26 Ekim 2014 Pazar

Operasyonun Kod Adı; II.Abdülhamid Harekatı!




Barzani K.Irak petrolünü kendisine yedirmeyeceklerini iyi biliyordu.
Bölgede tek güveneceği liman Yeni Türkiye idi.
Barzani geçte olsa bunun farkına varmıştı.
Özellikle K.Irak Petrolünü Türkiye aracılığı ile dünyaya pazarlamak istediğinde bunu çok iyi görmüştü.
K.Irak kararını vermişti.


Yeni Türkiye Başkanlık sistemine geçecek, Barzani Yeni Türkiye'nin Özerk bir parçası olarak Yeni Türkiye'ye katılacaktı.
Bölgede, sırtını Türkiye'ye dayamayanların uzun vadede kaybedeceğini bölge liderleri yavaş yavaş görüyordu.
Katar ve Bölge'deki bir lider Yeni Türkiye'nin bir parçası olmak istediklerini Ankara'ya iletiyordu.
Barzani daha da ileri giderek, K.Irak'ta bir kamuoyu araştırması yaptırıyordu.
Yapılan Araştırma şu!
"K.Irak'ın Türkiye'ye bağlanmasını ister misiniz?"
Sonuç; %98 Evet idi.
K.Irak yönetimi bu adımları atarken Yeni Türkiye'de tüm hazırlıklarını bu çerçevede yapıyordu.
Suriye Türkiye sınırındaki Türkmenlere verilmek üzere 2000 civarında Pasoport hazırlanıyordu.
Ankara, Barzani'ye PYD Lideri Salih Müslim'i ikna etmesini söylüyordu.
Barzani ile PYD'nin ters düşmesinin asli nedeni de budur.
"PYD'nin kendi başına hareket ederek, Özerklik ilan etmek istemesidir."
Barzani gerçekleri görüyordu.
Bölgede Türkiye olmadan var olmak mümkün değildi!
Özellikle Dış destekli IŞİD saldırıları sonrası bunu net bir şekilde görmüştü.

Ankara'nın "Osmanlı Devletler Topluluğu" idealini gören ABD, İngiltere ve İsrail IŞİD kartını devreye sokmuştu.
Artık bu kartla netice alamayacaklarını ve Ankara'nın hızla idealine yaklaştığını gören bu güçler, Ankara ile uzlaşmak için her yolu denemektedir.

Nato Zirvesi'nde Barack Obama ve David Cameron'un Sn.Erdoğan'a gösterdikleri saygı ve ilginin arakasında yatan gerçekte budur.
Barack Obama'nın Nato Zirvesi sonrası Sn.Erdoğan ile saatlerce süren görüşmeler yapması da oldukça manidar.
Barack Obama ve David Cameron Ankara'nın "Osmanlı Milletler Topluluğu" idealini gerçekleştirmesini kabullenmiş durumda.




Tek sıkıntı ABD ve İngiltere'deki Siyonist Baronlar!
Onlarda boş durmuyor!
Hemen hergün gazeteleri ve televizyon kanalları aracılığıyla Türkiye ile yatıp,kalkıyorlar.
İstisnasız hemen her gün Türkiye ile ilgili bir karalama haberine imza atıyorlar.
Gazete manşetlerinde Erdoğan için "Son Padişah" manşetlerini atmalarının sebebi de bu.
Tüm bunlardan habersiz siyaset yapan MHP ise "Türkiye Bölünecek" diyor, başka birşey demiyor.
Eğitim, Sağlık ve Ekonomiyi aklına bile getirmiyor.
Tek bildikleri "Türkiye Bölünecek" sloganı ile oylarını korumak.
CHP ise bir kongre yapıyor, memleket meselelerinden başka herşey konuşuluyor.
Rakı masaları, Elitlerin Kokteylleri vs...
CHP ve MHP Eski Türkiye'ye kavuşma hayali ile siyaset yapıyor.
Ortadoğu'da, Kafkaslarda ve Afrika'da yaşananlarla ilgilenmiyor.
Tek bildikleri "Türkiye Bölüncek", "Laiklik Elden Gidiyor" masalı!
Bu yüzden Yeni Türkiye'yi ve Yeni Türkiye'nin attığı adımları algılamakta sıkıntı yaşıyorlar!
Unutmayın arkadaşlar!
Filistin'den bir karış toprak vermediği, Osmanlıyı yeniden inşa etmek için gecegündüz çalışan ve hakaretler, iftiralar atarak tahtan indirdikleri II.Abdülhamid'in intikamını almak ve ona yapılanların hesabını sormak Anadolu çocuklarına yani bizlere nasip olacak!
Göreceksiniz, o gün yeryüzünde tüm Mazlum Müslümanların yüzü gülecek!
Ülkenize ve kendi öz evlatlarınıza güvenin!
Ve dularınızı asla eksik etmeyiniz...

FATİH KELEŞ



İşgalci İsrail

M.Necati Özfatura
Şu anda İsrail’de Yahudi yerleşim merkezleri yani İsrail’e ait toprakların yüzde 1’i 1948 öncesi ve sonrası hile ya da para ile satın alınmıştır. İsrail’e ait toprakların yüzde 99’u işgal yoluyla alınmıştır. Son günlerde Filistinlilere ait 4000 metrekare arazi gasp edilerek Yahudi yerleşim merkezi yapılmaktadır. Filistinlilerin evleri de gasp edilmektedir. Filistinlilere soykırım, zulüm, mallarını gasp ile İsrail dünyanın en zalim, korsan ve terör devletidir. Ve devlet haysiyetinden mahrumdur. 

Zalim İsrail’in bu zulmü, Gayretullaha dokunur. Allahü teala ihmal etmez. İmhal (mehil) verir. Ve intikamı da son derece şiddetlidir. En çok korktuğum gayb ile ilgili konuşmak ve yazmaktır. Tahmin ise caizdir. Kalbimin ekranında İsrail’in tarihe karışacağını ve Yahudilerin geçmişteki kavimler gibi İsrail’deki Yahudilerin de Gazab-ı ilahiye maruz kalacağına inanıyorum. (Elbette her şeyi geçmiş ve gelecek) Allahü teala bilir. İsrail de bir gün tarihe karışacaktır. Geçmişteki bazı devletler gibi…

Kudüs’ün en eski mezarlığı olan “Me Menullah” da hukuka aykırı ve İslam düşmanlığı niyetini taşıyan bir kararla 200’den fazla kabrin yıkılmasına karar verildi. Kararı İsrail’in Sulh Mahkemesi Hakimi Siyonist Dov Falf verdi. 

Kudüs Belediyesinin isteği üzerine sahipsiz kişilerin mezarlarına yapılan bu yıkım, mülk kanununa göre İsrail toprakları bölgesine ait olduğunu ve kendilerinin bu mezarlarda tasarruf hakkına sahip oldukları gerekçesine dayandırılmıştır. Asıl gaye Kudüs’te İslami kimliği yok etmektir. Daha önce de Kudüs Belediyesi bu kabirlerin üzerine çöp dökerek çöplük haline getirmişti. 

ABD’de İsrail (Yahudi) lobisi hakkında yazdığı kitap ile tartışmalara sebep olan Washington Üniversitesi Öğretim Üyesi  John Maarshemer’in önemli görüşü şöyledir: “ABD ile İsrail’in her konuda ortak menfaatleri olduğu görüşü yanlış, İsrail ABD’nin dış politikasını manüpüle ediyor. Hem ABD’ye hem de İsrail’e zarar veriyor. İsrail giderek Güney Afrika’ya dönüşüyor. İsrail’in tek çıkış yolu iki devletli çözümdür. (Filistin- İsrail)

Son yıllarda İslam Dünyasında ve münhasıran Ortadoğu’da Müslümanlara karşı “post modern haçlı seferi” açılmıştır. Hıristiyan- Yahudi- putperest- Budist- ateist ve bunların emrinde bazı sapık (sözde) Müslümanlar ittifak halinde ve soykırımda yarış içindedirler. Bu soykırımın ve Müslümanları İslamiyetten koparmak, uzaklaştırma operasyonunun beyni ve idare merkezi siyonizmdir. 
Şu andaki post modern haçlı seferinin asıl ve nihai hedefi Türkiye’dir. Türkiye, İslam Dünyasının yalnız beyni değil aynı zamanda gövdesidir. İngiliz tarihçisine göre “Türklere elbette düşmanız. 10 asıra yakın haçlı ordularına karşı savaştılar ve İslam Dünyasının muhafızlığını yaptılar. Selçuklu ve bilhassa Osmanlı olmasaydı bugün Anadolu, Ortadoğu, Kuzey Afrika Hıristiyanların ülkesi olacaktı…”
Türkiye’nin şu anda bölgesel ve yakın gelecekte ise dünyanın süper gücü olmasını önlemek için dış güçler ve içerdeki uzantıları terör odaklarını kullanmaktadırlar. Son aylarda terörün sona ermesi için yapılan çalışmalar Türkiye’nin her konuda gelişmesinin kapısını açacağına inanıyorum.

İngiltere’den yola çıkan ve Gazze’ye tıbbi yardım taşıyan “Mavi Marmara kafilesi” İngiltere- Fransa- İspanya- Fas-Cezayir-Tunus’tan sonra Libya’ya geldi. Libya’da İngiliz- ABD- İrlanda vatandaşlarının vizesi olmadığı için 12 gün bekletildi. Ardından 11 araçlık yardım malzemesi  Gazze’ye gitmekten vazgeçti.



Dünya barışını tehdit edenler

M.Necati Özfatura
8 Mart 2003 tarihli New York Times’de Bill Keller yazısında “Irak’a savaş İsrail için mi açılıyor?” demiş idi. İsrail’in kuruluşunun baş aktörü İngiltere’dir. Sykes- picot Anlaşması ve 1917’de imzalanan Balfour Deklarasyonu ile İsrail’in temeli atıldı. 
Filistin devletinin kuruluşunu önleyen Birleşmiş Milletlerin yüz karasıdır. Nihai zafer Filistinlilerin olacaktır. Korsan ve terör devleti olan İsrail geçicidir. Soykırımın yeni ismi ve kılıfı terörle mücadeledir. Dünya barışının önünde en büyük engel, İsrail ve ABD’dir. (Avrupa Birliğinde yapılan ankete göre) 66 yıldır Filistin kan gölüdür. ABD liderliğinde Ortadoğu’da yapılan bütün savaşlar İsrail’in güvenliği içindir. Aslında 1948’den bu yana İsrail liderleri kendi milletine ihanet ediyorlar. 
Filistin’deki soykırımın gerçek suçlusu ABD’dir. Filistinlilerin yarım asırdan fazla çilesinin baş sorumlusu ise Birleşmiş Milletler ve de dünya kamuoyudur. Türkiye hariç 56 İslam ülkesi en büyük suçludur. 

İsrail devlet terörü yapmaktadır. Filistinliler mazlum, İsrail ise zalimdir. 35 yaşındaki İsrail askeri Sergib Yabni “Kirli savaşınızda ben yokum diyerek isyan etmiştir” Filistin’de ABD destekli İsrail vahşeti icra edilmektedir. İsrail’in kuruluşundan bu yana dış politikası hep savaştır. 

Filistin kanayan bir yaradır. İsrail soykırıma devam ettikçe Ortadoğu’da barış asla olmaz. Emperyalist güçlerin ABD ve diğerlerinin Filistin’deki yol haritası her zaman çıkmaz sokaktır. Belçika’nın Anver şehrinde Haham olan Musevi din adamı Shmiel Mandeha’nın itirafı şöyledir: “İsrail’in işlediği katliamlar Tevratla bağdaşmaz… Siyonizmin Alman Nazizminden farkı yok. Siyonizmin temelini 1930’lu yıllarda Alman Üniversitesindeki bazı Yahudi akademik kariyer sahibi öğretim görevlisi ile bu yıllarda Alman Üniversitesinde okuyan Yahudi öğrenciler atmıştır. Siyonizm ırkçılıktır. Ve Alman ırkçılığından farkı yoktur. Benim gibi düşünen Yahudiler az değildir.” 

İsrail gibi ABD’nin de dış politikası savaştır. ABD 112 yıl içinde 134 savaş yapmıştır. Küba’ya yerleştirilecek nükleer başlıklar sebebiyle Atlas Okyanusunda ABD ile Sovyetler Birliği donanmaları karşı karşıya geldi. ABD’de savaş hazırlığı yapılıyordu. Ben o sıra ABD Hava Savunma Okulunda idim. Sovyetler Birliği geri çekildi. Kennedy savunma masraflarını kısarak, halkın refahı için alt yapıya yatırmak istedi. 

ABD savunma sanayi Yahudi lobisinin elindedir. Ayrıca Kennedy doları basan Yahudi bankasından bu işi alarak, ABD Merkez Bankasına verdi. Bu icraatından sonra da Yahudi lobisi Kennedy’i  suikast ile öldürdü. Kennedy’den sonra Johnson’un ilk işi bu kararları kaldırmak oldu. ABD’yi İsrail idare ediyor. Osmanlıyı yıkan Siyonizm ABD’yi de yıkacaktır. Bu yazıyı saklayın. Dünya barışını önleyen ve tehdit eden İsrail birinci sırada ABD ikinci sıradadır. (AB anketine göre)
17.9.2014




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder