22 Eylül 2015 Salı

Dünyanın Çılgınlığı Kendi İmalatıdır


-“Ey insanlar! Allah’ın verdiği söz (vaadi) gerçektir. O halde dünya hayatı sizi aldatmasın (ibadet ve taatten alıkoymasın). Çok aldatıcı şeytan, sizi Allah’ın affına güvendirmekle aldatmasın”. Fatır Suresi 5.
-“Kesin inananlar için yeryüzünde nice deliller vardır”. Zâriyat Suresi 20.
…………..
Sadece şu iki ayeti kerime bile tüm dünya Müslümanlarını yerimizden hoplatması lazım ama gelin görün ki, “kabuğumuz Müslim, içimiz …….”olunca ortaya böyle bir İslam âlemi çıkıyor.
Üstad Nedvi, dün tanıtmaya çalıştığım eserinin bir yerinde şöyle diyor:
“Müslümanların hayat sahnesinden çekilmeleri, milletlerin ve dünyanın kumanda mevkiinden ayrılmaları, din ve dünya işlerindeki aşırılıkları, kendilerine ve hemcinslerine karşı giriştikleri cinayetleri neticesinde Avrupa, milletlerin liderlik sandalyesine oturdu.
Ve böylece personeli dağılan hayat ve medeniyet gemisinin yürütülmesinde ve dünya liderliğinde Müslümanların yerini aldı.
Neticede milletlerin, cemiyetleri ve medeniyetleriyle bütün dünya,maddeci cahiliye lokomotifinin çektiği hedefe doğru hızla ilerleyen bir vagon haline geldi.
Müslümanlar da diğer milletler gibi ellerinden hiçbir şey gelmeyen yolcular durumuna düştüler. Avrupa kuvvet ve sür’at yönünden ilerleme kaydedip, maddi araç ve vasıtaları çoğaldıkça, bu beşeri vagonlar da cehaletin hedefine doğru ilerledi.
Evet, ateşe, yokluğa, ızdırap ve intihara, içtimai taşkınlığa, ahlaki geriliğe, iktisadi buhrana, ruhi iflasa doğru…
İşte bugün Avrupa en süratli treni bile geride bırakmaktadır. O, uçak hızıyla ve hatta atom enerjisiyle gayesine varmak emelindedir”.
………….
Varlıklarını yalnızca İslam ve Müslüman düşmanlığı üzerine bina eden Yahudilerin, kapital ve medya ile abluka altına aldığı ve kendilerine esir ettiği Hıristiyan Avrupa, ahlaki terbiyeyi, ruhi gıdayı devamlı küçümsemiştir.
İslam’ın insanlığa sunduğu esasları inkâr ederek icad ve keşiflerini hızlandırması, ahlaki engelleri ve dini maniaları ortadan kaldırıp, maddi imkana kavuşmasıyla; zayıfları ezen, nesilleri ve milletleri mahveden hale gelmişlerdir.
Özellikle son iki yüz yıldır daha doğrusu Osmanlı Devleti’nin içeriden ve dışarıdan zayıflatılmasıyla, pek çok İslam ülkesi ve milletlerinin, Avrupa cehaletinin gönüllü elemanları olmaları, İslam’dan uzaklaşmaları sebebiyledir.
Osmanlı Devleti’nin çekildiği topraklar üzerinde bugün 76 ayrı devlet vardır. Ve bu ülkelerin hiçbirisinde; “huzur, güven, istikrar” yoktur.
Hıristiyanların gaspından kurtulmak isteyen bu devletler ile Osmanlı coğrafyasının dışındaki İslam ülkelerinin gözü Türkiye’dedir.
İşte bu yüzdendir ki, ülkemize ve milletimize karşı düşmanlıkta ittifak eden iç ve dış çevrelerin amacı; bu umudu yok edip, lime lime dökülen Avrupa’ya yeniden can suyu olmaktır.
…………….
“Önce insan” diyerek, insani değerleri gayen edinmeyen tüm sistemler çökmeye mecburdur. Helak olan toplumlar buna örnektir.
İster inanılsın ister inanılmasın, insanlığın son sığınağı İslam’dır. Yarına tek sığınağımız İslam.
Hüseyin Öztürk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder