23 Ekim 2014 Perşembe

NİÇİN BAŞÖRTÜSÜ ÖRTÜYORUZ : Başörtüsü Allah’ın emridir. Allah’ın herhangi bir emri, O’nun rızasına uygun ve sadece O’nun için yapılmalıdır.

Bizim için en güzel örnek olan Rasulullah (s.a.v), bir mümine hanımın tesettürünün nasıl olması gerektiğini hadislerinde belirtmiş, sahabe hanımları da (Allah onlardan razı olsun) bu emri en güzel şekilde yaşamışlardır. 

Ayetler ve hadislerden anlaşılan genel şartlar şunlardır:

1. Dışarıda giyilecek giysi bol olmalı, içini göstermemeli, dikkat çekecek renkler olmamalı ve ayak bileklerine kadar uzun olmalıdır.
“Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” (Ahzab Suresi 59. Ayet)

2. Başörtüsü omuzların üzerinden göğüsleri kapatacak şekilde salınmalıdır.
“Mü'min kadınlara söyle: 'Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar…
…Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah'a tevbe edin ey mü'minler, umulur ki felah bulursunuz.”(Nur Suresi 31. ayet)

3. Başörtüsü ince ve renkli olmamalı, dikkat çekmemeli ve koyu renkler tercih edilmelidir.Peygamberimiz (s.a.v)’ın hanımı Hz. Aişe (r.a), sarı renk başörtüsü örtünen bir kadına, Nur suresine iman edip etmediğini sormuştur.

4. Topuz yapılmamalıdır. Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor;
“Cehennemliklerden, dünyada henüz görmediğim iki grup vardır: Biri, sığır kuyrukları gibi cop ve kırbaçlarla insanları döven zalim bir topluluk; diğeri de giyinik oldukları halde, (gerek tavır ve davranışlarıyla, gerek dar ve şeffaf giysileriyle) çıplak sayılan, hem kendileri günaha yönelen, hem de başkalarını isyankârlığa özendiren ve (yukarı doğru topladıkları saçları yüzünden) başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır. İşte bu kadınlar cennete giremedikleri gibi, çok uzak mesafeden hissedilen kokusunu bile duyamayacaklardır.” (Muslim, Cennet 52, 53, h.no: 2857)

5. Yabancı erkeklerin dikkatini çekecek makyaj, takı, koku ve topuklu ayakkabıdan sakınılmalıdır. Ebu Musa el-Eş’ari radıyallahu anh’ın rivayet ettiğine göre Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her göz yabancı bir kadına bakarak göz zinası işlemiştir. Bir kadın da güzel kokular sürünerek erkeklerin yanından geçerse o da aynen bakan erkekler gibi zina etmiş gibidir.” (Tirmizî, Edeb, 35; Ebû Davud)
-Erkeklerin dikkatini çekecek şekilde yürünmemelidir.
Nur Suresi 31. Ayet: Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar(dikkatleri üzerlerine çekecek şekilde yürümesinler).

6. Yabancı erkeklerle mecburi durum dışında keyfi konuşulmamalıdır. Bu durumlarda ise ciddi ve vakarlı bir şekilde konuşulmalıdır.
“...Eğer(Allah’tan) korkuyorsanız,(yabancı erkeklere karşı) çekici bir edâ ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır..”(Ahzâb Suresi, 32)



Yaptığımız amellerin sevabını alabilmek için, Allah için ve O’nun istediği şekilde olmasına dikkat edelim!...

'Kur'anda başörtüsü yok''
 diyenlere de gelsin.

''Mü'min kadınlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar. Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan ya da kadına ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah'a tevbe edin ey mü'minler, umulur ki felah bulursunuz." Nur Suresi 31. Ayet-i Kerime...

Yukarıdaki ayeti-i kerimede başörtüsünün emredilmesini bırakın ''Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar.'' diyerek nasıl örtülmesi gerektiği bile açıklanıyor. Kimlere başımızı açarsak günah olmaz bunu da açıklayan Rabbimiz , ''Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. '' ayeti ile de '' ben burdayım diye , ben bir kadınım , ahenkle yürürüm'' gibi anlamlar içeren topuklu ayakkabının tehlikesini bizlere bildiriyor.

Bazıları şunu söyler '' Ben başörtü takmıyorum ama benim kalbim temiz , benim kalbim türbanlı'' derler. Bunun cevabını bakınız .

Allah azze ve celle nasıl veriyor. 

'' Dediler ki: "Bizim kalplerimiz örtülüdür." Hayır; Allah, inkârlarından dolayı onları lanetlemiştir. Bundan dolayı pek azı iman eder.'' Bakara Suresi 88. Ayet-i Kerime...

Böyle diyenler lanetlenmiştir diyor Kainatın Sahibi...

Ahzap Suresi 59.Ayette ise "Ey Peygamber, hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle! Baş ve boyunlarını örtmek için cilbablarını (dış örtü) üzerlerine alsınlar." diye emrolunur.

Tesettürün kuralı kaidesi nedir diye sorulursa ;

1. Elbisenin vücudu gösterecek tarzda ince,
2. Nazar-ı dikkati çekecek kadar süslü ve renkli,
3. Vücudun hatlarını gösterecek şekilde dar olmaması gerekir.

şeklinde 3 madde de sayabiliriz. Bu maddelere itina gösterildiği takdirde tesettür gerçekleşmiş olur.

Günümüzde başörtülü olupta , makyaj yapan , başörtülü olupta kotpantolon giyen , başörtülü olupta ince giyinenler fazlasıyla mevcuttur.

Tesettür'ün, başörtüsünün amacı başka bir erkeğin dikkatini celbetmemektir. Başka bir erkeği dikkatini çeken süslü , ince , dar elbiseler ve yine başka bir erkeğin dikkatini çekecen , sesli ve sivri topuklu ayakkabılar caiz değildir.

Tesetttürü mecburiyet olarak düşünmek yerine , bir korunma , bir iffet , bir karakter olarak algılamak daha iyi anlamamızı sağlar.

Tam manaasıyla tesettürü kavramış ve dinimize uygun bir şekilde örtünmüş kadına hiç bir erkek dönüp bakmaz , baksa da cinsi duygularını depreştiren hiç bir olgu gerçekleşmez ancak açık ve dikkat çekici bir şekilde giyinmiş bir kadına dönüp tekrar tekrar bakma ihtiyacı duyar erkekler. Kendini harama bakmaktan sakınan erkekler müstesnadır.

Günümüzün medeniyet yapısı bahane edilerek başörtüsünü zorunlu olmaktan çıkaranlar bilmelidir ki Allah'ın ayetlerini de zorunluluktan çıkarmaktadırlar.

Örtünmenin , tesettürün bir zorunluluk olmasından çok , Allah'ın bir emri ve haramdan sakınmak olduğu hususunu idrak etmek daha mantıklı insanların işidir.

Bu konuyu daha iyi anlayabilmemiz için bir kaç örnek vermemizde fayda vardır.

Çocuklar için marketlerde satılan lolipopları bilirsiniz. Çubuklu şekerde diyenler vardır. Bunlardan iki tanesini alsak birinin ambalajını/jelatini çıkarıp , diğerini de olduğu gibi ambalajlı bir yere koysak , bir süre sonra gelip incelesek , ambalajsız olanın üzerine sineklerin üşüştüğünü diğerinin ise üzerinde hiç bir şey olmadığını görürsünüz. İşte tesettür böyledir. Sizi pislikten , kötülükten korur.



Günümüzde herşeyin aslını bozmaya çalıştıkları gibi başörtüsünü de , örtünmeyi de bozmaya çalışıyorlar. Modern müslüman sözü ile bir çok kişinin kandırıldığı gün gibi aşikardır. Modernizmden anlaşılan , bedeni açmak , saçları açmak , göze hitap etmek , içki içmek gibi haramlar ve günahlar değildir. Dinini yaşayan bir müslüman kadın ve erkek de modern olabilir. Modernlik çağın şartlarına ayak uydurmak değildir. Modern olmak çağın kolaylıklarını hayatımıza , dinimizin müsade ettiği ölçülerde almaktır.

Televizyon izlemek günah değildir ancak ibadetlerini engelliyorsa , seni namazdan alı koyuyorsa o televizyon sana haramdır.

Tesettürü çıkarıp atmak yada İslam'a uygun olmayan şekilde uygulamakla modernlik olmaz. 1 milyonluk elbise ile islama uygun bir tesettür anlaşıyını uygulayabiliyorsan miktarı önemli değildir. 1 milyon dolarlık elbisede islama uygun şekilde örtünmeni sağlıyorsa bununda miktarı önemli değildir.


Başörtülü kadınlarımıza gerici zihniyeti ile bakanların sayısı az da değildir. Şu an dünyanın en ünlü insanları arasında dinimize uygun bir şekilde yaşayan ve islama göre örtünen insanlar vardır.



Umeys’in kızı Esma’dan nakledildi. Dediki:


Resulüllah (s.a.v) bir gün Hz. Aişe (r.anha)’nın evine girdi. Kızkardeşi Esma yanında idi. Üzerinde vücudunun hertarafını örten ve yenleri geniş bir elbise vardı. Resulüllah (s.a.v) onu görünce kalkıp dışarı çıktı. Hz. Aişe (r.anha) kızkardeşine “buradan uzaklaş Resulüllah (s.a.v) sende hoşlanmadığı bir şey gördü” dedi. Hz. Esma uzaklaştı arkasından Resulüllah (s.a.v) içeriye girdi.Hz. Aişe (r.anha) niçin kalkıp gittiğini sordu. Resulüllah (s.a.v) de elbisesinin yenini sadece parmakları görünecek şekilde ellerinin üzerine çekerek şöyle cevap verdi:


“Kızkardeşini görmedin mi? Müslüman bir kadın şurasından başkasını gösteremez." (Mecmeu’zzevâid nr:4168)


Bu hadis-i şerif’ten Hz. Esma’nın giydiği elbisenin bedenini örttüğünü, fakat kollarında açıklık olduğunu bunun üzerine Resulüllah (s.a.v) bu kıyafetinden hoşlanmadığını, ellerinin üstünün parmaklara kadarda örtünmesi gerektiğini islam alimleri anlamışlardır ve de böyle ifade etmişlerdir.


Hz. Âişe'den rivâyete göre, bir gün Hz. Ebû Bekir'in kızı Esmâ ince bir elbise ile Allah Resulunun huzuruna girmişti. Resulullah (s.a.s) ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu:


"Ey Esma! Şüphesiz kadın erginlik çağına ulaşınca, onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir." Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti." (Ebu Davûd, Libâs, 31). "Allah Teâlâ ergin kadının namazını başörtüsüz kabul etmez" (İbn Mâce, Tahâre, 132; Tirmizî, Salât, 160; Ahmed b. Hanbel, IV, 151, 218, 259).

Günümüzde İslam'a uygun olarak giyinmeyen acayip bir şekilde başını örtenlere Allah'ın REsulü Hz.Muhammed(s.a.v) efendimiz bakınız ne buyuruyor.

Ibn-i Abbas (r.anhuma)’dan dediki:


“Resulüllah (s.a.v) kadınlardan erkeklere benzeyenlere, erkeklereden de kadınlara benzeyenlere lanet etti.” (Buhari nr:5751, ebu Davut nr:4098, Ahmet b.Hambel nr:3149, Nesei nr:9161)


“Ümmetimin son dönemlerinde bir takım adamlar olacaktır. Erkekler gibi eğerlerin (bineklerin) üzerine binip cami kapılarına ineceklerdir. Hanımları ise giyinik uryandır, (giyinik çıplaktır), başları üzerinde arık deve hörgücü gibisi vardır. Onalara lanet edin. Zira onlar lanet olunmuşlardır.” (Ahmet b.Hambel - müsned nr.6786, Ibn-i Hibban sahih nr:5655-7347)


Tesettür ile ilgili diğer hadis-i şerifler :

Umeys’in kızı Esma’dan şöyle nakledilmiştir :


Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gün Hz. Aişe radıyallahu anha’nın evine girdi. Kız kardeşi Esma yanında idi. Üzerinde vücudunun her tarafını örten ve yenleri geniş bir elbise vardı. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem onu görünce kalkıp dışarı çıktı. Hz. Aişe radıyallahu anha kız kardeşine “Buradan uzaklaş Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, sende hoşlanmadığı bir şey gördü.” dedi. Hz. Esma uzaklaştı arkasından Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem içeriye girdi. Hz. Aişe radıyallahu anha niçin kalkıp gittiğini sordu. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem de elbisesinin yenini sadece parmakları görünecek şekilde ellerinin üzerine çekerek şöyle cevap verdi :

“Kız kardeşini görmedin mi? Müslüman bir kadın şurasından başkasını gösteremez.”

| Mecmeu’zzevâid nr : 4168

Bu hadis-i şerif’ten Hz. Esma’nın giydiği elbisenin bedenini örttüğünü, fakat kollarında açıklık olduğunu bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu kıyafetinden hoşlanmadığını, ellerinin üstünün parmaklara kadarda örtünmesi gerektiğini İslam alimleri anlamışlardır ve de böyle ifade etmişlerdir.

Sahabe efendilerimizden Usame b.Zeyd radıyallahu anh’in naklettiğine göre;


Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Dihye’tül- Kelbi’nin kendisine hediye ettiği Mısır kumaşlarından sık dokunmuş bir elbiseyi bana giydirdi, ben de onu hanımıma giydirdim. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem daha sonra bana sordu :

“Ne oldu Mısır’dan gelen elbiseyi giymiyorsun?” Dedim ki, “Ey Allah’ın Resûlü, ben onu hanımıma giydirdim.” Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki :

“Altına pijama türünden bir şey giymesini ona emreyle. Çünkü ben, o elbisenin kemiklerinin hacmini belli etmesinden korkuyorum.”

| Ahmet b. Hambel

Ibn-i Abbas radıyallahu anhuma’dan şöyle nakledilmiştir :


Rasulullah aleyhissalatu vesselam, kadınlardan erkeklere benzeyenlere; erkeklerden de kadınlara benzeyenlere lanet etti.

| Buhari nr : 5751; Ebu Davud nr : 4098; Ahmet b.Hambel nr : 3149; Nesei nr : 9161

Hz. Âişe’den rivâyete göre, bir gün Hz. Ebû Bekir’in kızı Esmâ ince bir elbise ile Allah Resulü’nün huzuruna girmişti. Rasulullah aleyhissalatu vesselam ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu :


“Ey Esma! Şüphesiz kadın erginlik çağına ulaşınca, onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir.” Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti.

| Ebu Davûd, Libâs, 31

“Allah Teâlâ, ergin kadının namazını başörtüsüz kabul etmez.”

| İbn Mâce, Tahâre, 132; Tirmizî, Salât, 160; Ahmed b. Hanbel, IV, 151, 218, 259

Sahih-i Müslim’de sahabelerden Ebû Hureyre radıyallahu anh tarafından bir rivayette Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem, giyindiği halde açık olan, yani ince ve şeffaf elbise ile dolaşan kadınların Cehennemlik olduklarını, Cennetin kokusunu bile alamayacaklarını bildirirler. (Müslim, Libas.-125.)

Harbın oğlu Züheyr bana anlattı : “Bize Cerir Sehl’den o da babasından o da Ebu Hureyre radıyallahu anh’den nakletti. Ebu Hureyre radıyallahu anh dedi ki : Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu :


Ateşlik iki sınıf insan var ki ben onları henüz görmedim. Yanlarında sığır kuyruğu gibi kamçılar olup insanları onlarla döven topluluk ve biri de bir takım kadınlar topluluğudur ki bunlar giyinik, çıplaktırlar. Görenleri yoldan saptıran ve kendileri de haktan sapanlardır. Başları bir tarafa sarkan deve hörgücü gibi olacaktır. Bunlar cennete giremeyecekler. Kokusu şu kadar, şu kadar yürüme mesafesinden alındığı halde, bunlar cennetin kokusunu da bulup alamayacaklardır.

| Müslim – sahih bab: libas ve’l- zineh hadis nr.3971

Ayrıca Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam’ın bildirdiği giyinik çıplaklar hususunda aşağıdaki linke tıklayarak bilgi alabilirsiniz :

Resulullah’ın Bahsettiği Giyinik Çıplaklar Kimlerdir?

Alkame bin Ebi Alkame, annesinin şöyle dediğini rivayet eder :


Abdurrahman’ın kızı Hafsa’nın başında, saçını gösterecek şekilde ince bir başörtüsü olduğu halde Hz. Âişe’nin huzuruna girdi. Hz. Âişe radıyallahu anha başından örtüsünü alarak ikiye katladı, kalınlaştırdı.

| Muvatta’, Libas:4

Hz. Âişe radıyallahu anhâ ilk başörtüsü uygulamasını şöyle anlatır :


Allah ilk muhâcir kadınlara rahmet etsin onlar; “Baş örtülerini yakalarının üstüne taksınlar…” (en-Nûr, 24/31) ayeti inince, etekliklerini kesip bunlardan başörtüsü yaptılar.

Yine Safiyye binti Şeybe şöyle anlatır :


Biz Âişe ile birlikte idik. Kureyş kadınlarından ve onların üstünlüklerinden söz ettik. Hz. Âîşe dedi ki :

“Şüphesiz Kureyş kadınlarının birtakım üstünlükleri vardır. Ancak ben, Allah’a yemin olsun ki, Allah’ın kitabını daha çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nitekim Nûr Suresi’nde “Kadınlar başörtülerini yakalarının üstüne taksınlar…” ayeti inince, onların erkekleri bu ayetleri okuyarak eve döndüler. Bu erkekler eşlerine, kız, kız kardeş ve hısımlarına bunları okudular. Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından, Allah’ın kitabını tasdik ve ona iman ederek başörtüsü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamberin arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı.”

| Buharî, Tefsîru Sûre, 29/12; İbn Kesîr, Muhtasar, M. Alî, es-Sâbûnî, 7. Baskı, Beyrut 1402/1981, II/600

Bir başka hadis-i şerifte ise Peygamberimiz Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur :


Kadın örtülmesi gereken avrettir. Dışarı çıktığı zaman şeytan ona gözünü diker.

| Tirmizî, Radâ, 18

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder