hiç sev­mez. Hem ken­di­si ge­çim­siz­dir hem de gü­zel ge­çi­me en­gel olur. İn­san­la­rın gü­zel ge­çi­ni­yor ol­ma­sı onun kim­ya­sı­nı da­ha da bo­zar. Za­ten de kim­ya­sı bo­zuk­tu. Alem­le­rin Efen­di­si mea­len öy­le bu­yu­rur: Mü­na­fık ge­çin­mez, ge­çin­me­ye de en­gel olur. Bu­na kar­şı­lık mü’­min tüm­den ge­çim­dir ve ken­di­siy­le gü­zel ge­çi­ni­len­dir. Gü­zel ge­çin­me­yen­de ha­yır yok­tur. Öy­ley­se ge­çim­siz ve mı­zık­çı­lık ya­pan­lar­da ni­fak özel­li­ği var­dır. Gü­zel ge­çin­mek gay­ret is­te­yen zor bir özel­lik­tir. Çün­kü gü­zel ge­çin­mek için di­ğer­le­ri­ne kar­şı sa­bır­lı ve fe­da­kâr ol­ma­yı ge­rek­ti­rir. Bu da zor iş­tir. İş­te mü’­min bu zor işe ta­lip olur.

11. Mü­na­fık tip, Pey­gam­be­rin pey­gam­ber ol­du­ğu­nu, ona AL­LAH’­tan va­hiy gel­di­ği­ni bi­lir ama bu­na rağ­men inan­maz. Bu özel­lik ehl-i kti­ap tip­te de ala­sıy­la var­dır. Ku­r’­an 2 yer­de Ehl-i ki­ta­bın, Pey­gam­be­ri­mi­zin, da­ha ön­ce tüm pey­gam­ber­ler ta­ra­fın­dan ha­ber ve­ri­len, is­mi bi­le söy­le­nen ve müj­de­le­nen son pey­gam­ber ol­du­ğu­nu ken­di ço­cuk­la­rı­nı ta­nır gi­bi ta­nı­yor ve bi­li­yor ol­duk­la­rı­nı ha­ber ver­mek­te­dir (Ba­ka­ra: 146, En’­am: 20). Mü­na­fık­ta da ay­nı özel­lik var­dır. Çün­kü ehl-i ki­tap ve özel­lik­le ya­hu­di tip ona akıl ho­ca­lı­ğı yap­mak­ta­dır. Mü­na­fık için Rab­bi­miz şöy­le bu­yu­ru­yor: “Mü­na­fık­lar, için­de­ki (bo­zuk ni­yet­le­ri) açı­ğa vu­ran bir su­re in­di­ri­lir di­ye çe­ki­nir du­ru­r…­” (Tev­be: 64). Şu işe ba­kın ki bin­ler­ce yıl ön­ce­sin­den be­ri in­san­lar son pey­gam­ber hak­kın­da bil­gi­len­di­ril­miş­ler, ke­sin bil­gi­le­ri var ama iman et­mi­yor­lar. He­le mü­na­fık. İman et­ti­ği­ni söy­lü­yor, Müs­tes­na in­san Mu­ham­med a.s’­ı gö­rü­yor, ar­ka­sın­da na­maz kıl­ma ni­me­ti­ne eri­yor ama yi­ne de iman et­mi­yor. En bü­yük na­sip­siz­lik iş­te bu­dur. Bu ba­kım­dan en na­sip­siz tip mü­na­fık ve ehl-i ki­tap tip­tir di­yo­ruz. Bir de şu­nu ke­sin ola­rak an­lı­yo­ruz ki iman bil­gi işi de­ğil, na­sip işi­dir. Bun­dan da­ha kö­tü bir du­rum dü­şü­ne­mi­yo­rum. AL­LAH TEA­LA RAB­Bİ­MİZ biz­le­ri na­sip­siz ey­le­me­sin. 



Münafık Tip 4

9. Mü­na­fık tip iş ba­şı­na ge­ti­ril­di­ği, ken­di­si­ne yet­ki ve­ril­di­ği za­man ya­pa­ca­ğı en önem­li iş­ler­den iki­si “fe­sad çı­kar­ma­da aşı­rı gay­ret gös­te­re­rek eki­ni ve nes­li boz­ma­k”, olur. Rab­bi­miz Tea­la Ku­r’­an’­ın­da şöy­le bu­yu­rur: “(O mü­na­fık ki­şi) yüz çe­vir­di­ği/yet­ki­li ol­du­ğu za­man yer yü­zün­de fe­sad çı­kar­mak, eki­ni ve nes­li boz­mak için ko­şar du­rur. AL­LAH fe­sa­dı sev­me­z” (Ba­ka­ra:205). Mü­na­fı­ğın en be­lir­gin gay­re­ti bu ko­nu­lar­da ol­mak­ta­dır. Ekin­den mak­sad ta­bi­i ki sa­de­ce ekin, buğ­day, ar­pa­… de­ğil. Bu ke­li­me tüm zi­ra­ati ifa­de edi­yor ol­ma­lı. De­mek ki mü­na­fık tip zi­ra­î mah­sul­le­ri ya­ra­tıl­dı­ğı şek­lin­den çı­ka­rır, baş­ka baş­ka şe­kil­le­re so­kar, üs­te­lik bu­nun so­nu­cun­da in­san­lar fay­da sağ­la­maz, ak­si­ne in­san­lar ge­rek bi­yo­lo­jik ge­rek psi­ko­lo­jik ve ge­rek­se ge­ne­tik/ya­ra­tı­lış açı­sın­dan çok cid­di za­rar­lar gö­rür.

Ay­nı şe­kil­de mü­na­fık tip nes­li de boz­ma­ya son de­re­ce gay­ret eder. Ekin ve ne­sil üze­rin­de ya­pı­lan ça­lış­ma­lar­da bu fe­sad ni­ye­tin et­ki­si­ni in­san­lık adı­na kır­mak in­sa­ni gö­re­vi­miz­dir. Ya­ni mü­na­fık tip in­san­lık hay­rı­na bir dü­şün­ce­ye ve ey­le­me ni­yet­li de­ğil­dir. Ta­bi­i ki mü­na­fık bu ak­lı yi­ne şey­tan­dan al­mak­ta­dır (Ni­sa: 118-119). Za­ma­nı­mız­da olup bi­ten­le­re ib­ret­le ba­kın. Mü­na­fık ti­pin bu son de­re­ce fe­sad ey­lem­le­ri­ni çok ba­riz gö­re­cek­si­niz. Bi­ze dü­şen şey bu çe­şit ey­lem­le­re hem kar­şı çık­mak hem bu ey­lem­ler için­de ol­ma­mak. Unut­ma­ya­lım ki emr-i ma’­rûf- nehy-i mün­ker üze­ri­mi­ze farz kı­lın­mış­tır.

10. Mü­na­fık tip gü­zel ge­çin­me sö­zü­nü hiç sev­mez. Hem ken­di­si ge­çim­siz­dir hem de gü­zel ge­çi­me en­gel olur. İn­san­la­rın gü­zel ge­çi­ni­yor ol­ma­sı onun kim­ya­sı­nı da­ha da bo­zar. Za­ten de kim­ya­sı bo­zuk­tu. Alem­le­rin Efen­di­si mea­len öy­le bu­yu­rur: Mü­na­fık ge­çin­mez, ge­çin­me­ye de en­gel olur. Bu­na kar­şı­lık mü’­min tüm­den ge­çim­dir ve ken­di­siy­le gü­zel ge­çi­ni­len­dir. Gü­zel ge­çin­me­yen­de ha­yır yok­tur. Öy­ley­se ge­çim­siz ve mı­zık­çı­lık ya­pan­lar­da ni­fak özel­li­ği var­dır. Gü­zel ge­çin­mek gay­ret is­te­yen zor bir özel­lik­tir. Çün­kü gü­zel ge­çin­mek için di­ğer­le­ri­ne kar­şı sa­bır­lı ve fe­da­kâr ol­ma­yı ge­rek­ti­rir. Bu da zor iş­tir. İş­te mü’­min bu zor işe ta­lip olur.

11. Mü­na­fık tip, Pey­gam­be­rin pey­gam­ber ol­du­ğu­nu, ona AL­LAH’­tan va­hiy gel­di­ği­ni bi­lir ama bu­na rağ­men inan­maz. Bu özel­lik ehl-i kti­ap tip­te de ala­sıy­la var­dır. Ku­r’­an 2 yer­de Ehl-i ki­ta­bın, Pey­gam­be­ri­mi­zin, da­ha ön­ce tüm pey­gam­ber­ler ta­ra­fın­dan ha­ber ve­ri­len, is­mi bi­le söy­le­nen ve müj­de­le­nen son pey­gam­ber ol­du­ğu­nu ken­di ço­cuk­la­rı­nı ta­nır gi­bi ta­nı­yor ve bi­li­yor ol­duk­la­rı­nı ha­ber ver­mek­te­dir (Ba­ka­ra: 146, En’­am: 20). Mü­na­fık­ta da ay­nı özel­lik var­dır. Çün­kü ehl-i ki­tap ve özel­lik­le ya­hu­di tip ona akıl ho­ca­lı­ğı yap­mak­ta­dır. Mü­na­fık için Rab­bi­miz şöy­le bu­yu­ru­yor: “Mü­na­fık­lar, için­de­ki (bo­zuk ni­yet­le­ri) açı­ğa vu­ran bir su­re in­di­ri­lir di­ye çe­ki­nir du­ru­r…­” (Tev­be: 64). Şu işe ba­kın ki bin­ler­ce yıl ön­ce­sin­den be­ri in­san­lar son pey­gam­ber hak­kın­da bil­gi­len­di­ril­miş­ler, ke­sin bil­gi­le­ri var ama iman et­mi­yor­lar. He­le mü­na­fık. İman et­ti­ği­ni söy­lü­yor, Müs­tes­na in­san Mu­ham­med a.s’­ı gö­rü­yor, ar­ka­sın­da na­maz kıl­ma ni­me­ti­ne eri­yor ama yi­ne de iman et­mi­yor. En bü­yük na­sip­siz­lik iş­te bu­dur. Bu ba­kım­dan en na­sip­siz tip mü­na­fık ve ehl-i ki­tap tip­tir di­yo­ruz. Bir de şu­nu ke­sin ola­rak an­lı­yo­ruz ki iman bil­gi işi de­ğil, na­sip işi­dir. Bun­dan da­ha kö­tü bir du­rum dü­şü­ne­mi­yo­rum. AL­LAH TEA­LA RAB­Bİ­MİZ biz­le­ri na­sip­siz ey­le­me­sin
Dün­ya ve ahi­ret sa­ade­ti ve afi­ye­ti di­le­ye­lim.

Du­a ve Se­lam ile...

VAHDET / Prof.Dr .Orhan Çeker


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder